Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

18 Eylül 2014 Perşembe

Kız Kuleli Evde

Dün o kadar yorulmuşum ki,bugün akşama kadar yatıp tavana bakasım var. Gece de yattığım yerde külçe gibi kalmışım.

Dün, Baharla'ya gittim ben. Benim için o hep Baharla,asla Bahar değil. En eski blog arkadaşlarımdan. Daha Türkiye blogun ''b''sindeyken biz blog yazardık.Sanki herkesin birbirini sevdiği,kolladığı, birbirinin derdine derman olduğu,bir gün göremese meraklara düştüğü kocaman bir mahalleydi. Herbirimiz dünyanın farklı yörelerinde olsak,birbirimizi hiç görmemiş olsak da bu böyleydi. Bu duygu geçerdi.Bahar o günlerin hediyesi bana. Neredeyse 9 yıl olacak iletişimizi hiç kopmadı. Evime geldi, bana bergamut reçelleri getirdi hep Lalem dedi... Dün yine tanışma nedenimiz blog olan Mihriban/Hüznün Tadı ile Baharla'nın her penceresinden ama her penceresinden Kız Kulesi görünen evine konuk olduk.Dün Kız Kulesine karşı taraftan ama doya doya baktım.
Apartman kapısından içeri girdiğimizde bir kokular gelmeye başladı, eğer bu koku senden gelmiyorsa geri dönerim dedim :)Neyseki bizim için hazırlanan cup keklerin kokusuymuş. Şu  fotoğrafa bakar mısınız, görüntüleri tadları ve kokuları kadar güzeldi.
Ne güzel bir gün oldu, Mihriban ve Bahar'la masa başından hiç kalkmadan sohbet ettik.
Herşey güzeldi de Bahar'ın evinin yeri benim için deaavantajdı... O manzara tabikitleri de bir tırmanışı ve bir inişi gerektiriyordu :) İnerken zorlansam da neyseki gece korktuğum arızayı göstermedi.


Akşam dizi izledim...Benim Adım Gültepe... Henüz beğenip beğenmediğime karar vermedim. Mete Horozoğlu ve Ayça Bingöl hatırına bakıyorum. Sanki biraz Bati Yakasının Hikayesi ya da Keşan'lı Ali gibi bir şey diye düşünüyorum.Bu sezonun en favori dizisi benim için; Ulan İstanbul. Bir de ''Ah Neriman''ı bekliyorum.Çünkü bize yakın bir yerlerde çekiliyormuş,ayrıca da Perran Kutman'dan artık bir Şehnaz Tango gibi bir şey bekliyorum.

Gelelim Film kitap konusuna. Salı günü kışlık domates sosu yaparken bari ritüele uygun olsun dedim ve ''Mutfak Sohbetleri''ni izledim. Üç kadının, mutfağında geçen bir hikaye, biraz diyaloglara dayansa da benim hoşuma gitti. Bir mutfakta misler gibi hazırlanan lazanya yandı, diğerinde harika bir salata yapıldı, kendisi için harika yemekler hazırlanan sevgili iş yerinde pizza yedi :)Tüm hikaye bir kaç saate sığıyor bir dar zaman ve dar mekan filmi diyebilirim.

Kitap konusuna gelince, ayol ben size bu konuda sitemkarım, isyaaaaaanım var :) Siz beni Bibliyomanyaklar/Kitap Düşkünleri  da yalnız bıraktınız,oldu mu hiç ?...Bu haftanın yazısını ben yazdım. Alper Atalan'ın ''Çok Kısa Bişi Anlatıcam'' adlı kitabını... Üstelik yorum bırakan okuyuculardan birine kitap ödülü var...Şuradan gidip okuyabilir, Alper Atalan'ın bir şeyi kısa kıp kısa ama ne kadar sıcak anlatışının üzerimde bıraktığı hissiyatı anlayabilirsiniz.yorum bırakabilirsiniz TIK

Şimdi gidiyorum tabikitleri de yatıp tavana bakmayacağım...Okey grubumla sezonun ilk karşılaşması var :)