Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

18 Nisan 2013 Perşembe

Ev hali....filmler,kitaplar

İstanbul pazartesinden beri soğuk ve yağışlı...Bu bana evde dinlenme için bir fırsat yarattı. Üç gündür  evde filmli,çaylı kahveli tek kişilk partiler yapmaktayım:))Sabah kalkınca şöyle bir toparlanıyorum, akşam yemeğini yarlıyorum sonra yatmaca yuvarlanmaca...Bünyemin buna ne ihtiyacı varmış bilemezssiniz:)) Bugün bir 15-20 dk. çıktım. Gelirken simit fırınına uğradım,simit aldım ve  kendime bir demlik çay ve tulum peynirli, simitli  ziayfet çektim,film izledim.İki gün üst üste çok güzel filmler izledim. iki filmi de izlenesi filmler kategorisine koydum. Hatta kaçırılmaması gereken filmler kategorisi bile olabilir.

İlki Kayıp Çocukluk...2011 yapımı bir Arjantin Dram filmi...Fidel Castro Küba'sıyla uyum içinde bir komünist yönetim kurmak isteyen gerilla hareketinin bir çocuğun bakış açısından aktarılışı...Çocuğa  kimlik değişiminin gerekliliğinin CHE üzerinden çizgilerle bir anlatış sahnesi var, sırf bu sahne için bile mutlaka izlemelisiniz bu çeşitli festivallerde ödül almış filmi.




İkinci film;Bugün izlediğim, ne yapın edin izleyin diyebileceğim bir film.Adı;''Peki şimdi Nereye'' ...oldukça yüksek bir puana sahip,bol ödüllü bir film. İzlerken hem çok düşündüm, hem çok keyif aldım ve bu dünyanın tüm sorunlarını çözebilecek gücün kadınlar olduğuna yalnız tabiki  örgütlenmiş kadınlar olduğuna, bir kez daha karar verdim. Çok şey söylemek, filmle ilgili ipuçları vermek istemiyorum. Ama başlangıç sahnesi aynen Vizontele gibiydi,bakalım izleyenler aynını düşünecek mi?






Kitabım hala ''Safran Gökyüzü'' kitabın ortasında ancak anlaşıldı isminin nereden geldiği...Kitap şu açıdan ilginç...Tek kahraman yok,olay örgüsü bir kişi etrafında dönmüyor. Birbirlerini 10 yaşından beri tanıyan kiiii bu tanışıklık dönemlerini de yakinen takip ettik,birlikte okula gitmelerine,oyun oynamalarına falan...üniversitelerini de okuttuk inşallah maşallah...Şimdi biri ülkenin en iyi genel cerrahı olma yolunda, biri; bir sanat galerisi yönetiyor, bir diğeri de şimdilik bir tıfıl gazeteci...Bu kızlar, çok zengin,  ortalama ekonomik düzey ve de bir yoksul bir Macar göçmeni gibi gelir düzeyi sıralamasına  sahipler ... Bir adam var, çok zengin...Biri legal diğeri illegal iki eşi var...Eşlerden biri  çok güzel,asil ve de alkolik, diğeri çok güzel ve de  bir köylü aileye sahip... Bir adam daha var, Mali'li siyahi...Ve de Çevre Bakanı... Bir oğlan var ,uyuşturucu müpteleası...Ben bunlarla uğraşıp duruyom anam bana da yazık:))

Şimdi gideyim çünkü dün gece ''Safran Gökyüzü''nün altında bir kızceyiz bıraktım. Bir evin verandasında oturmuş, ''Safran Gökyüzü'' ne bakıyordu...Ona da yazııık...Bu Vasviye Teyze  konuşmalarından bıkanlar da parmak kaldırsın...Gülse Birsel konuşama dilimize ''oldu gözlerim doldu'' dan sonra yeni bir.... ay adlandıramadım  da...

Neyse hadi bu kez sahiden de gittim...