Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Baştan , Gamsegamse için yaptığınız yorumlara ve tüm güzel dileklerinize teşekkür ederiz ailece.

Şimdi gelelim sadede, çoook yorgunum. Düğün evi halt etmişti yanımızda. Bir faaliyet bir faaliyet sorma gitsin. Günler öncesinden balonun hazırlıkları. Yüzlerce kıyafet denemeleri, son anda fikir değiştirmeler kuaförler falan derken Gamze^yi evden çıkardık. O çıktığında evi görmenizi isterdim. Araba aşağıda bekliyor, o hala bir şeyler peşinde.Aynı günün akşamı Nazlı'da Bodrum yolcusu, onun telaşı da bir yandan. Ben hadi bunlar oturup öyle eni konu masada yemek yemezler, ayakta atıştırabilecekleri bir şeylerde hazırlayayım diye mutfak da da koşturuyorum falan.Balo da çok eğlenmiş olarak geldi. Topuklu ayakkabı giyenler için tüyo, ayakkabısına yapıştırdığı silikon sayesinde , hiç ayakları yorulmadan tüm gece dans etmiş. Watson's larda satılıyor.

Kep töreni günü başka alem, cüppe içine giyilecek elbise yüz kez değişti belki, sonunda, bu benim ancak dedi ve kot giydi iyi mi????.

Neyse töreni de yaptık. Veliler de çok eğlendi tören de. Bir çok arkadaşının ailesiyle o gün tanıştık. En çok güldüğümüz; sürekli resim çektirdikleri kişinin , tek tek ve topluca , hatta sınıfca bile heheheh okulun yanındaki fotokopici olmasıydı. Meğer bunların sınıfı o kadar çok seviyormuş ki ders programları dört yıl boyunca , dükkanın camında asılı durmuş. Adamcağız son vazifesinide yapıp , kep törenine gelmişti. Hava da şansımıza nasıl güzeldi, püfür püfür rüzgarlı, şerbet gibi bir havaydı. Rektör yardımcısının bize sayın valiler diye hitap etmesine tüm davetliler güldü. Finallere üç hafta kala vefat den bir öğrenci için saygı duruşu yapılırken , ben gözyaşlarımı tautamadım. Tören bitince hep birlikte dans başladı. Aşena güne damgasını vurdu, artık bundan sonrası dans dans dedi, bizi gülmekten öldürdü.

Kep töreni sonrası , hep birlikte bize geldik. Akşam sekiz gibi falandı, akşam yemeğini bizde yedik gece 12 gibi dağıldık. Zuz biz de kaldı, ertesi gün de işe gitmedi zaten:))). Bütün gün evde bir oraya bir buraya yayıldık. Bu gün de toplantıları varmış Cancan geldi. Şimdi içerde uyumakta:)). Anlayacağınız , bizim ev de aksiyon bitmez.


15 temmuz kşamı karı-koca Ordu yolcusuyuz. Bu gün telefon açtım , kahvaltıyı köye hazırlayın dedim. En büyük zevkimdir. Bagajları eve bırakıp, kapı kapı teyzemleri toplayıp , hep birlikte köyde kahvaltı etmek. 100 yıllık kahyamız Halil Amca namı diğer Halla ga ve karısı da katılırlar oradan. Halla ga benim çocukluğumu , harmanda koşmamı falan anlatır Kocama bir taraftan. Bizim aileye katıldığında çocukmuş. Anneannem ve dedem evlatlarından ayırmamışlar. Şimdi torun torba sahibi ve yeri her zaman yanımızda baş köşe. Kahvaltıdan sonra da Annemi ziyaret eder , Ordu'ya geri döneriz.

Şimdilik benden bu kadar. Yarın ve pazartesi ev de yoğun bir temizlik var, hafta içi Beyoğlu ekibimleyim, hatta bir geceyide onlarla geçiricem. Sonra Cancan'ın doğum günü hazırlıkları var. 11 temmuz cumartesi günü bir yaşına girecek.

E hadi gittim ben kalın sağlıcakla.