Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Eylül 2011 Pazartesi

aya gittiniz de n'oldu...


Yine gece yarısı... Kızlar okula başlasın normal hayatıma döneceğimin tesellisi içindeyim...
Yazı yazmak gibi bir niyetim yoktu ama kitapta okuduğum satırlar beni yazmaya itti...Hangi kitap demeyin beni utandırmayın...bayramdı, hastalıktı derken hala Çoluk Çocuk'u okuyorum...Böyle sevdiğim bir kitaba rastladım mı da tadını çıkaraa çıkaraaa okumayı bayılırım...Bir şarkı adı mı? geçti aç şarkıyı dinle, bir ressamın adı mı ? geçti hemen resimlerini bul bak gibi etkinlikler çerçevesinde okurum...
İşte bu akşam kitabın bir yerinde Patti dedi ki...her şey aya gitmekle başladı...Ay uzak, büyülü bir şiirdi...Şimdi orada insanlar yürüyor... tanrıların incisinin üzerinde lastik izleri var... Aynı duyguları Kız Kulesi ziyarete açılıp, içine restoran , cafe neyin açılınca yaşamıştım... Büyüsü bozuldu, binbir efsaneye konu olan Kız Kulesi ayak altı oldu diye tırım tırımm etmiştim.Hala da gitmedim, haftada en az iki kez önünden denizden , karadan geçtiğim, yokuş aşağı koşsam kendimi önünde bulacağım yere... Ama Kızlar gitti ve çok beğendiler... Leylak Dalıcımla gideceğim... Hep karşıdan baktığım Kız Kulesine..bu kez Kuleden bakmak için İstanbul'a... En kötü yanı sanırım manzaranın içinde Kız Kulesini görememek olacak...

Tamam gece yayını sona erdi... yarın büyük gün İstanbul Leylak Dalı'nı ağırlayacak... Umarım güneş biraz kendini arka plana alır...rüzgar şöyle kibar kibar eser...ne de olsa misafir var... benim diz bir kalleşlik etmez, güzel güzel gezeriz, keyifli anıları ceplerimize doldururuz...