Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Aralık 2007 Cumartesi

ÖNCEKİ GÜNDEN DÜNDEN , BUGÜNDEN YARINDAN

Gözlük almaya gidiyorum demişim, kalmışım. Evet , kaldığım yerden devam ediyorum. Zuz la buluşmak için Kadıköye gittim.
Ooo bizimkinin işi benden çoktu. Önce nüfus müdürlüğüne gittik. Baktım sıra var. Ben gideyim gözlük işini halledeyim dedim. Nasılsa gideceğim yerde , arkadaşımın, O da yardımcı olur dedim. Gittim , gözlüğü Eda ile birlikte beğendik.Yarın alcaksın dedi. Hoppala yarim yaz geldi dedim. Neyse yapacak bişe yok. O sıra Zuz aradı- benim işim burada bitti dedi. Tekrar buluştuk , bu kez Üsküdar- Doğancılar S.S.K da işi vardı, oraya geldik. Baktık sıra orda da almış başını gitmiş. Saat dörtte de kapanıyormuş. Acaba yetişir mi?, yetişmez mi derken baktık bir saat var daha. Bekledik, iyi de ettik , sıra bize geldi. Şimdi, sıra kime geldiyse gişeden bilgileri veriyor, sonra içeri girip evrğını alıyor. Cam bölmeli bir yer. Zuz sırası gelince , verdi kağıtları içeri, sonra evrakı almak için içeri girdi. Baktım adamlara bişey söylüyor, bir adam kalktı pencereleri açtı. Dışarı çıkınca ne oldu dedim- ne kadar havasız, nasıl çalışıyorsunuz burada, dedim dedi. Yani sana ne ne , ne karışırsın dimi olmaz, karışır.
İşleri bitirdik ,acıktık,yorulduk.Külünkoğlu na girdik, Üsküdar da. Burası, hani fırınımsı pastaneler vardır ya ; öyle bir yer. Kendine özgü çeşitleri vardır. Mesela bülyen gibi. büyükçe bir at nalı düşünün. Hafif pembe , üstü toz şekerli gibi. İçi de badem ezmeli bir pasta. Çeşit çeşit galetaları vardır. Bir kişiyi yedimi doyuran, abartısız neredyse 10 cm çapında büyüklüğünde kurabiyeleri vardır. Ben mesela o gün bir kurabiyeyi dörde böldüm masaya koyarken. Enfes tahinli çörekleri de unutmayayım. Yolunuz düşerse uğrayın bir. Hemen balık pazarından çıkınca sola dönünce sağ tarfta . Açız ya aldık bi sürü bir şeyler . Kızları aradık çay suyu koysun , eve gelen varsa diye, biri vapurdaymış biri serviste.
Eve hep birlikte girdik. onlar doğru bilgisayarın başına toplandı, kakarakikiri facebook vaziyetleri. Ben bağırınıyorum, birlikte geldik, hani bende yoruldum acıktım diyorum. ayyy doğru , şimdi geliyoruz diyolar, ne gelen var ne giden.
Masayı hazırladım. Bizde gelenek. Eğer dördümüzsek masada. Yani Gamze , Nazlı , Zuz ve Ben. Masa annemden kalan, örtüler, çay bardakları, çay tabakları , servis tabakları , hatta çatalalları bile, onlarla hazırlanır. Çay tabakları, uçuk yeşil , uçuk mavi renkte, üstlerinde eski Fransız tipi kadınlar erkekler, ya piknikte ya baloda tasvir edilen resimler var. Kenarları da dantel gibi fırfırlı. Servis tabakları , ince , ışığı geçiren porselen , üstünde zarif natürmontlar. Aynı annemin bize hazırladığı masalar gibi olur yani. Yedik içtik , ama son golü ben attım. Hakanım Şükürüm gibi. Gördünüz mü?, yine nasıl skoru belirledi hehehe. Yani diyeceğim masadan kalktım kanepeye yattım. Gecede kestane beklediler ama , çamura yattım. Belki bu gece.
Dün akşam , eski iş arkadaşlarımdan birinin kına gecesi vardı. Garip geldi dimi? , benim iş arkadaşım ve kına gecesi. Yahu iş yerlerinde çalışan herkes aynı yaşta mı?. İlmiyemle gittik. Çok güzel oldu, sanki hiç yapmışım gibi kına yoğurdum. Tabii eldivenle. Dönüşte de taksici ile kavga ettim. Eve gelip , anlatınca, Kocam kızdı. Üç kuruş için niye böyle yapıyosun diye ama. Mesele o değil, mesele hakkını aramak. Adamı çağırdık. Taksimetreyi duraktan açmış öyle gelmiş. Hiç böyle bişe duydunuz mu. Hep duraktan çağırırm , hiç rastlamadım. Tabiki vermedim farkını. Zavallı İlmiyem de sen bi kork ,ben adama laf söylerken. . Ne korkuyosun kızım, benim atalarım sırtında top mermisi taşımış, anneannem seferberlik görmüş, o adamdan mı korkucam dedim. Uyyyy damarım kabardı yine , yine de şahlanıyor amman da kolbaşının da atlarııııı. Hasan Mutlucanı hatırladınız mı? . Hey gidi.
Bu gün evdeyim. aslına bakarsınız , iki gündür boynum tutuk, ensem, kafamın arkası hatta kulaklarım , hatta kollarım çok ağrıyor. İlaçlanıp ilaçlanıp geziyorum. Bu gün kesin ültümatom aldğım için evde dinleniyorum . Yemek bile yapma dediler. O yüzden prensses halleri takıldım. Yani bu gün dinlenmeye çekildim ki , yarın arkadaşın nikahı var. Eee bütün arkadaşlar bir araya geleceğiz. Nikahtan sonra hemen eve dönecek değiliz herhalde...