Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Nisan 2012 Pazar

pazar

Dün sabah Gamse biraz hasta gibiydi. Bir gün önceki 23 Nisan provalarında terlemiş üşütmüş herhalde.Birlikte kahvaltı ettik, ilacını içti, salonda teelvziyonun karşısına kuruldu. Biz de Naziş ve Kocam ile birlikte Kuzguncuk'a kadar yürüyelim dedik. Sabah Naziş bana -anne yürüyüş yapalım mı? diye sorar sormaz ; yağmur şarrrrr diye cevabı verip , çocuğumun moralmanini yerle bir etmişti.Öğleden sonra açınca , hemen hazırlandık gittik. Ama vay efendim ben hasta çocuğumu evde bırakıp gezmelere gitmişim. Altı üstü bir iki saat evde yoktum.Beni yürüyüşe götüren de tam Sittirella ile telefonda konuşurken anne diye çağırıp duruyordu ben de hiç bakmıyordum, meğer resmimi çekecekmiş. Ben de saf saf konuşmam bitince gülerek poz verdim, herhalde lalelerin yanında resmimi çekecek diye... Gerçi fikri veren kocammış ama resmi Gamse'ye gönderen de Naziş...
Benim mail şifrem, banka şifrem, blog şifrem, facebook giriş şifrem hep bunların elindedir. Zuz yerime arkadaş onaylar, diğeri bloguma girip korsan yazı yazar, hesabımdan oyun oynar. Benim kişisel hesabıma para yatırıp fon hesabı açıp hesabımı kullanılmaz hale getirir. Bunları neden kendi hesaplarından yapılmadığını bir onlar bir Allah bilir. Henüz ben akıl sır erdirebilmiş değilim.

Evde boya işi devam ediyor. Kocam, ustaya-Usta, benim hanım çok huysuzdur, aman dikkat et uğraştırma beni de seni de demiş. Var mı? böyle bişi...Adam, ben gider gitmez eline aldı bezi orayı burayı siliyor. Ben de bilmiyorum ya- ben sana daha iyi bezler göndereyim dedim:))

Dün gece Survivor izledik. Nihat'ın hatırına Ünlüleri tutuyoruz...Bu akşam yine onu izleyeceğiz...

Bu akşam yeni bir kitaba başlayacağım ama henüz karar vermedim.Gece karar vereceğim.