Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Şubat 2011 Cuma

Hafta Sonu Kıyağı





Yağışlı ve soğuk geçecek hafta sonu için size bazı kıyaklarım olacak... Önce iki film önerisi
İlki Aşka Fırsat Ver...Sophie Marceu...2010 Fransız yapımı...çok beğendim...Filmin cümlesi...Rüyalarınız o kadar büyük olsun ki hiç gözden kaybolmasınlar. İnsanı zaman zaman çocukluğunu döndüren, hayatını yeniden gözden geçirten bir film.Cesaretin Varmı Aşka? nin yönetmeninden. Bu arada Cesaretin Var mı Aşka'yı izlemediyseniz onu da listenize alın.

İkinci film ise inanılmaz bir kadro ile yapılmış. Ben filmi çok beğendim. Yalnız insan bu kadroyla bir sinema şöleni beklemiyor değil..Her filmin bir rengi var demişti bir keresinde bir sinemacı- kim olduğunu hatırlamıyorum,bin özür kendisinden-Eğer öyleyse bu filmin rengi pembe... fonda sürekli kiraz ağaçları var. Pembe çiçeklerinden sakuralara benzettim.Bu arada filmin adı Pippa Lee...Rahip baba, sürekli uyarıcılar alan anne, lezbiyen hala ile geçen bir çocukluk. Sonrasında çılgın oradan oraya savrulan bir gençkızlık dönemi ve artık 50 yaşında çoluk çocuk sahibi, bunamanın eşiğinde hasta bir kocası, savaş fotoğrafçısı kızı , avukat oğlu , yakışıklı ve sorunlu komşusu olan bir Pippa Lee'nin özel yaşamının hikayesi var filmde.Üstelik de Pippa uyurgezer:) Film tam bir kadın hikayesi. Filmde Pippa'nın bir sözü var- Bir dilek hahkım olsaydı ; bir öğleden sonramı daha annemle geçirmek isterdim diyor. Bunu ben de düşündüm, öyle bir dilek hakkım olsaydı acaba annem benimle ne yapmak istedi. Ben sanırım Kumburgazdaki yazlığın balkonunda bir çay saati isterdim ondan... Ya da kumsalda yanyana güneşlenmek...
Filmin oyuncuları
Robin Wright Penn (Pippa Lee) , Alan Arkin (Herb Lee) , Maria Bello (Suky Sarkissian) , Monica Bellucci (Gigi Lee) , Blake Lively (Young Pippa) , Julianne Moore (Kat) , Keanu Reeves (Chris Nadeau) , Winona Ryder (Sandra Dulles)

Hafta sonu için önereceğim kitap ise okumayanlar için İsabel Allende'nin Ruhlar Evi veya sizi gerçeklikle gerçek üstülük arası oradan oraya savuracak olan Haruki Murakami'nin Sahilde Kafka ya da Zemberek Kuşunun Güncesi

Bir de hafta sonu kurabiyesi... evinizi misler gibi kokutacak tarçın kokusu ile... Tarçınlı cevizli ve kuş üzümlü kurabiye... 125 gr tereyağ, iki yumurta, vanilya, bir tatlı kaşığı tarçın, yarım su bardağı dövülmüş ceviz ve yarım çay bardağı kuş üzümü ve de tabi ki kabartma tozu, iki kaşık da yoğurt ekleyin yoğurun. Köfte gibi şekillendirin, üstüne yumurta sarısı sürün..
Sıcak çorba yapmayı unutmayın. Ben koca bir tencere ezo gelin pişirdim mesela. Dolapta temizlenmiş hamsimiz var tava olmayı bekleyen... Tavuk pirzolaları karabiber, kırmız biber, kekeik , tuz ve sıvıyağ ile marine ettim dolaba attım, yemek saatine bir saat kala yağlı kağıt
üzerine dizilip , elma dilim patatesle fırına girecekler. Havuçlar rendelendi soslanıp salataya , ya da sarımsaklı yoğurtlanıp ufaktan bir mezeye dönüşecekler.


İçecek önerisi ise HA RE 'den mocalı likör , sıcak içecek olursa güllü ve ya yaseminli çay... Doğadan'ın Büyülü bohça serisinden...


Valla yeter bu kıyakları bana babam bile yapmadı...


Gökyüzü Üzerinde Üç Metre

Haftanın son çalışma günü sabahı...tabi bizim ev için:))cumartesi çalışanlarına sözüm yok. Ben hiç cumartesi çalışmadım ama cumartesi günleri okula giden gruptanım. Ortaokul bitene kadar biz cumartesileri yarım gün okula giderdik. Sonra kalktı bu....Hatırlayanlar var mı? yani benim gibi fi tarihinden kalanlar diyecektim. Cumartesi yarım gün giderdik bir de çarşamba günü yarım gündü.

Dün, gündüz saatlerini kuaförde geçirdim... Saçlarıma renk oturtması yaptık. Bu patates oturtmaya benzemiyor. Bu saçlar ömründe yıkanmadığı kadar yıkandı dün. Bi sene yıkamasam yeridir:) tam o iş bitmişti ki hadi bi kaç da pırıltı atalım dedik . Geçen seferkinden çok daha memnun döndüm eve. Geldiğimde aç kurtlar gibiydim yalnız. Bi de orada çaydı kahveydi derken iyice acıkmışım. Kızlar eve geldiklerinde yorgunlukta ölüyolardı. Dün okulda Faşing vardı. Okul Alman ekolü olduğu için iki yıldır da Alamanların kültürünü öğreniyos..Üç yıl Musevilerin ıcığını cıcığını öğrendik şükürler olsun. İki yılda İngilizlerle haşır neşir olmuştuk. Dünya vatandaşı olmamıza ramak kaldı ...

Akşam tam bir dizimania yaşadım. Önce 19.45 de başlayan Mazi Kalbimde Yaradır'ı izledik. O bitti ...hiç reklam girmiyor...biter bitmez Fatmagül'ün özeti bitmişti ona devam ettik... ben üstüne bir Türkan çaktım ...aniii bir kahveyle kafam yerine zor geldi. Sonra okunacak kitaplar arasından hafif bir şey seçtim. Yeni kitabım'' GÖKYÜZÜNÜN ÜZERİNDE ÜÇ METRE''...112.sayfaya kadar anladığım bir İtalyan ailenin günlük yaşamı gibi....çocuklar okullar, okuldaki ilişkiler...ebeveynler...onlarla ilişkileri. Kolay okunan, kalın olmasına karşılık elimde fazla sürünmeyecek bir kitap gibi. Grace müzikali gibi...Dirty Dancing gibi...romantik İtalya sokaklarında dolaşmak gibi bir kitap bu...yer yer komik yer yer hüzünlü.
Bu kitabı alış nedenim, bu kitabın yayınlanma süreci
Yıl 1992. Federico Moccia bir hikâye anlatmaya karar veriyor. Gençlik, eğlence, umut, aşk, arkadaşlık ve hayalkırıklıkları ile dolu günlerinin içinden geçen bir hikâye bu. Eserini birçok yayınevine gönderiyor. Çoğu cevap vermiyor, diğerleri ise 'yayın tarzlarına uymadığını' söylüyor. Ama yazar romanına inanmaktan vazgeçmiyor.

Hikâyesini seviyor ve paylaşmak istiyor. Kişisel imkânlarını zorlayarak, Ventaglio adlı yayınevine kitabın 3.000 kopyasını bastırıyor ve bu kopyalar çok kısa bir sürede tükeniyor. Basılı kopyalar bitince Gökyüzünün Üzerinde Üç Metre senelerce Romalı gençler arasında fotokopisi çekilip yayılarak, gerçek bir kült haline geliyor. Sadece gençler değil, ebeveyn ve öğretmenler de çocukları ve öğrencileri tarafından kutsal bir obje gibi saklanan bu kitabı merak edip okuyorlar

.

Bu gün yemeğimiz var, evimizde iyi kötü idare eder işte... Karşıya geçecektim hava çok kötü. Ya böyle havalar beni durduramazdı biliyosunuz da bu yıl dizim biraz arıza çıkarttığı için , kendimi frenliyorum.Yakın çevre programı yaparım belki. Belki de en iyisi ev de yatıp, yuvarlanma...çay , kahve kitap filim etkinliği yapmak en iyisidir.


.