Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Şubat 2011 Cuma

tatilin ikinci kültür etikinliği


Dün yine tatil etkinlikleri programımıza devam ettik...Naziş'le kahvaltı bile etmeden dışarı çıktık....Kahvaltıyı Taksim-Bambi'de yaptık....Bu kadar erken çıkmamızın nedeni ;Frida&Diego sergisini çok fazla kalabalıklaşmadan , sakin sakin gezebilmekti...Nitekim de henüz İstiklal caddesi bomboştu.Naziş- Anne , iyi bak keyfini çıkar bu tenhalığın dedi. Frida sergisi güzeldi güzel olmasına da , asıl görmek istediğim tabloları yoktu...Neysekj, en sevdiğim tablosu olan 'Düşüncelerimde Diego' getirilmişti. Onu da göremeseydim yok artık derdim. Frida resimlerinden çok , özel yaşamıyla ön plana çıkmış bir ressam. Hayatının konu edildiği kitabı keyifle okumuştum. Sonra filmi de yapıldı onu da izledim. E sergiyi görmemek olmazdı. Şimdi sıra Mavi Ev' de dermişim. Mavi Ev; Frida'nın müze haline getirilen Meksika' da ki evi:)Yalnız beşinci katta Rus Ressamları sergisi var ki, asıl o görülmeye değer. Eve dönüp bir Rus Klasiği okumak istedim ...
.En alt kattaki daimi konuk,Kaplumbağa Terbiyecinin karşısında ise bir süre oturdum.Nedense bu resme karşı hep özel bir ilgim olmuştur.Ben orada gözüm tabloya dikili otururken,aşağı kattaki resim atölyesinin minik öğrenciler geldi,öğretmenleriyle....Öğretmen,önce Osman Hamdi Bey'in müzeciliğ ve tablo hakkında onların seviyesine göre bilgi verdi ve dedi ki,-Osman Hamdi Bey tablonun içine kendini de koymuştur, Kaplumbağa Terbiyecisinin yüzü Osman Hamdi Bey'in yüzüdür. Peki, siz kimin yüzünün yerine , kendi yüzünüzün resmini koymak isterdiniz diye sordu... Kimi süperman diye bağırdı, kimi örümcek adam, kimi pembe panter....Naziş hadi Anne demese onların peşine düşüp , atölyeye gidesim vardı

.Binada Türk Seramik Sanatları sergisi de vardı...Orada özellikle ağzında bir yılanı yutmak üzere resmedilmiş leylek olan seramik kaba bayıldım.

Sergiden sonra , Gamse ile buluştuk. O'nun dersi vardı sergiye gelememişti. Ama öncesinde Terkos Paasjının altını üstüne getirdik. Gamsegamse bir gün önce arkadaşlarıyla Taksim'de buluşmuştu. Buraya uğramışlardı ve bize tüyo vermişti. Mango ve Zara'da yüzlerce lira ödeyip aldıkları elbiseler orjinal etiketleriyle burada 20-25 lira civarındaymış. Hatta Gamze Zara!da beğenip, pahalı dediği elbiseyi 25 liraya görünce hemen almıştı. Biz de gidince gördük ki, hiç abartmamış... Terkos pasajına girin alt kattaki dükkan. Daha sonra .Öz Sütte oturup Gamse'yi bekledik. Bundan sonrası tufan... Fıccında yemek, İnci'de profiterol molası... Sen Antuan'da Noel Kreşleri Sergisi...
Yolu Beyoğlu'na düşenler aman bu sergiyi de kaçırmayın. Bir kitapta okumuştum bu kreşleri ama bu kadar görkemli bir sunuş biçimi olduğunu tahmin edememiştim.Hatta sanırım Lolipop Pabuçlardaydı....

İtalya’nın dünyaca ünlü ve önemli tarihi bir arkaik özelliğe sahip olan ‘İtalyan Noel Kreşleri’, çok sayıda sanatçının eserlerinden oluşan bir sergi ile İstanbul’lu sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Kilise’de açılan sergi büyük ilgi görüyor.
Dünyaca ünlü İtalyan Noel kreşlerini simgeleyen çok sayıda maket, oyma heykel kabartma eserinden oluşan ‘İtalyan Noel Kreşleri Sergisi’ İstiklal Caddesi’nde bulunan Sent Antuan Kilisesi’nin büyüleyici atmosferinde ziyarete açıld
ı.

Artık karnımız acıkmaya başlamıştı....Naziş Fıccın teklif etti tabi her zamanki gibi...hava soğuk olduğu için içerde oturduk. İçeriye girince gördük ki, sergide aynen Frida gibi giyinmiş ,s rgiyi dolaşan kadın , eşiyle gelmiş bizden önce kurulmuşu:))

Her zamanki mönümüzü istedik....Haluj, fıccın, velibaht ve ortaya çerkez tavuğu. Buranın çerkez lokantası olduğunu daha önce yazmltım...Fıccın;İstiklal caddesi Kallavi sokakda.Burada bir anımız var daha öncesinden...Havanın iyi olduğu bir gün yine Fıccındayız...Dışarıda yiyoruz yemeğimizi. Bir kadın geldi yanıma açım dedi,. Ben de bir güzel çerkez tavuklu sandviç yapıp eline vermiştim. Masadakilere kalmamıştı...

Yemekten sonraki ilk durağımız Atlas pasajı oldu... Biz buraya girince kendimizi kaybederiz. Tasarım eşyalar satan dükkanlar favorimizdir. Bir şapka dükkanı vardır ki, insan kendini kaybedebilir. Naziş tam dişine göre cüzdanlar aldı buradan. Siyah bir tabut şeklinde cüzdan, Gamse'de kıvırcık saçlı bir kız broşu aldı...
Akşamı etmiştik hava buza kesmişti. Trafik desen akııllara ziyan. Dişlerimiz takırdaya takırdaya eve geldiğimizde saat dokuz olmuştu... Fatmagüle yetişmiştik.... Saleplerimizi içerek Fatmagülü izledik.
Dünün hikayesi de böyleydi...