Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Aralık 2007 Cumartesi

Yine İstanbul sokakları ve Dubai den sobe geldiiii hanımmm

İki gündür yine İstanbul sokaklarını arşınlamaktayım. Önce Avrupa yakası. Kurtuluş , Nişantaşı civarı ve bu günde Kadıköy sokakları.
Güllü arayıpta, hadi gel Fato ya gidiyoruz deyince hemen okidoki dedim . Ertesi sabah dün yani erkenden kalktım , şöle bi evi programladım. Akşam yemeği, ev düzeni falan. Gamze ödevini evde unutmuş , aradı dosyayı mailme gönder anne dedi. , sonra da , sakın çıkma çok soğuk kar yağıyor dedi. Yağarsa yağsın dedim ayol, hiç mi karda dışarı çıkmıuyoruz. Hoş çıkınca kar mar görmedim ama harbi soğuktu. . Sonra banka da işlerim vardı, bankaya gittim. Benimle sıra bekleyen teyze bir meraklıydı anlatamam. Öldü , sen ne yapacaksın, para mı yatırcan - he diyorum. Nereye ,niye. Bende masus uzatıyorum lafı. O benim bir numara önümdeydi. Meğer dolarlarını teftişe gelmiş hanım teyzem. Bankada işim bitince hemen Üsküdar- Kabataş yoluyla Kurtuluşa geçtim. Ama motorda , birden aklıma geceki olay geldi. Başladım kendi kendime gülmeye , Bu kadın deli demesinler diye. Denizde dala bata balık arayan karabataklara odaklanıyorum yok gülmem geçmiyor. Şimdi ; gece kitabımı , gözlüğümü aldım yatağa girdim. Kocam da bi taraftan gazete okuyor. Taktım gözlükleri gözüme , açtım kitabı anah o da ne, görmüyorum. Ne oluyoruz ya , ne çabuk bozuldu gözlerim yeniden diyorum. Sonra anladımki kocamın gözlüklerini takmışım. Adam da gözlüklerine bi titiz, ha bire benden kollar. Ben de alıp , bi de gözüme takmışım. Siliyorum ki, acaba kirlendi de göstermiyor mu diye. Olay bu yani. Kurtuluşta kuzenler bir araya geldik, her zamanki gibi bağırış çağırış sohbet ettik.Yedik , içtik.Dönüşte daha bi soğumuştu hava.
Bu gün de İlmiyemle birlikteydik. akşamdan aradı bir şeyler yapalım dedi. - Var benim bir programım zaten , gel takıl dedim. Alkıma gitmem gerekti. Bu gün saat öğleden sonra üç gibi buluştuk. Almam gereken kitaplar vardı , onları aldık . Yukarı katta oturup bir kaç kitap inceledik. Sonra balık pazarında biraz dolaştık, yemek yedik bir yerde sohbet edip eve döndük. Özlemişim İlmiyemi.
Gelelim sobeye; Nalandan geldi. Hoşuma gitti soruları. Hadi başlayalım
Yemek olsam ne yemegi olurum?: Ben sanırım ben kocaman bir pasta olurdum. İçi krokanlı. Yumşacık lezzeti, tatlı ama , arada ağzına gelen krokanları gibi sertte olabilen
Muzik aleti olsam ne olurum?: Sanırım bateri olurdum ben. Çok sesli , çok gürültülü. Ama ahenkli
Araba olsam ne olurum?:Kesinlikle karavan. Herkes yanımda, tüm alet edavatım , mutfağım yanımda. ooooooh tıngır mıngır.
Aylardan hangisi olurum?:Eylül, eylül . Başkasını düşünmem bile. Yapraklar sararsın, hava hafiften soğusun.
Ayakkabi olsam ne olurum?.Rahat bir terlik olurum. Şıpıdık şıpıdık ses çıkaran
Kiyafet olsam ne olurum?.Sabahlık olurdum ben , pek severim sabahları salına salına sabahlıkla gezmeyi. keyfi hatırlatır bana . Bi de annemi. her sabah uyandığımda onu üstünde sabahlığı , elinde kahvesiyle hayal ederim.
Sıra geldi sobelemeye, İlknur, mavianne ve angel , ve de şekerimpembem hadi