Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Nisan 2009 Salı

hastayım hasta

Dünkü yazımı yazdıktan 15-20 dk sonra burnum çeşme gibi akmaya başladı, boğazım da acıyordu. Hiç aldırmadım pazara gittim ama kazın ayağı öyle değildi, geri döndüm. Yarım saat kadar yattım, geri kalktım. Kuru patlıcan dolması ve kabak dolması yaptım, patates kavurdum, kek yaptım.
Gittim yattım. Gözlerim burnumdan daha fazla akmaya başladı ve bir çizgi haline geldi. Ev halkından uzak durayım dedim yatak odama gittim. Kocam geldi- ben biliyodum böyle olacağını, illede artistlik yapıcan güneş var diye hemen ince giyineceksin dedi. Bana ballı limonlu bi çay yaptı, bi de ilaç verdi aaaa iyi oldum. Ama yataktan çıkmadım uyur uyanık tv falan izledim. Gidin yanımdan dedikçe kızlar yanıma doluştu, bi de üstelik izlediğim diziyle ilgili o ne , bu kim, niye öle dedi diye soru yağmuruna tutup, beni zıvanadan çıkarıp yeniden hasta ettiler. Gece burnum tıkandı burun fısfısıyla arkadaş olduk. Sabak kalktım çay falan içtim , burnumun akması gitmiş, hafif tıkanık hala.
Bu gün arkadaşlarla okey oynayacaktık. Evden kati suretle gitmeyeceksin ültimatomu aldım. Arkadaşım kocasının beni gelip evden alacağını söyledi. Ben şimdi diyorum ki ev de kalsam ben yine iş miş bişe uydururum, en iyisi gidim çayım , çorbam önüme gelsin , bakım yapılsın he ne dersiniz kulağıma söyleyin ev halkı duymasın bi de akşam hastalığın tekrarlamaması garantisi istiyorum zira yarın da programım var:)))


notArkadaşlar son günlerde bloglarda akıllı blog ödülü mimi var. Biliyorum bir yerden gelip banada bulaşacak. Şimdiden çok teşekkür ediyorum. Lütfen bu konuda beni mimlemeyin. Seçim yapamıyorum ağzıma gözüme bulaştırıyorum ondan bundan kopya etmeye kalkışıyorum falan ..işte öle