Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Şubat 2011 Çarşamba

Sevdadandır

Muhteşem Yüzyılın başlamasını beklerken bir iki satır attırayım dedim. Türk Halkı Hürrem'i yeniden keşfede dursun ben Daye Hatun ile Sümbül Ağa^ya bayılıyorum... Survivor Merve'de role yakışmış neme lazım.Survivor da İzlediğimiz, o dayanıklı erkekleri al şağı eden acı kuvvetli Merve gitmiş, tarihi elbiseler içinde salınan dekolteli Merve gelmiş.Babamla izlemek de ayrı macera... durmadan şıunu da öldürtecek bunu da öldürtecek... Padişah yemek yiyecek Pargalıyla afiyet olsun deyip masadan kalkacak, Pargalı odasına gittiğinde O'nu cellat karşılayacak... Bazı yerleri kabul etmez , böyle değil der... Asıl filim biziz zaten.

Kızlar evde yok , Naziş'in genel kurul toplantısı var... Gamsegamse benim hayalimdeki şeyi yapıyor... Perküsyon kursuna gidiyor. İyice öğrensin düğünlerde birlikte def dümbelek çalacağız. Modern düğün isterseniz bongo neyin çalarız. Hayatda bir şeye yeteneğim var abi o da çok gürültülü bir şey, ne yaparsın.

Bu gün de evdeydim ey blogger halkı unutma bunu... Ispanaklı börek yaptım. Geçen günkü ıspanaklı yumurta versiyonundan sonra bu kez ıspanaklı börekle çıktım sahneye... Mönü yeni olabilir ama ıspanak aynı ıspanak... Yedirirmiyim hepsini, beş saat ıspanak yıkamışım, doğramışım... Etinden sütünden yumurtasından her şeyinden faydalanırım. Suyuyla da çiçekleri suladım, vitamin olsun diye:) Tamamdır bizim evde ıspanak meselesi bir daha ki seneye kadar açılmamak üzere kapanmıştır.Artık makarna haşla yanına iki şinitzel çiziktir, pilav yap yanına iki üç köfte attırıver ... arada ton balıklısını yap makarnanın:)

Size bir akşam müziği de yapıp öyle gideyim .. .Tüm zamanların en güzel şarkısı benim için... Kızlar hadi Anne , bi şarkı söyle çalalım deseler ya Mihriban derim ya da bunu. Ruhuma iyi gelir... yaram varsa iyileştirir...Yazı başlığını da açıklar böylece

kapuska da vaar kitap da vaar ne ararsan var

İngiliz metrosunun her durağında başka bir hikayeye beni tanıklık eden kitabımı, dün gece bitirdim. Adı da zaten ''Her Durakda Aşk''dı. Adı böyle olabilir ama hikayelerin hepsi aşk hikayesi değildi. En beğendiğim hikaye, kendisini aldatan kocasına ; eğer beni seçersen, burayı sana şahane bir yuva yaparım diyen kadının hikayesi. Sonra başlıyor hırsızlık yapmaya... Diyelim kocası reklamını gördüğü bir şeye ne güzel diyor. ---aaa ben sana alırım dediğinde , kocanın çok pahalı olmaz cevabına , bi yerde gördüm çok ucuzdu diyor ve çalıyor tabiki...Oğluna çok pahalı bir kaşmir kazağı, doğum günü hediyesi olarak gönderince ; nasıl aldığını açıklamak için akla karayı seçmesine çok güldüm...Bu hikayeler bana eskiden okuduğumuz , Resimli Roman adlı derginin son sayfasında bu tür hikayeler olurdu, bayılırdım okumaya onları hatırlattı... o tadı aldım. Teşekkürler Asiscim.
Kitap bitmeden yeni okuyacağım kitabımı seçmiştim bile...Belki biraz daha bekleyecekti ama dün okuduğum kitap ekinde, hakkında yazılmış bir yazıyı okumam ,öne almama neden oldu.Bu kitabı öyle iki arada bir derede okumamak için erteliyordum.
Yapı Kredi ve İşbankası'nın ortak çalışmasıyla oluştu bu kitap. İçinde Nazım Hikmet'in kendi sesinden 57 şiirinin de olduğu bir cd ile birlikte. Kitabın adı; Nazım Hikmet Büyük İnsanlık. İçinde ayrıca hiç yayınlanmamaış iki şiiri ve uzun bir söyleşi var.Bir makara banttan cd ye aktarılmış şiirler. Bedri Rahmi Eyüboğlu arşivinden çıkarıldı. Vasiyetiyle yasak kalkana kadar tam 50 yıl saklanmış.Nazım Hikmet iyi saklayın demiş. Çünkü ben ancak sesimle barışacağım ülkemle, ölümümden sonra...Bedri Rahmi, makara bantı kamufle etmek için başına kendi sesinden Mor şiirini okumuş. Bant saklanmak için ordan oraya o kadar gezdirilmişki, ortaya çıkmasına karar verildiğinde bir haftada ancak bulunmuş.

Bu gün için henüz programım yok , Gamse artık çarşamba günleri erken çıkacak, belki onunla bir program yaparız. Saçlarımı bir ton koyultmak istiyorum , belki kuaföre giderim.Yemek yaparım. Dün akşam yemekte ne var diye telefon açmıştı- ben de kapuska demiştim... o da nası yani demişti....öle yani demiş ve lahanın faydalarını anlatmıştım:)) Ne zor bir yemektir... Lahanayı yıka , doğra incecik incecik ...senede bir kez yaparım ve şahane yaparım ... o bilindik kapuska işte denilen yemeği benim nasıl bu leziz hale getirdiğime kocam bile şaşar. Salçalı, acılı, bol soğanlı ve kıymalı. Yanına sarımsaklı yoğurt da hazırlarım. A, olmaz demeyin ... deneyin. Ben bu kapuskayı Semsa'dan öğrenmiştim...o önermişti. Nasılsa kızlarımın ben pişirmedikten sonra oturuup kapuska pişirecek halleri yok. İşte kaybolacak bu lezzetler böyle böyle... Ah Nazım Hikmet kapuskayla aynı yazıda olmak hiç aklına gelmezdi ben de bilirim olmaz ben de bilirim de buraya söz nası gelir onu bilemem... de bu sayfa böyle işte... Şamdan kavaktan, dereden tepeden .

Hadi gittim ben sabah şerifleriniz hayr olsun... gününüz keyifli olsun...