Sonbahar ekim ayının bu pazarında da bize bir güzellik yaptı ve şahane bir hava sundu. Bilmem bu saltanatımız daha ne kadar sürer, yağmurlar ne zaman başlar bilemeyiz ama şimdilik böyle iyiyiz, süperiz.
Dün Naziş'in haftalardır hazırlandığı sunumu vardı, sundu gitti, bitti , gitti ve rahatladı artık. Dün akşam ben eve geldiğimde o yatağa bile girmişti. Ancak hafta sonları birlikte kahvaltı edebildiğimiz için, bugünün
kahvaltısı daha bir özel hazırlanıyor ve mahallenin gözümün bebeee:))
simit fırınından alınan, sıcak simitler ve dere otlu poğaçalar masanın
baş aristi oluyorlar...Bugün de aynen öyle oldular..
Sabah kalktığımda tabikitleri de herkesler uyuyordu ya da uyuyor taklidi yapıyordu, ben yeşil çayımı demledim, aldım elime Turgut Uyar'ın ''Büyük Saat''ini bir kaç şiir okudum, ama sonunda mutlaka ''Göğe Bakma Durağını'' yeniden okudum, ruhum beslendi...Böyle yazdığıma bakıp da şiirden çok anlarım iyi bir şiir okuyucusuyumdur sanmayın. Sevdiğim, bildiğim bir kaç şairin sevdiğim şiirleri var. Mesela kim bilmez- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı, bir dakika araba yerinde durakladı, neden sonra sarsıldı aaltımdan demir yaylar, gözlerimin önünden geçti kervansaraylar diye devam eden ''Han Duvarları''nı... ya da yaş otuzbeş yolun yarısı diyen Cahit Sıtkı Tarancı'yı... Öyle yani her ortalama Türk şiir okuru kadarım bu konuda...İdare eder beni :)
Öğleden sonra geç saatte ancak dışarı çıkabildik.Geçen pazar biz evden gezmeye tozmaya çıkarken , sunum hazırlığı için evde kalıp, arkamızdan melul melul bakan
Naziş için sunum bitti ,sundum gitti çok şükür kutlaması yemeği yedik ailecek... Şura mı? bura mı? derken sonunda kendi mahalle kebapçımızda karar kıldık. Geçen yıl son gittiğimizde her zaman ki gibi bulmamış, hatta ya usta değişmiş ya etler değişmiş diye teesüflerimi iletmiştim kendilerine bu kez aynı kalitedeydi...Burada sadece ana yemeği söyleyip geri kalanı onlara bırakıyorsunuz ve öderken de sadece ana yemeğin parasını ödüyorsunuz. Biz iskenderlerimizi söyledik mesela... O hazırlanana kadar, salatamız, fındık lahmacunlarımız, sıcacık balon ekmeklerimiz, güveçte erimiş peynirimiz geldi...Ödeyeceğiniz para da dört kişi tıka basa doyup, başka yerde iki kişi için ödeyeceğiniz miktar ve üstelik de sadece ana yemek için... (Bağlarbaşı, Nakkaş Tepe yolunda Kardeşim Kebap) görüyorsunuz bizde hizmette sınır yok:)
Bu akşamın tv olayı,Avusturyalı sporcu Felix Baumgartner'in dünyanın merakla beklediği atlayışıydı...39 bin metreden helyum balonla çıktığı stratosfer tabakasında kendini boşluğa bıraktı ve yere inmeyi başardı...Serbest düşüşte ses duvarını aşan ilk insan olarak tarihe geçti...Ama tam indiği sırada , inişini bekleyenler arasında ki lezbiyen çift dudak dudağa öpüşerek rol çaldılar:)
.
Benden bugünlük de bu kadar şimdi biraz okuma faslı sonra tumba yatak...