Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

3 Ekim 2012 Çarşamba

yürüyelim arkadaşlar


Bugünkü programım sinemaya gitmekti, hatta ilk seansa gidip rahat rahaat  ''Roma'ya Sevgilerle'' yi izlemekti ama sonra  madem bugün ''Dünya Yürüyüş Günü''ymüş, yürüyelim arkadaşlar dedim ve Kuzguncuk yolunu tuttuk...Anam hiç mi? kimse çalışmıyo bu memlekette, herkesler mi? yan gel Osman bi dönüm bostan modunda...Hafta içi olmasına rağmen  çok kalabalıktı Çınar Altı Kahvesi...Neyse bize göre bir yer kalmıştı.Çayımızı söyledik, kitaplarımızı açtık. Ben dalmış gitmiş 50 sayfa kadar okumutum ki baktım kocam kıvranıyo, hadi sahilden Koru^ya yürüyelim, biraz  da orada oturalım dedi. Bu kuşceyizin resmini o yürüyüş esnasında çektim, kendine de Paşa Limanı guşu dedim...
 

 


Koru'ya gelince de yine aynı manzara, deniz gören  tüm masalar kapılmış. Vallah gurur duydum hemcinslerimle, hepsi tek tek oturmuş, çaylarını, kahvelerini almış  yayılmış kitap okuyorlardı yalnız bir tanesi kağıtlarını yaymış, derin hesaplar içindeydi. Neyse, biz çaylarımızı, yiyeceklerimizi alırken bir  boğaz manzaralı yer boşaldı ve hemencik kaptım, baktım ki bir kadın daha hamle yapmış ama  yedirmedim masayı:)




 (Koru'da çay içmenin en dezavantajlı kısmı bu karton bardaklar yoksa şu cevizli ve havuçlu kek, ve içinden çikolata akan kurabiye enfes...Ben bunların ucundan ucundan yedim tabi, ama  hafta da iki gün olan simit hakkımın da yarısını yedim)

Sonrası  koru içinden yokuş yukarı çıkıp eve vasıl olmak. Koca tabi  koru çıkışı klübüne yollandı, ben de biraz market alışverişi yapıp  eve  geldim. 




 Akşam yemeği için makarna pişirdim. Kıymalı ve bol domatesli...İki dişte sarımsak attım sosuna...Bir de köy usulü tarhana çorbası, Asis usulü kabak kızarma daha ne olsun yav...