Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

13 Kasım 2012 Salı

Filiz Mutfak iftiharla sunar:)


Biz bugün ev gezmesi yaptık. Kızların tatilde olduğunu öğrenen kuzenleri  davet üstüne davet veriyor onlara... Bugün Filiz'deydik...Bütün görümcemgiller  falan da geldi. Çok keyifli, pek leziz oldu... Benim kızlar mest oldu... Demek siz  hafta içi günlerde böylesiniz dediler. Filiz bizim sülalenin en beceriklilerinden, yaptığı, taçlar, tokalar,  resim çerçeveleri  süper... Bir blog aç da , insanlar da faydalansın dedim. Kafasına yattı biraz...


 



 Yedik içtik, Filiz inanılmaz  lezzetler hazırlamıştı... Mesela Tokat yöresine özgü dolma içi tabir edilen bir şey var ki üüüfff...dolma içi denmesinin nedeni haşlanmış lahanayapraklarına sarılarak yenmesi... Bak şimdi önüne alacaksın tabağı,eline bir parça haşlanmış lahana yaprağı alacaksın, dolma sarar gibi yapıp hooop ağzına atacaksın...


 Görümcemcim dolma içinin reyhanını serpiyor...



 



Bildiğim kadariyle anlatayım... Aynı geleneksel Türk yemeği hazırlar gibi bir dip sos yapıyorsunuz... Yani kıymalı, soğanlı, salçalı...100 gr kadar da pastrma koyuyorsunuz yalnız... Bir kase kadar dövülmüş buğdayı üstüne koyup bulgur pilavının biraz sulu kıvamlısı gibi pişiriyorsunuz...Piştikten sonra üstüne bolca kuru reyhan atıp ağzını kapatıyorsunuz... Sonra efendim, incecik kıyılmış dereotu, maydonoz ve taze soğan hazırlıyorsunuz... Servis yapmadan önce bunları da  dolma içinin üstüne yayın... Sonra işte haşlanmış lahana yapraklarına sarın sarın yinin:)))
 Masanın bir diğer yıldızı kabak tatlısıydı...Filiz bunu da, önce kabakları yıkayıp ocağa koyuyormuş. kendi suyuyla,  önce sulanıp suyunu çekene kadar pişirdikten sonra  şekerini  ilave edip altını kapatıyormuş. Yeniden sulanınca, pişirmeye tekrar devam ediyormuş. Sanki kabak lokumu yedik.

Yeme içme faslı bitince ben görümcemgillerle:)) okeye oturdum, Filiz yeniden çay  demledi, genç takım da kendi arasında  eğleşti...İşten çıkan, okuldan çıkan da geldi...  Pek güzel bir gün oldu... Şimdi aynı takım perşembe günü bu kez de Bilge'de toplanıyor. ki okul açılana kadar bizim kızlar ev gezmesine de doysun:)

Akşam, kocamın  da payını yanımıza aldık, evimize  geldik...

Yeni kitabım; Nermin'in hediyesi olan ''Tanrı Daima Tedbili Kıyafet Gezer''... Şimdilik henüz başlardayım ama
İlginç bir şekilde gelişiyor, dili çok akıcı bakalım  bakalım ne olacak...

Bu akşam ''Seksenler'' var unutmayın...