Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Eylül 2010 Çarşamba

DAĞ DAĞA İNSAN İNSANA

Biz O mahalleye taşındığımızda tek bildiğimiz Naziş'in sınıfından bir öğrencinin de orada oturduğu, hatta yan komşumuz olduğuydu... Bu yüzden aynı servisle gidip geleceklerdi... Biz yeni evin heyecanı... kış gelmeden bahçe çiçeklensin derdine düşmüşken, arada bi adam gelip bahçeye bi çiçek dikip gidiyo.. Yan komşumuz İbrahim Bey'miş... Bir günde elinde domates fideleri ile geldi, aynı zamanda salça fabrikasının avukatıymış ve Naziş'in sınıf arkadaşı Emre^nin de Babası, fideler özel... fabrikanın bahçesinden... O onyedi fide bizim arkadaki sebze bahçesini kaplayıp, bir mahalleye yetecek kadar domates verdi... Bizim gibi acemilerin elinde sırık dikmeyi akıl edemediğimiz sırık domatesler yerlere yattı... Semoş daha sonra çıktı sahneye sonra da Zeyno...Komşuluğumuz çok yavaş gelişti ama sekiz yıl süren çok eğlenceli geçen bir komşuluk süreci yaşadık...

Aynı servisle gidip gelen, aynı sınıfta okuyan, gece gündüz birlikte olan çocuklar, kırk yılda bir neşe içinde gelseler bile genelde yaka paça inerlerdi arabadan... Bir de üstlerine bizim lucky atlardı tam olurduk...Biz Semoşla birlikte ne çok şey paylaştık, ne tarhanalar ne vişne şurupları , ne kahve seansları...ne gezmeler tozmalar yaptık...Emre ve Naziş birbirlerini yerken Zeyno ve Gamsegamse sessizce büyüdü aralarında...Zeyno hep arabulucu, sakinleştirici hep abla oldu ... Gamse ise yok olmamış Semsa Teyze gibi yapamamışsın diye diye benim yaptığım her şeyi yerden vura vura ortalarda gezdi.Hepimiz bir arabaya sığabilecek kadardık... Bir yere giderken Ben, Kızlar, İbrahim Bey , Zeyno, Emre dışarı çıkar, arabanın dışında Kocam ve Semra'nın evlerimizdeki son kontrolleri yapmasını beklerdik... Kapı , baca, pencere , ocak kontrolleri yani:))Sekiz yıl böyle geçti, derken çocuklar büyüdü, o yıllarda Anadolu Liseleri ilkokuldan sonraydı... Emre ; Ankara'ya, Naziş; İstanbul'a doğru yol aldı... Bizler de arkalarından... Semra Hakimliğe geri döndü... Emekli olana kadar Ankara'da tetkik hakimliği yaptı... Bu süre zarfında sadece telefonda görüşebildik, Annemin uzun süren hastalığı, işler güçler, okullar derken tam 18 yıl olmuş. Bu arada hem Annemi hem İbrahim Bey'i uğurladık.

Dün Tam 18 yıl sonra bir araya geldik... Saatlerce oturduk, ben her artık kalkayım değimde Semoş dur dedi ve tam sekiz saat karşılıklı sohbet etmişiz...Hep yaşadığımız güzel şeylerden söz ettik...Semoş'un İstanbul'da geçireceği günler için palanlar yaptık... Hafta sonu bize gelecek ve bir kaç gün gezip tozacağız birlikte... Kızlar ve Kocam henüz görüşemediler ama heyecan içinde beklemekteler onlar da...