Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

10 Mart 2012 Cumartesi

Cumartesi notları, sinema, kitaplar, falanlar, filanlar



Bu gün kızların ikisininde eğitim semineri olduğundan karı koca sinema günü yaptık ve Siyahlı Kadını izlemeye gittik.

Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan, ünlü İngiliz polisiye yazarı Susan Hill’in kitabı Siyahlı Kadın, Arthur Kipps’in genç bir avukatken başına gelenleri anlatıyor.YKY den çıkan kitap filmle aynı anda raflarda buldu kendini...

Film cuma günü vizyona girdi. Ben gerilimdir, korkudur ne okurum ne bu tür filmleri izlerim. Ama kitapla film çakışınca hadi filmi bari izleyelim dedik. Baş rolde Harry Potter serisinin Harry'si var. Bu seri bitince soluğu bu filmde almış. Gayet de başarılıydı. Ben filmlerde konu kadar görsellik ve kurgu aradığım için filmi beğendim. Görsellik çok iyiydi. O trenin giderken arkada bıraktığı duman sahnesi için bile izlerim ve de med-cezir sahneleri için. Filmde ilk bir saat ne gerildim ne korktum, sonrası biraz rahatsız etti. Bataklık sahnesi ise yani resmen komikti.Bana kalsa Elveda İlk Aşkım'ı tercih ederdim. Bu filmi hafta içi tek başıma gidip izlemek istiyorum.

Cumartesi kitabım ise; Leylak Dalı'nın şehrindeki kitap fuarından payıma düşen Emrah Serbes'in Erken Kaybedenler...Ergenler, ufaklıklar, kanı kaynayan delikanlılar, serseriler... Annesine, kızına, kızın kardeşine aynı anda aşık olanlar, içimizden ettiğimiz küfürleri alenen söyleyenler. Erkek çocuk hikayeleri...Emrah Serbes Behzat Ç.nin senaryo yazarlarından ve de Afilli Filintaların bir üyesi.

Kitaba sabah herkes uyurken yeşil çayım eşliğinde başlamıştım , araya sinema girince bıraktım. Sinemadan sonra hiç ara vermeden okudum ve bitirdim.Ve bu kitabı da yazarını da çok ama çok sevdim.

Akşama doğru Naziş eve döndü ama Gamsegamse arkadaşlarıyla takılmış dönmedi.Akşam yemeğinden sonra ikimiz Kadıköy'e gittik. Havanın soğukluğundanmıdır nedir? ortalık sakindi ama kapalı yerler tıklım tıklımdı. Kahve Dünyasında güç bela yer bulup oturduk. Naziş gözümün önünde çilekleri, muzları fondüye batırıp batırıp yuttu ben de sade kahve ve su ile yetindim. Bir iki çilek attım yalnız ağzıma... Kahvemi içerken Şahane Hataların sayfaları arasında gittim geldim. Seçtiğim yolun sonunda yamyamların eline düşünce ohi dedim . Bu kitabı biliyorsunuzdur umarım. Piyangodan çıkan 22 milyonunuz var. hadi seç diyor. İşe devam mı? işinden ayrılıyormusun. İşinden ayrılmayı seçtim ve söylediği sayfadan itibaren okumaya başladım , oradan başka seçimler yaparak işaret ettiği bölüme falan derken yamyamların eline düştüm işte hihihi....

Bu akşam başlamak üzere iki kitap arasında kaldım ve Leylak Dalı'nın tavsiyesi üzerine Sema Kaygusuz'un Karaduygun'una başlıyorum. Kitabın kahramanı gerçek bi kişilik; Şair Birhan Keskin... Ben önce Birhan Keskin'in bir kaç şiirini okuyup öyle başlayacağım.

Yarın CANCAN'ın abi oluşunun URAS'ın da 1. yaşını kutlayacağız...Muppet Show temalı bir parti hazırlandı. Can kuşum çok heyecanlı...