Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

9 Temmuz 2008 Çarşamba

taze taze

Evet hem de çok taze, hepsi bir kaç saat önce yaşandı çünkü. Ececimle tanıştık bu gün, o bizi sevdimi bilmem ama biz onu çok ama çok sevdik. Kim bu biz. Nalan , zeya ve ben.

Günler öncesinden yapılmış bu programı gerçekleştirmek için sabah evden çıktım. Meteorolojiye göre oldukça sıvcak bir gün olması gerekiyordu ama püfür püfür bir rüzgar eşliğinde ben Beşiktaşa geçtim. Zeya ile iskelede buluşacaktık; vapurlarımız neredeyse yanyana ulaştı iskeleye. Hemen buluşma yerimize gittik. Gittiğimizde Ece bizden önce gelmiş, çayını yudumluyordu bile. Uzaktan el salladık birbirimize, hayır hayır daha önce hiç karşılaşmadık. Ama bilmem bu blog dünyasının sihri galiba. Hemen arkamızdan Nalan da katıldı bize. Birlikte sabah kahvaltısı yaptık. Huuuu Özsüt sakinleri , peyniriniz çok tuzlu. Ben bir şeye tuzlu diyorsam o tuzludur; nokta. Neyse biz dolu dolu muhabbet ettik. Ah Ecenin bize hediyelerini görmeliydiniz. Hepsi göz nuru. Fotoğraf makinesini kızlar alıp çıkmasaydı resmini koyacaktım ama mutlaka ekleyeceğim bu yazıya sonra .Her şey çok ama çok güzeldi.


Ece o kadar işinizn içinde bize vakit ayırdı, kızına da buradan sonsuz teşekkürler, annesini tanıma imkanı verdi bize.

Daha sonra Nalan ben ve zeya güne biraz daha devam ettik. Beşiktaş sahilindeki Beltaş da oturduk, sohbetimize devam ettik. Daha daha sonra da zeya ve ben Nalan dan ayrılıp motorla Üsküdara geçtik. Üstt kata çıktık hemen. Denizin havasını içimize çeke çeke Üsküdara geldik.


Eve gelince kızlar Ecenin marifetlerine bayıldılar. Düşündüm neler kattı bu blog hayatıma , ne güzel insanlar tanıdım. Bir kaç gün yazmayınca Nalan taa Dubaiden panik yaptı, Monitörümüz servise gidince zeya hemen monitör getirdi eve. Mavianne Ankaradan sağlığımla ilgili endişelendi. Annem yapardı , 20 yıldır yemedim dediğim yemeği ,petunya uçakla bana ulaştırdı. Hem de acaip bir insan zinciri kurarak. Öhö dedik mesir macunu tadında ve kokusunda mesir çayını şekerimpembem yetiştirdi. yani daha hatırlayamadığım bir sürü güzellik yaşadım. HEPİNİZ SAĞOLUN , VAR OLUN....