Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Ocak 2010 Pazartesi

Kış musikisi

En güzel kar şiiridir elhan-ı şita. Modern Lise de okudum ben, bir başka deyişle deneme lisesi. Rastladı işte. Türkiye de, üç okulda uygulandı birisi benim okulumdu. İlk yıl fiziksel bilimler adı altında sadece matematik ve fen dersleri okuduk, matematik dışında bütün dersler labaratuvar ortamındaydı. Sonraki yıllarda da ağırlaştırılmış Türkçe ve edebiyat. O yüzden kelli, vurduk edebiyatın dibine dibine. Elhan-ı şita o yılların armağanı bana. En güzel kar şiiridir bir kar musikisidir. Hiç bir mesariftaen kaçınmadım ve sizin için türkçeleştirilmiş halini buldum:)) asıl keyfi aruzla çıksada siz Türkçeleştirilmiş tadını kara baka baka okuyarak çıkarın. Açın perdeleri, elinize bir bardak çay ya da ev yapımı likör alın. Aman ha! sakına yabancı menşeyli bir kahve almayın, eşyanın tabiatına aykırı çünkü:)))

Elhan-ı şita( kar musukisi ya da kış ezgileri)


bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş,
eşini kaybeden bir kuş
gibi kar
geçen ilkbahar günlerini arar...
ey kalplerin çılgın ezgileri
ey güvercinlerin marşları,
o baharın işte yarını bu:
yeri derin bir sessizliğe kapladı
karlar
ki sessizce sürekli ağlarlar.
ey uçarken düşüp ölen kelebek,
bir beyaz melek kanadının saçağı
gibi kar
seni solgun bahçelerde arar
sen açarken çiçek üstünde
ufacık bir çiçekli yelpaze gibi
ey ölü, şimdi senin cenazen üstünde
parça parça uçmaya başladılar
karlar.
ki gökten durmadan ağlar gibi düşuyorlar.
uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar
küçücük, beyaz başlı baykuşlar
gibi kar
sizi dallarda, yuvalarda arar,
gittiniz, gittiniz ey kuşlar,
şimdi yuvalar baştan başa boş kaldı,
yuvalarda - sessiz yetim kalan-
son kalan mavi tüyleri kovalayan
karlar
havada ağlar gibi uçuşuyorlar.
ev kış günlerinin gökyüzü
yasemin yaprağı, güvercin kanadı, sabah bulutu senin elinde yığın yığındır,
ey gök tabiatın özü uykudadır.
kara toprağın üstüne bembeyaz çiçekler dök.
her ağaçlık, şimdi yapraksız,çiçeksiz.
bir gölgelik, siyahlık ve ümitsizlik yığınıdır.
ey kış semasının eli, durma,
her ağaçlığın üzerine beyaz bir örtü çek.
kar emeller gibi gökten yağıyor,
kar her tarafta hayalim gibi koşuyor.
sessiz bir rüzgann saf kanadında uyuklarmış gibi
bir aralık durup sonra uçuşuyorlar.
soldan sağa, sağdan sola titreyerek ve kaçarak.
bazen tüyler gibi uçuyor, bazen dökülüyorlar.
karlar sessizlik ilahilerinin ezgileridir.
melekler âleminin bahçelerinin çiçekleridir.

cenap şehabeddin
********************************************************************************
Ankara'lılar diktiler gözlerini göğe kar beklerken, ah Leylak Dalıcım benim eski kardan adam resimlerini koymuş bloğa hasret giderirken biz doyduk kara.
Özendirmek gibi olmasında kar yağarken izlediğin film , içtiğin çay kahve, perdeleri açıp kar izleye izleye oynadığın okeyin tadı bir başka:)))
Dün okeyciler taifesi bizde toplandık. Meral , Elif ve bizim kızlarda katıldı bize. Onlara sakız muhallebili pasta yaptım hehehehe ayol sakızlı muhallebiyi pişir arasına büsküileri ufak ufak parçala, biraz ceviz koy, üstüne tekrar muhallebi, üstüne de çikolatayı benmari usulü erit dök al sana pastaa. Yanında da ıspanaklı patatesli börek.
Bu gün de sırf kara çıkmak için market alışverişi uydurduk. Ama şimdi Ezel başladı gitmezsem ufak çapta bir olay çıkabilir:)))