Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Pazartesi yazısı

Blogu çok ihmal etiğimin farkındayım hatta bazen bir blogum olduğunu bile unutuyorum.Sanırım son aylardaki ağır gündem ve bunun estirdiği hava  sonucunda-bu kadar şey olurken ''şimdi bunları mı yazacağım?''  sendromuydu.Zaman zaman   bu havadan çıksak da ,genel hava bu.Ama sizin beni unutmadığınızı umuyorum...

Mesela ,geçen yıl bu zamanlar kış hazırlıklarına başlamışım ve bunu da çok keyifle yapmışım.Yazdığım yazılara baktım da sanırsınız kış değil savaş hazırlığı yapmışım. Derin dondurucuyu daha geçenlerde ancak çalıştırdım ve biraz bezelye ve barbunya koydum. Ama sırada  küçük bir tatil var. Sanırım o beni kendime getirecektir.

Kızların tatili  bugün itibariyle sona erdi...Yeni okul, yeni heyecan onlar için.Öğrencileri gelene kadar bir ay hazırlık yapacaklar,yeni eğitim yöntemleri tanıyacaklar. İlk güne Boğaziçi Üniversitesinde başlıyorlar...Artık çocuklar anaokulundan ve ilkokuldan itibaren Boğaziçi Ekolü ile tanışacaklar.Çünkü yeni okulları Boğaziçi Üniversitesi destekli ''BÜMED''....


Yeni kitabım;KÜN...Sezgin Kaymaz'ın okuduğum ilk kitabı...İçinde fantastik ögelerde barındıran tam bir kara mizah...Bu kitap hakkında daha sonra çok konuşacağımız için şimdilik  bu kadar ipucu veriyorum.

Son bir kaç gündür ,hava sıcak geçiyor ama yine de geceleri klima olmadan uyuyabiliyoruz ve de sabah saatleri de serinliğini esirgemiyor bizden...O nemli sabahlara uyandığımız, pencereyi açınca sıcak ve ıslak bir havanın suratımıza çarptığı ağustoslardan değil...  Bizim evin salonu,yan sokağa ve apartmanların bahçelerinin olduğu geniş bir alana bakıyor. Bu geniş alan aynı zamanda bir kaç sokakla kesiştiği için,o sokaklardaki apartmanlarında bu tarafa baktığını düşünün...Şimdi bu tarifle nereye gelicem,diyosunuz:)) Geçen gün  yine sıcak bir gün tabi,klima açık...Bu arada dışardan bir acaip uğultu geliyor. Pencereyi bir açtım ki, tüm evlerin klimaları çalışıyor,haldır haldır,uğul uğul bir ses...Neyseki sadece o gün oldu...Sanırım Çamlıca ve Boğaz arasında kalmanın nimetlerinden faydalanıyoruz...Öyle ya da böyle yazın son demlerini yaşıyoruz sayılır artık...Zaten benim için yaz 15 gün olmalı,o da tatile gittiğim zamana denk gelmeli:)))


İyi bir hafta olsun...