Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Nisan 2010 Çarşamba

Leylak Olmak...


Bundan bir kaç ay önce , bir pazar sabahı, ''Yaşamdan Dakikalar ''izliyorum. Konuk; Mazhar Alanson. Yeni çıkan kitabından söz ediyor. Kitabın adı; Mazhar Olmak.Kitabı basan yayınevi tanıtımında şu cümleleri kullanmış,Mazhar Alanson, bugüne kadar yaptığı şarkıların sözlerinden, ilham aldığı olaylardan, çizdiği resimlerden, yazdığı günlüklerden ve fotograflarından oluşan el yapımı bir defter hazırlamış. Alanson’un tüm genç aşıklarla paylaşmak istediği bu çalışma, Alametifarika tarafından yayına hazırlandı ve kitap olarak basıldı. Kitabın içinde, efsane olmuş 14 şarkının evde kaydedilmiş demolarının yer aldığı bir de CD var. Ben tabi bunları da okuyunca meraktan öldüm kitabı.

O günkü yazımda , şunları yazmışım;
Sabah ,herkes uyurken , yeşil çayımı demledim, iki de kurabiye aldım , Yaşamdan Dakikaları izledim. Mazhar Alanson konuktu. Bir kitap yazmış, kocaman bir şey şarkılarının nasıl yazıldığı, o günkü Türkiye resimli, çizgi roman gibi bir şey. Aslı kocaman ve fiyatı biraz uçukmuş bir de küçük boyutlusu var bizim gibiler içinmiş hehehehehehehe. Aynı bu uzunlukta güldüm valla. Ben güleyim durayım D&R larda tükenmişde yeniden basılıyormuş. Galiba bizim Capitoldeki D&R a fakirler gidiyo çünkü hiç görmedim orada da:)) ama dikkatinizi çekerim bizim Capitol. Biziiim:))) Kitapta gözüm kaldı mı? kaldı.

Yazımı okuyan Leylak Dalı da şöyle bir yorum yazmış;
Leylak Dalı dedi ki... Laaaleeee:)) Mazhar Alanson'un kitabından bende vaaaar:))) Valla unutmuştum inan, Ankara'ya ilk geldiğimde aldım sonra yığınların altında kalmış unutmuşum. Okuyum yollayım sana canım, matah birşey de değilmiş, o kadar paraya değmez. Sadece eğlenceli göründüğü için almıştım. Ben böyleyim işte, kitap denince paraya kıyıyorum. Valla ben de yine hırıldamaya başladım göğsümden, bir doğumgünü yemeği hazırlığı nazik bedenimi haşat etti, o gündenberi öksürük arttı, yarın antibiyotik başlayacağım. Şu kuru dolmayı pek sever, övünmek gibi olmasın pek de güzel yaparım, sumak suyuyla falan, gel de yapayım sana. Tokat tarhanası yarma ile yapılan mı, bizim Niğde de de öyle yaparlar. Ay sana yorum yazmayı özlemişim, çenem düştü. Öptüm koçum, kızların yeni yarıyılı hayırlı olsun:)

Bu yazıyı yazdığımı , Leylak Dalının yazdığı yorumu ,bile unuttuğum dün akşam, kapımız çaldı ve bana Antalya'dan kargo geldi. Biz birbirimizin gözüne bört bört bakarken, kargonun içinden Mazhar Olmak , bu şahane ebru sanatıyla yapılmış laleleri resmeden ayraç , beni zırıl zırıl ağlatan bir yazının olduğu bu leylaklı kart ve her şeyden de önemlisi Leylak Dalıcım bana kendi lale kolyesini göndermiş. Bi de demişki düşündüm, sana daha çok yakışır. Ne diyeyim ben şimdi ,Leylak Olmak da bu demek ki...

Hep diyorum ki, bu blog dünyası sihirli bir dünya, dört yıldır yaşadığım tüm güzellikler adına bana bir dakika düşünme fırsatı bile bırakmadan şıp diye blog açan Naziş'e ve paylaştığımız her şey için hepinize çok ama çok teşekkür ederim.