Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Ocak 2011 Salı

Akşam akşam mır mır dır dır

Dünden devam

Zuz geldi esetledim besetledim, o karşımda yattı ben nette ilginç bulduğum şeyleri O'na okudum... bloglardan haberler verdim... Facebook da eski arkadaşlarımıza baktık kuzenlerin yeni koydukları resimlere bakıp güldük... O uyudu ben karşısına uzanıp yeni kitabıma başladım... Daha sonra sevdiği yemekleri pişirdim... Kara şimşek vardı zaten , yani yeşil mercimek... fırında tavuk pirzola yaptım... bakın bu en paratik yemeğimdir... Tavuk pirzolaları sıvıyağ, kekik, kırımız ve kara biber ve de tuzla harmanlayın, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin... Patatesleri elma dilim yapıp tuzlayın boşuklara sıkıştırın, biberleri yan yan koyun dekor olsun... sarımsakları soymadan bir güzel yıkayıp bütün olarak baş baş yani tepsiye koyun... Sonra bunları hüüüp hüüüp diye istakoz yer gibi çekeceksiniz ağzınıza... atın fırına pişşsin... alın size alt yapı üst yapı yok sosu gerektirmeyen hafif bir yemek... o ara pat küt pırasayı havucu da doğrayıp tencereye yollayıp zeytinyağlı pırasa pişirdim... o pişe dursun, tavuklarda fırında pişe dursun ... hemen yufkaları aldım önüme O karadeniz mincircesimiydi hellimcesimiydi neydi o peynir o peynirlede börek yaptım... o arada tatalı ne yapsam diye düşünürken aklıma Dr Ötker'in aşureleri geldi... iki pakettten de onu pişirdimm... Kendi yaptığımız aşureden hiç bir farkı yok... şekeri buğdayı tam ayarlı... Yalnız 3,5 bardak su diyo ben iyice pişşin diye bir bardak fazla koyup biraz daha uzun süre pişirdim..

Yeme içme faslı bitince Zuz'a ya bizde kal rahat edemezsen ben sana gelirim demiştim, Gamsegamse hemen servisini ayarladı O da düştü arkamıza Zuz'a gittik... Oturduk... tv de bir şey bulamayınca dvd izledik... Ne saçma ne saçma diye izlediğimiz film yarısından sonra ilginçleşti ve güzel bir final yaptı... adı ; Benim Hırçın Sevgilim...

Zuz gece rahatsızlandı yeniden boyunluğunu takıp sabaha kadar oturdu... Yıllardır uğraştığı boyun fıtığı artık ameliyat aşamasına gelmiş... Sanırım bu hafta acilen ameliyata girecek...

Gamse tabi sabah erkenden gitti, biz de kahvaltımız yaptık, Berfu geldi bizi aldı, beni eve bırakıp dr a giitiler... Sonuç da ameliyat çıktı işte

Eve geldiğimde Kocam evdeydi... Birlikte yürüyüşe çıktık hava misler gibiydi... rüzgar biraz serin serin yüzümüze vuruyordu ... o da çok hoşuma gitti.Sultan Tepeden aşağı indik... Eski Tekel Binasının önüne... Bu tarihi bina restore edilip Devlet Opera ve Binasına ve Devlet tiyatolarına verildi... Çok şahane bir yer oldu... Baldan tatlı Kadın; bize bir sürpriz hazırlamıştı burayla ilgili , bu cumartesi inşallah gerçekleşecek...


Yeni kitabım Küskün Kahvenin Türküsü... Leylak Dalıcım'a sormuştum bir kez bana çok güzel bir kitap ismi söylesen neyi dersin diye... bunu demişti... Sonunda da hediye etti zaten... Okuyayım üstüne konuşuruz tabiki de.

Şu anda dizimin başlamasını beklemekteyim... Acaba Mete babasının kafasını o baltayla yardı mı ? diye...