Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

27 Şubat 2015 Cuma

Selam Dünyalı

Çok olmuş buralarda olmayalı...Unutmadınız di mi beni? ben ben Lale'nin Bahcesi...Ayilenizin blogcusu...Ablanız, kardeşiniz, arkadaşınız :)

Neyse şaka bi yana bu facebook ve instagram blog işini biraz bozdu gibi ama aslına bakarsanız hiç biri blog kadar özgür bir alan değil...



Gelelim bugünlerde ne yaptık ne ettik...
Çok ama çok yoğunduk ikinci kar tatili, kızların evde oluşu, Zuz'un bu kış ikinci gelişi aynı tarihlere rastladı. Evde bir hengamedir gitti.

O ara ben kendimi kitap okumaya vermişim biraz hızlı okumalar yaptım.
İzansız Mahalle, İza'nın Şarkısı, Lolita, Saçında Gün Işığı  geçtiğimiz ayın  basılı kitap okumalarıydı.







İzlediğim filmleri unuttum desem inanın ama ''Bizim Evin Orta Yeri Sinema'' var iyi ki de...Orada bir arşiv oluşuyor haberiniz ola... Yemekler de  ''Seferberlik Yemek Tarifleri''nde toplanıyor çok şükür... Valla yan taraftan tık tık gidiverin artık :)

Bugün izlediğim filmden söz edebilirim yalnız. Charles Dickens'ın hayatının bir bölümünde yaşadığı bir yasak aşkın konu edildiği ''Görünmeyen Kadın''ı izledim. Biraz ağır tempoluydu ama çok güzeldi...







Bir de yerli film var ... Bir komik
polisiyeydi ...Onur Ünlü'nün ''İtirazım Var''
 çok keyifliydi...





Bugün zaten sadece ve sadece bana aitti... Yattım yuvarlandım kah kitap okudum kah filim izledim. Çünkü dün evi neredeyse iğne deliğine kadar temizledik ve de bi ton yemek yapmıştım... Kızlar akşam eve gelince her taraf sabun kokuyor dediler... Bende hoş geldiniiiz hadi bana müsade dedim ve tabletimi, kitabımı alıp  yatak odama geçtim. Maç izleyen kocama  devre arasında papatya çayı istiyorum buyurdum :)


Sanırım bu kadardı yav...