Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

31 Temmuz 2009 Cuma

her şeyin bir bedeli var

Onca güzelliği yaşamanın da bir bedeli oldu. Koştur koştur denize gitmeler, dalgalara atlamalar, gece yarısı köye gitmeler, gece yarılarına kadar balkon sefaları, Denizcilerde dondurma keyifleri , Boztepe de kendini rüzgara vermeler, bana yol su elektrik ve Susurluk olarak geri döndü:)))

Ordu^dan geldim geleli enerjimde bir düşüklük vardı. Bunu oradaki yorgunluğuma ve uzun yola bağlamıştım. Kocama da- aynı çalıştığım dönemlerdeki , koleksiyon dönemlerindeki gibiyim diyordum. Bu gün Nazlı , - Anne gel markete gidelim dedi. Gittik biraz dolaştık. Ben birden sanki uykum gelir gibi hissettim. Her tarafım ağrımaya başladı. Sanki boğazımda saçaklı bir şey var da, boğazımdan aşağı sallanıyor gibi hissettim. Nazlı'ya - boğazıma bi bak , dedim. Anneee iltihaptan bademciklerin görünmüyor dedi. Eve kendimi zor attım. Tedaviye acilen başladık. Yarına kadar iyileşmem gerek çünkü; yarın Beyoğlu ekibimle randevum var.

Biraz iyileşeyim, size Denizciler dondurmasını anlatacağım. Yanık sütten yapılan, tadını hiç bir yerde bulamayacağınzı bir dondurma. Zuz ağzına hiç dondurma koymaz mesela ama buna bayılır. Yağlılarımızı anlatacağım. Ege otları Ege otları diyoruz ya, bayılırım da ayrıca onlara da amma bizim meloycanı, hoşkıranı, sakarcayı anlatacağım size. Ve Sipahioğullarının Orduya taaa Rum Pontus İmparatorluğu zamanında yerleşmesini ama neden Sipahioğlu olarak sadece bizim olduğumuzu da anlatacağım. Ama önce bir ada çayı içmeli, antibiyotiğime başlamalıyım. İnanın bana dönüşüm muhteşem olacak ama pazartesiye.

düzenleme 1: Hastayım hastayım dedim, ilacımı içtim, bir saat yattım, hatta uyumuşum. Sonra kalktım pasta yaptım.

3 yumurtayı , iki su bardağı şekerle çırptım, yarım paket margarini erittim( zeytinyağlı margarin). Bir pakette kakao koydum, bir bardakta yoğurt koyup iyice çırptım. Vanilya ilave ettim, bir bardaktan biraz fazla un koydum , yeniden çırptım. En son da bir bardak pirinç unu ve kabartma tozu ilave ettim ve yuvarlak bir borcama döktüm. 180 derecede pişirdim. Çıkınca 10 dk bekletip , üstüne bir su bardağı süt döktüm. Ha bu arada fırında kek pişerken herhangi bir marka çikolatalı sos pişirdim. İkisi de ılık olunca kekin üstüne döktüm. Benim kızların çocukluklarından beri en sevdikleri pastadır. Bir komşumdan almıştım tarifi. Kızıyla, Nazlı aynı sınıftaydı. Nazlı kızdan nefret ederdi, hatta kapılarının önünden geçerken tükürürdü. Ödüm kopardı biri görecek diye.


düzenleme2:Dışarda ne güzel yağmur yağıyor. Ay ne anlamsız cümle, dışarda değilde içeride mi yağacaktı:))