Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Temmuz 2008 Salı

Sıccak çok sıccak

Evet sıcak bir gün. Ve ben klimayı dumura uğratmış durumdayım. Aç kapa aç kapa artema durumları.Yarın sıcaklık sekiz derece birden düşecekmiş. Yani düşe kalka gidecek bu yaz.
Bu sıcak günlerde tatile gideceğimiz güne kadar şöle bi rehavet içinde geçireyim diyorum. Ülke gündemi yeterince hararetli zaten; bi de ben hararet yapmayayım luzumsuz hareketlerle.

Ama bir depresif hailim de yok değil. Dün gece yok bunu izleyelim, olmadı şunu izleyelim, ben gazete okuyayım kaşur kuşur derken , kocam soluğu yatak odasında aldı. Üç dizi ve bir yarışmayı bir arada götürmeye kalktım, e performansları ancak bir araya gelince bi işe yarıyordu :)). O arada da gazetelere bakıyodum hehehe. En sonunda koca kaçtı işte.

Sonra Gamsegamse ile takı olayına girdik. Çok güzel bilezikler yaptı. Sabah kalktığımda ayağımın altına batan boncuklar da olmasa daha iyi olacak ama. . Bu kızın kışın kağıtlarında yüzeriz, yazın boncuklarında. Ona ayrı oda değil ayrı bir kat vereceğim bir evimiz olmalı bizim.

Nazlı kendi aleminde hafta sonları Zuza kaçıyor. Biz yatınca da salona kurulup yabancı kanallarını izliyor.

Bu arada tatile götüreceğim kitapları ayırıyorum. Biraz hafif kitapları tercih ederim tatilde. Kocam da tam tersi ağır ağır takılır. Nalan da Kaştan bildiriyor, onu okudukça sabırsızlanıyorum.

Bizde kayda değer bir şey yok anlayacağınız.Iscak ıscak takılıyoruz. Hadi kalın sağlıcakla ve serinlikle