Sabah uyandığımızda şarıl şarıl yağmur yağıyordu.Sabah dediysem bizim sabahlar çoğu kimse için henüz daha uykunun orta yeridir. Bizim evde kalk borusu seher vakti sen tarlaya gelende,ses yayılır dört bi yana Süreyya diye çalar, bilinen üzre.
Biraz yatakta debelendim, uyuuuu,uyuuuu diye kendime hipnoz yapmaya çalıştım,cık.Kalktım evi tavaf ettim,hasar tespit çalışması yaptım. salon gece yatarken toplanmıştı, Mutfak tezgahı tertemiz ama bulaşık makinesi boşalmalı onu geç,şimdi hiç canım istemiyo, akşam yemeği dünden var ama bu akşam balık akşamı olsun,onların kapağı bile açılmadığına göre cumartesiye sarkabilir gibi notları kafama aldım,yeşil çay suyumu koydum...Biraz haber dinledim...Biraz ,mail,face,blog gezindim ve kafam iyice açılınca dün izleyemediğim filmimi izledim. Filmimi mutfakda izledim ki, ara ara kalkıp kendimi çayladım,kahveledim.
Film Mudge Boy-Annesinin Oğlu...9.1 gibi oldukça yüksek bir puanı var.Filmi izlerken,edindiğim duygu;Herkesin acı çekme şekli değişik.
14 yaşındaki Duncan, annesinin ölümünü kabullenmeye çalışmaktadır. Bunu
yaparken annesinin yaptıklarını taklit etmeye başlar. Yatağa annesinin
kürk ceketiyle girmekte, akşam yemeğinde annesinin ses tonunu taklit
etmektedir. Bu durum Duncan’ın babası Edgar’ı daha da üzer. Çünkü
oğlunun sıra dışı yas tutmasını anlamamaktadır. Edgar bunun üzerine yeni
kurallar koyar ve oğlunu çiftlik sahibi olabilecek biri yapmak için
yetiştirir.
Filmimi izledikten sonra hadi şimdi Gamsegamse'nin dediğini yapayım dedim. Hani bana demişti ya,'' hep birşeyler yapmak zorundamısın, bazen de öylece bak '' ben şöyle uzandım, öylece bakarken öylece uyumuş kalmışım, tam bir saat...Bir kalktım,ağzımın tadı yok,kafam sepet gibi...Öylece bakmak bana göre değil bunu test ettik onayladık.
Akşam için zeytinyağlı pırasa pişirdim, yeni bir taktik yaptım. pırasa ve havuçları doğrayıp yıkadıktan sonra hiç yağ koymadan tencereye koydum, kendi sularıyla kısık ateşte yumşayana kadar piştikten sonra bir fincan kadar pirinci,tuzunu ve iki kesme şekerini koydum. Pirinçlerde yarı pişince ,kapağı açıp sızma yağ gezdirdim.Kapağı kapatıp,tencereyi şöyle bir salladım ki her şey birbirine karışsın vallah bi güzel oldu. Hem sızma yağ,fazla ısıya da maruz kalmadı. Balık masasının zeytinyağlısı rolünde olacak...
Kitap, yan kısımda görüldüğü gibi Tanrı Daima Tedbil-i Kıyafet gezer... hala çok satanların liste başında ama sanırım benim çok tarzım değil. Okuyanlar ikinci yarıdan sonra çok daha iyi olduğunu söylüyorlar. Bu hafta sonu bitirmeye kararlıyım. Bu ara daha çok öykü dergilerinden öyküler okumak daha çok hoşuma gidiyor. Geçen haftalarda sahaflardan ''Adam'' öykü dergisinin 1996 ekimine ait bir saysını almıştım. Fürüzan'dan tutunda .Necati Güngör'e,Julio Cortazar'a kadar bir sürü ünlü yazarların öyküleri var...
Dün gece herkes yatınca ''Sözcükler''dergisinden Hakan Savaş'ın 'Paris'te Gece Yarısı ve Nostalji '' üzerine yazdığı bir inceleme yazısı okudum. Woody Allen ile ilgili anekdotlar da vardı.Woody,adamım adını ünlü çizgi film Woody Voodpecker'den esinlenerek almış..Yani asıl adını değiştirip Woody adını almış.Sinemayı tanmlamasına bayıldım. Diyorki bizim Woody ,sinema; başkalarının rüyalarına izinsiz girme veo rüyayı herkesle paylaşma cüretidir.
Ay anam yeter bu kadar. Hepinize iyi haftasonları olsun.
not. Ben yine bugün sessiz okuyucularımdan,beni blog dışından izleyenlerden de bir ses istiyorum. Bu yağmurlu havada iyi gelecek, beni keyiflendirecek. Dün Londra'dan Zeynep ses verdi beni mest etti...
Okumadım :)
YanıtlaSilhahahah Çiğdem,seviyom seni...
YanıtlaSilBak bugün öğle uykusu uyudum ama
En çok "bana göre değilmiş" kısmını sevdim desem: )
YanıtlaSilKeyifle okudum yine yazılanları...
Lale ablacım merhaba,
YanıtlaSilsen sessizlerden ses istersinde ben vermezmiyim. Bu ikinci ses verişim üstelik, kendimi hatırlatayım hani şu fındıkzade goralı geçmişi olan sema,
ayrıca hazır ses vermişken sana birde teşşekkür edeyim. Senin sayende 10 yaşındaki kızımla ilçemizin kütüphanesine bizde üye olduk,düzenli gidip kitap alıp okuyoruz. Kızım bayılıyor, çok saol senin vesilenle kızımada kütüphene kültürünü aşıladım, çok teşekkür ediyorum. Öpüyorum ablacım seni... SemaG
Merhaba bende sessiz takipcilerinizden biriyim. izlediğiniz filmler ve okuduğunuz kitaplar bana zaman kazandırıyor. ne okuyum, ne izleyim demiyorum.
YanıtlaSilsağ olun var olun.
Sanırım bir sessiz de ben varım :)yasamizi.blogspot.com isimli blogumda ilk takibe aldığım isimlerden biri oldunuz.Yazdıklarınızı severek okuyorum.
YanıtlaSilSema çok sevindim. Hatırlamazmıyım seni...Taa uzaklarda goralı yapmaya çalışmalarını:)
YanıtlaSilSevginin Ruhu ne güzel izleyelim okuyalım beraber beraber...Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilYaşam İzi
YanıtlaSilSize de çok teşekkür ediyorum.
ne güzel oldu, sesleştik,tanıştık...
merhaba, sessizlerden biri de benim:) dolu dolusunuz,tavsiyelerinizle kitaplar filmler alıyorum, sizinle geziyorum, yemek yapıyorum, tembel günlerimde itici güç oluyorsunuz, enerjiniz çok güzel, uzaktaki arkadaş gibisiniz, iyi ki varsınız sevgiler...Berrin
YanıtlaSilBen de Hollandadan sessiz izleyenizim.Yazilarinizi zevkle okuyorum.
YanıtlaSilNazar değmesin maşallah :)
YanıtlaSilBerrin,çok teşekkür ederim. Asıl sizler itici güçsünüz. Kimler okuduğunu bilemiyorum ama site trafiğinde görüyorum birileri geliyor,gidiyor. Meraktan çatlıyorum tabiki:)) kimler okuyor,yazılarım hakkında ne düşünüyor diye.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, ses verdin beni mutlu ettin.
Ayşe, Hollanda'ya selam...Laleler ülkesi,yeri ayrı benim için:)) İsmimin konulma nedeni bile Türkiye'den Hollanda'ya benim doğduğum yıl giden lale soğanları:)) İhracatçı bir dedeye sahip olunca:)
YanıtlaSilÇiğdem bin teşekkür, değmesin hiçbirimize kem gözler...
YanıtlaSiliyi okumalar Lale ablacımm:)iyi seyirler.Ne iyi yapıyorsun maşallahhh.Yağmurda bu etkinlikler bir başka güzel oluyor.İyi ki varsın..
YanıtlaSilLale Hanim, bloğunuzu uzun süredir sessizce izliyorum. Her gün heyecanla bakıyorum. veriyorsunuz. Hangi film izlenir, hangi kitaplar okunur, nereler gezilir ve nasil pratik olunur? Daha pek cok sey. Siz bana enerji veriyorsunuz, gunluk yasamin sikintilarindan kurtariyorsunuz. Bir de leylakdali var her gün heyecanla beklediğim. İyi ki varsınız. Sevgiler
YanıtlaSilSevgili Demut
YanıtlaSilAy ne güzel oldu,siz de ses verdiniz...Kalabalıklaştık birden.
Çok teşekkür ediyorum. O zaman filmler izlemeye,kitaplar okumaya,çabuk çabuk işler yapıp gezmelere gitmeye...
Sevgiler
Sessizlerden bir ses de benden olsun.Lale ablacım bloğunuz en çok takip ettiğim bloglardan ve en sevdiğim. En sevdiğimi sona bırakıyorum çünkü keyifli keyifli okuyorum valla.İçimi ısıtan günlük yorumlarınız,hayata bakış açınız bana çok şey katıyor inanın.Unuttuğum kütüphane alışkanlığıma da döndüm sayenizde.Ha bu arada yakın semtlerdeyiz.Sizi arada görüyordum sahilde ve kütüphanede ama rahatsız etmek istemediğimden pek cesaret edemedim açıkçası.Umarım tekrar karşılaşır ve tanışırız.Buna çok sevinirim.
YanıtlaSilSebla
Sebla,bak aşkolsun bi selam vermez mi? insan...İnşallah abuk durumlarımdan birine tanık olmamışsındır. Yorumunu yüksek sesle okudum pek güldüler bana, senin sağın solun belli olmaz inşallah olmadık bir şey yaparken yakalanmamışsındır dediler:))
YanıtlaSilSevgilerimle
Woody allen mest etti yine beni:) ne güzel demiş. O tebdili kıyafet kitabını okumamaya karar vermiştim iyi etmişim kanımca:) sevgiler
YanıtlaSilses veriyorum :))) seni okumak keyif benim için lale abla, sadece yazmayı pek sevmiyorum :)
YanıtlaSilAlemsin Lale abla :)) yok valla gayet iyi ve keyifli gördüm sizi.Bir keresinde kütüphaneden çıkarken siz bahçesinden içeri giriyordunuz eşinizle.Diğerinde benim acelem vardı hızlı hızlı yürürken gördüm sizi eski iskele önünde ki masalarda gazete okuyordunuz.Benden de sevgiler...Sebla
YanıtlaSilben de sessiz okuyuculardanım, hem de yıllardır hergün mutlaka uğrarım.
YanıtlaSilevden çıkıp sola dönmüşşem o gün sizi mutlaka hatırlarım. neden mi? ne zamandı hatırlamıyorum, sitede bulmaya çalıştım ama bulamadım, sanırım eşinizle kariye müzesi gezinizdi, ayakkabınızda bir sorun olmuştu ve adidas bir babet almıştınız sokak başında ki tezgahtan. işte o ayakkabıcıya çok yakın çıkmaz bir sokakta oturuyorum. yazınızı okuduğumda sizinle yolda karşılaşma ihtimali bile mutlu etmişti beni :)
"ilginç" bir yaşam enerjisi alıyorum sizden. bu sebeple ses vermeyi borç bilirim efendim :) seva
Asmira
YanıtlaSilteşekkür ederim sen de keyif verdin bana...
Sevgimle
Sevgili Seva
YanıtlaSilyorumunu okuyunca gözümden yaş geldi gülmekten
o günkü halim geldi aklıma...Kariye müzesinde gezerken ayakkabımın topuğu gitmişti...
o yazının linkini buldum senin için:))
http://laleninbahcesi.blogspot.com/2010/11/bu-gun-ben-ve-dizim-guzelim-havay.html
Sevgilerimi ve teşekkürlerimi gönderiyorum.
Sessiz okuyuculardan biriyim,biliyorum.Esasında okurken yazdıklarınızı size yanıt veriyorum,içimden.Misal,pırasaya son dakika koyduğunuz yağ için,'gerçekten iyi oluyor,lale Hanım ve siz yemeklere neşeli bir lezzet veriyorsunuz',diyorum.
YanıtlaSilVe bloğunuzu keyifle okuyorum,sevgiyle kalın...
Yeliz
YanıtlaSilWoody ya adamım ya:)
YanıtlaSilNehire
Gerçekten de son anda katılan yağ çok daha iyi oldu...A demek karşılıklı konuşuyoruz, yalnız değilim yani...
Sevgiler size de
Ayşegülcüm
YanıtlaSilbugün sessiz okuyucuların katılımıyla bir sohbet havasına büründü burası,ne güzel oldu.
Gerçekten de öyle durup bakmak bana göre değilmiş. Uykumu getirdi.
Kamikaze
YanıtlaSilkeyifler hepimizin olsun Sanemcim.
Lalegiller gitgide kalabalıklaşıyor demek ki :)
YanıtlaSilSerpil valla ya:))
YanıtlaSilHepinize teşekkür ederim.
Sevgili Lale Hanim,
YanıtlaSilBen Paris - Viyana arasinda mekik dokuyan bir okuyucunuzum. Sizi büyük bir zevkle okuyorum.El ayak cekilince, ev sakinlesince, her gece mutlaka size ugrarim. Güzel yüzünüz hep gülsün.
Sevgiyle kucaklarim... Huriye
YanıtlaSilSevgili Huriye
Paris ve Viyana'ya İstanbul'dan selamlar olsun.
Ne iyi ettiniz de ses verdiniz tanış olduk.
Sevgilerim ve teşekkürlerimle
Eyyy sessiz okuyucular..Bir yolunu bulup O'nunla kanlı- canlı bir araya gelin. Tadından yenmez bir hatundur..
YanıtlaSilSu son bir haftada tum kulliyati okudum saniyorum. Misler gibi bir roman bitirdim sanki. Ben doner doner yine okurum. Bayıldım size. Yakınınızda olup sımsıkı sarılmak istedim. Ekrandan dahi iyi geliyorsunuz insana, etrafinizdakiler çok şanslı haberleri olsun. Çok çok uzun seneler saglık, huzur, afiyetle yasayın ve yazın umarım. Yine ses veririm ben de.
YanıtlaSilMine
Ankara
oyy Ecemm,tanıştığımız günü hatırladım. Ne zarif kadınsın...Seviyorum seni.Hemi de çook
YanıtlaSilSevgili Mine
YanıtlaSilNe iyi etmişsın bulunduğun şehri yazmakla çünkü bir de Kıbrıs'lı bir Minem var. Arada ses verirdi O da...
Teşekkür ediyorum. Demek okudun tüm yazıları, demkki artık çok yakından tanışıyoruz:9
Sevgimle
Lale hanım,her gün ilk sıra sizin.Sizi merak ederek okuyorum,eğer bir gün geçti ise aaa,ama misafiri var ondandır diyorum.İki gün oldu ise hafif bi telaş yoksa bişey mi oldu ? yok canım haftasonu tatil de mi yapmasın diyorum.Üç gün olduysa mail atasım geliyor .Yaşam enerjinize,okumalara,gezmelere,akrabalık ilişkilerine bayılıyorum,(maşaallah diyelim).Gerçi mail atmıştım bir kez,siz keyifsizseniz haber salın dökülürüz biz birer birer...Kızlar çok şanslılar sizin gibi anneleri var.Çok sevgiler,inşallah birgün karşılaşırız.Aysel G.
YanıtlaSilAysel hanım
YanıtlaSilHatırlıyorum sizi,öğretmen kızlarınız vardı hatta Ayvalıklıydınız yanılmıyorum değil mi?
Ne güzel şeyler yazmışsınız teşekkür ediyorum. Uamrım ve dilerim ki uzun yıllar sürer bu birlikteliğimiz ve gün olur tanışırız.
Sevgilerimle
Lale hanım,ben size mail atıp diyetisyeninizi sormuştum,İstanbuldayım,bir oğlum var ama onun sınavı falan derken araya uzun zaman girdi,bundan sonra unutturmam kendimi,öpüyorum.Aysel G.
YanıtlaSilhah şimdi tam hatırladım. Bu vesileyle Ayvalıklı Aysel Hanımı da nmış olduk. Uamrım o da okuyordur hala...
YanıtlaSilDiyetisyenimden çok memnundum,gerçi bu ara biraz cozuttum ama:))
Tekrar sevgiler Aysel Hanım.
Catlardim ses vermesem... Tamam bir keresinde cok kizdiniz bana(tamamen yanlis anlasilmak oldugunu biliyorum) karsilikli ukalalastik ama ricami kirmayip o anlamsiz yorumlari sildiniz... Tekrar tesekkurler.... Ben hala hergun sayfaniza girip Kirmizi Lale bugun neler yazmis en cok ta hangi kitaplari tavsiye etmis diye ziyarete geliyorum... Sonra da buyuk cogunlugunu kuzenden siparis ediyorum... Son kargomu kuzenim postaya 2 gun once verdi.... Ayyyy-yyy adimi yazmaya korkuyorum valla... Hadi yazmayayim da siz tahmin edin???? Ipucu: Dolma
YanıtlaSilhahah ne demek Oya Hanım, sizi unuturmuyum hiç:))
YanıtlaSilNe iyi ettiniz de ses verdiniz. Okumayı bırakmadığınıza çok ama çok sevindim.
Hem de eski Üsküdarlıydınız değil mi?
Yeniden hoşgeldiniz,hoşluklarla geldiniz.
Sevgilerim ve teşekkürlerimle
Merhaba:-) Ben de sessizlerdenim. Almanya' dan okuyorum sizi, yillardir. Tüm diger bloglara buradan gecerim, dagilim yeri de denilebilir. Algilamanizin yaziya dökülüsü beni ilgilendiriyor, kendimce edebi bir kimlik olusturup, zevkle onun hikayesini okuyorum.
YanıtlaSil:-) Özlem
Sevgili Özlem
YanıtlaSilEdebi kişilik ha! valla kaymaklı ekmek kadayifı yemiş kadar keyiflendim. Çok ama çok teşekkür ederim.
Almanya'ya sevgiler
Merhaba Lale Hanım bende sessiz okuyuculardanım,siz ses ver deyince o kadar vakit geçiriyorum bu blogda seslenmesem ayıp olur dedim,bu bloğu Serrose sayesinde keşfettim,1 senedir düzenli hergün açıp bakıyorum ne yazmış diye,kitap,film ,gezi önerilerinizi ,yemek tariflerinizi not alıyorum sürekli,günlük yaşantınızı paylaştığınız yazılarda kahkahalar atıyorum, esprili dilinize,kıvrak zekanıza,hemen hergüne planlanan aktivitelerinize,enerjinize hayranım.hatta bu kadar herşeye nasıl yetişiyorsunuz şaşıyorum,bazen bi tarif sormak,birşey danışmak istiyor buluyorum kendimi,mesela şu meşhur çay karışımınızda neler var diye,yada film izliyorsunuz ya evde,netten indirip mi yoksa cd alıp mı izliyorsunuz merak ediyorum ...geçmiş yazılarınızıda okuyorum hatta en eski bloğunuzu bile okumuştum hızımı alamayıp:)günün sonunda bloğunuzu okumak en büyük keyfim...Sevgiler...
YanıtlaSilSena...
Sevgili Sena
YanıtlaSilBugün yataktan biraz keyifsiz kalktım ama sen bu sabahıma ne iyi geldin bir bilsen.
Öncelikle hakkımda yazığın herşeye bin teşekkür...Sizlerin böyle düşündüğünü bilmek keyfime keyif kattı...Bundan sonraki yazılarımı bu duygular içinde yazacağım.
Meşhur çayım dediğin sanırım,Lipton-Soft cashmere
içinde gül yaprakları,portakal kabukları, tarçın kabukları ve vanilya var.Bunlar bildiğimiz siyah çayın içinde. Kahvaltı çayı olarak değil de keyif çayı olarak içiyorum.
Filmleri o saydığın her yolla izliyorum. Net,cd,vsd...haftada bir kez de özellikle filmlerin vizyona girdiği cuma günü akşamları ailece sinemaya gideriz.
Yanımda olamasanda laleninbahcesigmail.com adresinden ya da yorum olarak bana istediğini sorabilirsin.
Sevgilerimle