Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

kısa kısa haberlerle:)))

Önce söyleyeyim Beyoğlu yorgunuyum. Hatta sürünüyorum. Gülden'le bir ay daha program yapmam. Nazlı iki saat kadar yanımızda oturdu eve kaçtı heheheh. Gece de onda kaldık, sabah erkenden de Cancan gelecek diye ben yollara düştüm. İtalyan yokuşunu yürüyerek indim, takkırı tukkuru. Yokuş üzerinde İtalyan Lisesi ve İtalyan konsolosluğu olduğu için bu isim verilmiş. Diklik konusunda baya bi başarılıdır. Çıkışta değil inişte tercih edin. Verin Cihangir'den aşağı kendinizi Tophane' de alın soluğu. Üzerinde çok zevkli hediyelik eşyaların olduğu bir kaç dükkan var.

En süper haber; Gamsegamse artık bir üniversite öğrencisi değil, İstanbul Erkek Lisesinin bir öğretmeni.

Bir süper haber daha , Eniştemi ziyaret ettim o kadar iyi gördüm ki, sohbet ettik hatta Babamla telefonda konuştu. Ordu'ya gittiğimi söyleyince Taka Şükrü'yü sordu:))))


Bir süpper haber daha, CANCAN'ın Babaannesi İngiltere'ye gitti. Üç hafta kalacak. O zaman zarfında Cancan sık sık bizde artık. Bu gün dakkika bir gol bir di. Bu gün ben, bir de Beyoğlu yorgunu olunca, O'nun her uyumasında yanına yattaım uyudum.

Şimdi sadec tv izlemek, uyuklamak, arada çay içmek üzere , salondaki kanepeye doğru gidiyorum