Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Kasım 2013 Salı

Fenni Edebiyat falan filan...

Ne yaptınız hafta sonunda,ben ne yaptığımı unuttum bile desem inanır mısınız?...İyi ki şu önerileri yazıyorum,kendim için de kayıt oluyor aynı zamanda...

Aşure hala pişiremedim iyi mi?...Komşulardan idare ediyoruz... Geçen akşam Gamsegamse pastaneden alıp getirdiği aşuresiyle mesajını verdi... Kısmetse yarın ,bu gece buğdayımı ıslar ,yatarım yarın da kollarımı sıvarım....

 Hava az biraz serinlese de pırıl pırıl bir sonbahar yaşıyoruz.Dün karıkoca biraz yürüdük, hurma ağacı altında çayımızı içtik,gazete ,kitap okuduk. Kitap derken; ben yanıma  ''Kitapçı'' dergisini almıştım.

Emre Gürcan'ın yazdığı bir kitap tanıtım yazısına gelince orada kaldım...
 Osmanlı Bilim Kurgusu:Fenni Edebiyat/Seda Uyanık''  hakkında yazdığı yazı benim çok ilgimi çekti, yazıdan pasajlar okuyunca kocamın da çok ilgisini çekti ve bunun üzerine  4 er çaylık bir sohbet ettik:) Seda Uyanık 8 eserde bunu incelemiş.Yazıda Osmanlı zamanında teknoloji  roman kurgusuna ne kadar girmiş...Jules Verne'nin bu konuda Osmanlı edebiyatına etkileri göz ardı edilmemiş.''Rüyada Terakki'' adlı kitap ikimizin de çok ilgisini çekti... 2012 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yayınları  ve Kapı Yayınları taraından yeniden basılmış. Kitapta yazıldığı tarihten 400 yıl sonrasını anlatan bir rüya anlatılıyor. Yani 23.yy...Ama okuyunca  şimdi kullanılan sokak kameralarının tarif edildiğini, polisin bunlardan yararlanacağını ,x-ray cihazlarını neredeyse tarif ettiğini  görüyoruz.Bu kitabı en yakın zamanda edinmeyi düşünüyorum.


Şimdi kitap demişken ,okuduğum kitaba gelelim, Venüs bitti ama onunla ilgili görüşlerimi, yorumlarımı ''Bibliyomanyaklar '' da okuyacaksınız... Arada bakıyorsunuz değil mi oraya da.. Bu hafta Ataletim yazdı,kaçırmayın...Şimdi okuduğum kitaba dönersek Memleket Hikayeleri/ Ayfer Tunç okuyorum... Kısa kısa hikayelerden,anekdotlardan,deneme yazılarından oluşan memleketimizden insan manzaraları... Dün akşam okuduğum  hikaye beni çok etkiledi mesela... Sırf inancı  kendilerininkinden farklı diye, can komşularını,arkadaşlarını, öğretmenlerini bir gecede dışlamalarını,onun ve ailesinin hayatında onulmaz yaraların açılışını  anlatan acı bir hikayeydi..Sanki bir Ku klux  klan hikayesi okuyorum sandım...


Film oalyına gelirsek arkadaşlar  valla süper bir film izledim. ''Mao'nun Son Dansçısı''... Filmi izlemenizi öneriyorum. Hele bir  sahne var ki  yani spoiller vermek pahasına  anlatacağım:)) Çinli muhafızlar, ABD' ye iltica eden  dansçının anne ve babasının köyüne gelip aileyi aşağılıyorlar.  Yetiştirdiğiniz çocuktan utanın falan diyorlar. Annenin onları- çocuğumu benden 11 yaşından aldınız, onu nasıl yetiştirdiniz verin bana çocuğumu, bunun hesabını vereceksiniz diye koca bir sopayı kapmasıyla bunları bir kovalaması var, gülmekten öldüm....



Yarın aşure yapıcam azıcık farklı bir formülüm var, izlemede kalın:)




 Şimdi bu linke tıklayıp, Leylak Dalı'nın  yazısını okumanızı istiyorum. Bir kadına en iyi bir kadın yarım edebilir, erkek okuyucum var mı bilemiyorum. Varsa onlar da yardımcı olurlar diye düşünüyorum. Sahi var mı erkek okuyucum,merak ettim şimdi...
 TIK...




Şimdi ben çoktandır aradığım ''Hala'' adlı kısa filmi buldum ki Fından sayesinde kendime bir latte yapıp onu izleyeceğim....Latte dediysem cafecrown çıkartmış, çok da başarılı... Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş hesabı,idare ediyoruz işte... Bu arada ne kada kalender, ne kadar tevazzu sahibi biri olduğumu da anladınız umarım hehehhe ay gideyima rtık yoksa buraları su basacak....