Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Mayıs 2010 Cuma

sabah sabah mırıl mırıl

Birden bastı sıcak, alışamadım ağır geldi... Dünü sarhoş gibi geçirdim. Elim klimanın kumandasına gitti geldi ama ...açmadım.Gece bir de baktım yağmur yağıyor. Yağ ulan dedim yağ... Sabah hiç yağmamış gibiydi.

Akşam, Aşk-ı Memnu Matmazelin gözlerinde bitti, elindeki anahtarda bitecek sanmıştım:)) Bu arada ben yarısını telefonda konuşarak geçirdim.Teyzem sanırım konuşma ihtiyacındaydı ben de hiç ellemedim... Canım Teyzem ya... Eniştem'le öyle meşgul ki,tüm dünyası O' oldu artık..

Farkındaysanız iki gündür evdeyim... Ayağımı fazla zorlamak istemiyorum. Biraz üstüne gidince isyan edip ağrıyor...Doku ezilmesi olmuş...Dokununca acımasından belliydi heheheh.

Evde olunca fazla bir aksiyonda olmuyor tabi, kızlar okula gidip geliyorlar, yaklaşan dönem sonu nedeniyle ... etkinlikler falan... bazen hafta sonu bile okulda olabiliyorlar.

TV deki tüm açık oturumların konusu Baykal...B.k nu çıkarmadan bırakmazlar artık. Bir tek Balçiçek Pamir'in yönettiğini izledim. Sadece kadın gazeteciler vardı. Yazgülü Aldoğan- yazdığı kitabı hiç ama hiç sevmemiş olsam da-Canan Barlas ve şimdi adını hatırlayamadığım iki gazeteci daha...Gayet düzeyli, olaya çok daha geniş açıdan bakarak konuştular, tartıştılar...

Şimdilik de bu kadarrr.