Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

24 Ekim 2009 Cumartesi

Hastayım, burnumdan su akıyor ,hemde hiç durmadan, bir vana takılsa ancak baş edilir aynen o durumdayım. Tüm doom günü hazırlıklaını, yemeği,pastayı neyin yaptım,hastalandım.Var mı? böyle birşey ya, işim bitti ,hadi şimdi hastalanayım bari modunda oldu her şey. Yattığım yerden çepük çaldım, pastasının mumlarını üfleyen NAZLI'ya . Hey Allahım ya bin yıllık çepük kelimesi de geldi ya aklıma hasta hasta hayırdır inşallah. Alkışlamak demekir. Denizi olmayan yerde öğrenmiştim. Komşumuzun annesi, Nazlı'ya çepük çal kızım çepük çal derken. Alllaaaa kadın çocuğa hırsızlık mı? öğretmek istiyo nedir diye kendi kendime kuruntulanırken baktım ki kadınceyiz ellerini birbirine vurmayı öğretmekte:)))a

Korkmayın o meeeşur gripten değilim:)). Grip bile değil, soğuk algınlığı. Efil efil gezmekten, kapıları pencereleri açmaktan ve de bu çıldırtan sonbahara fazla dalmaktan muzdaribim. Şimdi azcık kendime şefkat göstereyim yarına bomba gibi olurum evelallah.Ama hastalığın o gelirkenki hali, kafa geriye geriye gider ya hani, nere bulsan uzanmak istersin, ateşler basar, o çok garip bir duygu. Şimdi ilaçlar etkisini yitirip hasta halime dönmeden gidip bir yerlere kıvrılayım.