Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Ocak 2009 Çarşamba

dün mün işte

Dünkü yazımda belirttiğim gibi dün Beyoğlu'ndaydım. Ama ne hava anlatamam. Yağmur bir an durmadan yağdı. Rüzgar da cabası. Şemsiye insanın elinde ters dönüyor. Sabah kalkınca programı iptal etmek istedim ama- aldığım cevap şekermisin oldu. Şeker değiliz erimeyiz evelallah dedik düştük yola. Düştük diyorum çünkü Gamsegamse'ninde Beyoğlunda mezuniyet fotoğraf çekimi randevusu vardı.

Bu kez yol güzergahımızı değiştirip Kabataş değil, Beşiktaş üzeri gittik. Taksim' e vardığımızda Gamse'nin arkadaşları gelmişti bile. Şıkıdım şıkıdım hepsi. Gamse onları alıp akşamdan benim kuzenin ayarladığı kuaföre götürdü. . Ben onlardan ayrılıp kuzenlerime doğru gittim. Geç kaldın dediler. Var bizim sülalede bu hastalık. Nere gitsen nerdesin geç kaldın derler. Bundan sonra geceden yatıya gitcem valla. Ancak öyle geç kalmam çünkü.

Yağmur çamur , hiç bişe anlamadım. Çiçekçiler bi köşeye sinmiş, şemsiye satıcıları her tarafı sarmış. Ay bi de kulaklık satanlar var. Almamak için zor tuttum kendimi, ekoselisi, puanlısı, uğur böceklisi bile var zeya. Erkekler için düz koyu renkleri . Bazen acıyorum ben bu erkekler ya. Düşünün adam takım elbisesisini giymiş. Gabardin palto üstünde, ya da kaşmir elinde şık deri çantası , lap-topu , kulağında da kırmızı puantiyeli bi kulaklık ne hoş olurdu aslında. Neyse kendi bilecekleri iş. Kocama teklif etsem sadece bakar bana. O bakışlarrrrr neler neler anlatırrrr. Herkes telaş içindeydi anlayacağınız.

Dönüşte yine balık pazarına uğradım. Baktım istavritler pırıl pırıl, yemeğimiz vardı o yüzden onları karagün dostu olarak dondurucuya salladım. Bu şöle olur. Hiç hesapta olmayan bir program çıkar. Evden çıkarsınız o günün akşamına da karagün dostu yiyecekler dondurucudan çıkar. Kızlarıma da hep böyle öğütler veriyorum. Bakın şu anda yediğiniz ıspanaklı böreğin içindeki ıspanaklar , geçenki ıspanak yemeği hazırlanırken ayrıldı ve bu gün böreğin içine yerleşti. Şu anda yediğiniz pırasalı kişin içindeki pırasa geçende yediğiniz zeytinyağlı pırasa hazırlanırken ayrıldı dondurucuya atıldı ve bu gün karşınıza hazır olarak çıktı gibi. Ama onların hayali bir gün evlendiklerinde benimle aynı sokakta oturmak. Benim hayalimse onlar evlenince kocamı alıp diyar diyar tren tren gezmek. Harita da parmak basmak))))

Bu sabah devre dışıydım ben. Herkese yataktan el sallayıp iyi günler diledim. Yatakta tv izledim, gazete okudum, çay içtim. Şu anda çok güzel bir güneş ışığı odaya girmekte. Dün olsaydı bu hava ne olurdu yani. Bu günkü programımı bildiriyorum yan gelip yatmak nası iyimi)))

Dün akşam eve geldiğimde çok güzel bir sürprizle karşılaştım. Üstünde çocuklaçocuk yazıyordu. İçinden el emeği bir kart ve yine el emeği çok zarif bir kitap ayracı çıktı. Makineyi Gamse okula götürdüğü için resim koyamadım ama yarın koyarım. İyiki bu bloğ yazma işine başlamışım ve iyiki sizleri tanımışım. Başlarken hiç aklıma gelmemişti bu tür güzellikler yaşayacağım , çok teşekkür ederim