Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Mart 2013 Pazartesi

Bir Kitap bir film bir yemek

Önce kitap... Nazar/Reha Çamuroğlu

Reha Çamuroğlu'nun ilk okuduğum kitabı...Pagan kültüre meraklı olan Naziş'in aldığı bir kitap...Cadılar,cadı avcıları,kilise,engizisyon ...Bunlar kitabın görünen yüzünde....Alt metinde ise hiç değişmeyen  siyasi oyunlar...Reha Çamuroğlu bir cadı avı  hikayesi anlatırken ,günümüze göndermeler yapıyor...Bir rahibin ağzından söylenen şu söz mesela,hiç değişti mi? doğruluğu,üstünde tartışma bile götürmeyen doğruluğu hem de...
Siyaset; Sürüleri toplamak,birleştirmek,yeri geldiğinde ise dağıtmak ve parçalamak sanatıdır...
Konu  Ortaçağda  batının dul ve yalnız bir kadına bakış açısını anlatıyor aynı zamanda ben kitabı okurken, Umberto Eco'nun ''Gülün Adı'' adlı romanını anımsadım hep....Bu kitabı okurken;toplumlar nasıl kışkırtılır dehşet içinde okuyacaksınız... Ben kitabı beğendim...Kitap kapağında yer alan Fatima'nın gözü,özellikle Orta Doğu ülkelerinde nazara karşı üstte taşınır... Naziş, Musevi okulunda çalışırken onlarında nazara karşı bu simgeyi taşıdıkalrını  anlatmıştı...Onlar hamsa diyor biz Fatima'nın eli ya da ya da Fatima'nın gözü diyoruz...Ben bilmediğim zamanlarda ''Kapalıçarşı'' da kuyumcu vitrinlerinde altın küpelerini görür lale sanırdım:)))

Gelelim filme...Büyük kızımın kitap tavsiyesinden sonra küçük kızın film tavsiyesinde sıra...Gamse bu filmden bana çok daha önceleri söz etmişti,mutlaka izle anne demişti ama sıra ancak geldi...
Filmin adı; KORO...




1948 senesinde Clement Mathieu isimli bir müzik öğretmeni çocukları rehabilite etme amaçlı bir yatılı okula müdür olarak atanır. Buradaki baskıcı eğitim ve çocukların umursamaz tavırları başta onu hayalkırıklığına uğratır. Ancak Clement müziğin gücüyle zorlukları aşacağına inanmıştır.Filmi mutlaka izlenmeli kategorisine koydum...

haydi şimdi de yemek yapalım...Bu tarifi zaman zaman tekrarlarım, peki niye ,sorun niye...Çünkü çok kolaydır, lezzetlidir,sunumu iyidir,servisi çok rahattır...Yanına bir pilav ve bir salata yaptınız mı? akşam misafirlerinizi bile süpper bir şekilde ağırlarsınız...


Kişi başı birer tavuk pirzola,kalçadan buttan hazırlatılınca apeyce büyük bir porsiyon oluyor...Şimdii bunu,iki kaşık  zeytinyağ, bolca kekik,kırmızı pul biber,karabiber ve tuz ile yapacağınız fırın tepsisinde bir güzel harmanlayın...Derili kısımları üste gelecek biçimde,yerleştirin ki, deriler kızarsın...İki havucu boylamasına dilimleyin,iki patetesi de elma dilim yapın, kalınca olsun ama...sivri biber bir kaç tane,iki üç baş sarımsak soymadan,üst kabukalrını alabilirsiniz. Bütün olarak yıkayın,sakın soymayın...15-20 adet arpacık soğan,olmassa iki kuru soğanı,ikiye veya dörde bölün,iki üç domatesi ,dörde bölün,sebze kısmını sadece tuzluyorum..Sebzeler kendi  tatlarında olsunlar diye ve yağlamıyorum...Aralara bir iki defne yaprağı da koyabilirsiniz...Tepsiye bunları da boşluklara yerleştirin... Ben patates ve havuçları toplu olarak bir köşeye koyuyorum,servite rahatlık açısından...Şimdi sürün fırına...Siz pilavınız yapın...İyice pişince,fırının ızgara kısmını açıyorum bir kaç dakika ki, üstleri kızarsın.....Sarımsakları,diş diş ayrın,yerken,hüüüp diye çekin içinize:))lezzete inanamayacaksınız...Hayde afiyet olsun.

Not: Beni dışardan yani blog dışı izleyen izleyiler için yaptığım 8-Mart-Kadınlar Günü  kitap hediyesi çekilşi için  aşağıdaki Bende mi? Brütüs  başlıklı yazıya 8-Mart akşamına kadar yorum bırakabilirsiniz..


Ben de mi? Brütüs


Tamam bu sözün doğrusu ''sen de mi? Brütüs'' dür ama Brütüslük yapan bu kez ben olunca:))

Dedim ki, biz blog arkadaşları bir vesile ile aramızda hediyeleşiriz. Kitap etkinliği,bayram kartları,yeni yıl kartları...Ama dışarıdan bizi yani blogcu olmayan okuyucularımızla böyle bir şey yapma fırsatımız olmaz.

İşte bu yüzden ben de dedim ki,hazır önümüzde ''Kadınlar Günü'' var...Bu vesile ile yıllardır beni blog dışından izleyen,okuyan  okuyucularımla bir etkinlik  niye olmasın...Belki ben bir gün yazmaz olurum belki de siz okumaktan vazgeçersiniz...Bu kitap ve bu çekiliş bugünlerin anısı olur...

Kendi kitaplığımdan bir kitabı böyle bir  izleyicime,okuyucuma armağan etmek istiyorum.Dileyenler bu yazının altına yorum bıraksın, biz de Kadınlar Gününde yani 8 Mart akşamı  çekiliş yapalım,çekilşte adı çıkan arkadaşa ben kendi kitaplarımdan birini hediye edeyim...

Son yorum tarihi 8 Mart saat 20.00 olsun...Olsun mu?

E hadi olsun o zaman...Beni blog dışından izleyen tüm okuyanlara açıktır bu davet....

not:'Kitaplıkkurdu''nda bugün ben varım:)) Kızarmış Palamutun Kokusunu orada yazdım...Görüşlerinizi bekliyorum... Buradan bi TIK