Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Ağustos 2009 Cuma

ŞARKILARDAN FAL TUTSAM

Sahnelere atsam kendimi, bağıra bağıra şarkılar söylesem, herkes bi yana kaçışssa. Manolyam güzel kuşum ben sana vurulmuşumu söylesem. Bu benim bulaşık makinesi boşaltma şarkım, özel bi nedeni yok. Karakoldaa ayna var , ayna var, kız kolunda damga varr diye bağırsam. Mutfakda tencere kebabına dönüşmeye bekleyen patlıcanlara doğru hem de. Patlıcanlar kızarmayacaklar malesef. Bu sıcakta asla kızartamam. Hafif zeytinyağlanıp , fırın tepsisisine dizilip fırına atılacaklar. Sonra önceden pişirilmiş kuşbası et, arpacık soğan ve sarımsakla sotelenip, bol domates ve sivri biberlerle birlikte , tencerede patlıcanlarla halvet olacaklar. Patlıcan fanatiği , Gamsegamse , kızartmadan yapmışsın yine diyecek, kaşığını bir taraftan da cacığına daldırırken. Yanında da pilav olacak mutlaka.

Akşama görümcem de okey partimiz var. Okey grubumla neredeyse bir aydır görüşemedik, Ordu falan derken. Bu akşam çetin bir karşılaşma olacak :))). Dün yine görümcelerimle toplandık. Ay bi güzel sohbet ettik, bi de baktık ki saat akşamın yedisi olmuş. İki sokak ötedeyiz zaten birbirimizden. Eve girdim , balkon kapısınıa açmamla sokakda kızılca kıyamet koptu. Biri kameradan gördüm, saat altı buçukda buraya çöp bıraktın diye avaz avaz bağırmakda. Sokakda oynayan çocuklar korkuyla bağrışmakda, birden adam döndü gitti elinde tornavida ile döndü, o sırada kocam da geldi, biz aval aval balıyoruz balkondan. O kadar küçük bir sokak ki burası , öyle olaylara falan alışık değildir. Herkes birbirini yirmi senden beri tanır, Ekşi sözlük de bile, İstanbulun en kısa sokağı diye geçer:))). Toplasan karşılıklı sekiz taş çatlasa dokuz apt var. Akşamları dışarıya çıkarılan küçük çocuk sesleri,maç akşamları gol sesleri , bir de rüzgar çanları duyulur. Gece uykumda öyle hoşuma giderki onların sesi, bir de sabahın erken saatlerinde. Neyse konuyu dağıtmayalım. Olaya tornavida girince , herkes müdahele etti ve polis geldi. İkiside davacıyım diye bağırıyordu. Sonucu bilemiyorum artık.

Gözün aydın olsun sayın okuyucu, bir antin kuntin yazının sonuna daha gelmiş bulunuyoruz. Siz sağ ben selamet gittim ben patlıcanlara doğru.


Not. bu gün Marjo'dan doğum günümü kutlayan ve Teyzeme, Enişteme sağlık dileyen bir kart aldım. Teşekkürler Marjo, haftalar sonra yeniden doğum günü keyfi yaşattığın ve güzel dileklerin için. Bana yeniden iyiki blogcu olmuşum, iyiki aranıza katılmışım dedirttiğin için.