Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

20 Mayıs 2011 Cuma

seçim havasına girdim... oyunuzu bana verin:))
Fikri Mühim'in Glade'nizi siz tasarlayın etkinliği için ben de tasarım yaptım... Aha da tasarımım budur. Teması bahar olacaktı. Bahar da kuş, çiçek ve kelebek değilmidir...
İşte benim tasarımım burada... Hadi oylayın, ilk yüz tasarım arasına gireyim:))
blogcular, dışarıdan okuyanlar ...Tüh keşke bir seçim çalışması yapsaydım:))

http://www.gladekadini.com/sentasarla/index.php?id=7383#/galeri

Dün gün bu sabah

Ne istediğini bul ve onu nasıl isteyeceğini öğren... filmin cümlesi...ama hangi filmin cümlesi diye sorarsanız hatırlamıyorum...Not almışım bir yere. Hep ne istediğimi bildim mi? diye düşündürdü bu cümle beni. Bazen evet bazen hayır.


Dün ani bir kararla eski saç rengime geri döndüm. Aynaya baktım ve hoş geldim dedim . Kendimi daha iyi hissettim. Kuaförün ve bilumum dış etkenlerin gazına gelmemle değiştirdiğim saç rengime veda ettim. Yeniden kızıl kestane akaju oldum. Hem önümüz yaz, güneşle daha uyumlu oluruz. İkimiz de parlarız kızıl kızıl:)

Kızlar malum 19 MAYIS nedeniyle dört günlük tatildeler. Dün birlikte bir şeyler yapalım dedik ama hava bir öyle bir böyle olunca karar veremedik. Akşama doğru Gamse ile ben Capitol'e gidip, Gamse'nin fiyongu düşen ayakkabılarını Beta'ya bıraktık. Bir kaç dükkana uğrayıp kendimizi dar attık dışarıya. Hiç susmak bilmeyen bando takımı mahvetti kafamı. Orada yemek yiyenlere çok acıdım. Bütün gün öyleymiş. Bir bando takımı tüm katları geziyor ama ses her yerde...Gamse- Babamı arayayım, Bağ pastanesine gelsin dedi. Bağ pastanesine bir kez gitseniz müdavimi olacağınız bir yer. Pastalarına , makarnalarına, sandviçlerine kadar her şeyi lezzetli. Fiyatları çok makul değil ama çok uçuk da değil.İç mekanları da dış mekanları da çok şık ve rahat.ilk önceleri Bağlarbaşında küçük bir yerdi, orası hala duruyor...Şimdi bir çok semtte şubesi var. Benim en belli başlı gitmem sebebim üst sağ taraftaki resimdedir:))Neyse pastanede kocamla buluştuk.Onlar kocaman sandviçlerini yutarken ben minik tartaletlerden siperiş ettim, açyımın yanına... Gamse - anne onların senin nerene gidecek dedi:))Hatta onların orta getirttikleri karışık tatlı tabağından da yarım dilber dudağı aldım. Bizim Türk tatlılarının isimleri ne kadar erotik böyle ya. Dilber dudağı, hanım göbeği...

Akşam da Fatmagül izledik. Sonrasında ben kanepede dalmışım. Naziş'in Gamse'ye, sen mi sallıyorsun dediğini duydum , uyandım. Kütahya depremi ; İstanbul^da da hissedilmiş. Biz de bir tek Naziş hissetti.Çok kayıp yokmuş ama onlar da olmasaydı...

Şimdi , Naziş dışarı çıktı Gamze ve koca kişisi uyuyor. Gamse ; kahvaltıyı Kuzguncuk da yapalım demişti ... Gidip uyandırayım:))

düzenleme:: Gamsegamse yatağından ayrılamadı, Naziş dışarıdaki işini bitirip telefon açtı açım çok açım dedi... Kahvaltı haqzırlamak bana düştü... O sırada Meral uğradı, öğleden sonra Kuzguncuk planı yapalım dedi. Ehi pehi yarın da orada olacağız arkadaşımla ama falan filan dedim sonra peki yav dedim.Yani program öğleden sonraya kaldı:))