Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Kasım 2014 Pazar

Hafta biterken

Bu haftayı da bitirdik..Bakalım bakalım nasıl geçmiş,gitmiş, bitmiş...

Cuma günü ''Tavsiye Evi''nde aşure günündeydik... Şef Çiğdem Seferoğlu'nun pişirdiği aşureleri yedik, aşurenin tarihini ve çeşitli  aşure pişirme usullerini konuştuk...Kimi şeker yerine pekmez veya bal koyuyormuş mesela... Ben de buğday piştikten sonra içinden bir kaseyi ayırıp blenderde iyice macunlaştırıp tekrar tencereye ekledimi anlattım böylece daha kıvamlı oluyor aşurem...

 gördüğünüz gibi aşuremi kaşıklamakla pek meşgulüm :)

Cumartesi günü evdeydim, kitap okudum ,film izledim. Murakami'nin son kitabı olan ''Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları''nı okudum okurken; Franz Lizst'in Hac Yılları adlı bestesini dinledim... Sonra Audrey Hepburn ve Liza Minelli'nin Tehlikeli Fısıltı adlı filmini izledim. Kitap için evet güzeldi ama bir Sahilde Kafka değildi diyebilirim... Yine yeni algı pencereleri açtı, yine bol bol müzik dinletti...Dışlanmışlık duygusunun insanı ölümün kıyılarında gezdirebilecek kadar ağır olduğu duygusunu hissettirdi...Film içinse  şimdi olsa kimsenin umurunda bile olmayacak bir dedikodunun o yıllarda nelere mal olabileceğini gösterdi...Okuldaki iki yakın arkadaş hakkında lezbiyen oldukları dedikodusu çıkınca izleyin bakalım neler olabiliyor...

Cumartesi akşamını ve gecesini yalnız geçirdim. Koca balığa,kızlar kuzenlerine gitti... Ben de  Okan Bayülgen izleyerek motif ördüm :)

Bugün  sabah  kitabımın arasında püsküllü ayraç vardı ama öğleden sonra sonbahar yaprakları vardı
:)


Yine sülale boyu DSİ Çamlıca tesislerinde toplandık... Kah çay kahve eşiliğinde sohbet, kah iskambil, kah ağaçlar arasında yürüyüşle geçen günü akşam yemeğini de orada yiyerek noktaladık derken yeniden başa döndük  yine çay kahve yine oyun devam etti. Ama yemekten sonra dışarı çıkıp, hiç üşenmeden 1000 adım yürüdüm :)
Yürürken çektiğim ağaç, yaprak, dal falan filan resimlerinden de bir kolaj yaptım ellerime ,fikrime sağlık :)


İşte  böle böle