Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Aralık 2008 Pazar

BİZ

Bundan tam 27 yıl önce biz , bir yola çıktık. Şimdiki ortalamalara göre daha çocuk yaştaydık. Birlikte çok şey yaşadık, Önce ben değil biz demeyi öğrendik. Ayrıca bendik de. Ailellerimizden uzakta çok karlı bir şehirde ,soba yakmayı, annelerimiz pişirmeden karnımızı doyurmayı öğrendik. Birlikte çok eğlendik, acılar paylaştık. Annelerimizi kaybettik birbirimize sarıldık. İkiyken üç olduk dört olduk. Dört ayrı karakter bir arada nasıl yaşar onu öğrendik.

Bu ikili bu akşam evliliklerinin 27.yılını ama birlikteliklerinin tam 30 yılını devirmekteler. Artık sokaklarda kar topu oynayan, yokuşlardan kahkahalar atarak kızakla kayan , istiklal'de gülme komasına girip herkesin başlarını onlara çevirip baktığı, rezarvasyonsuz yollara çıkıp ondan ona bin usulüyle yolculuk yaptıkları günlerdeki gibi değiller. Artık daha bi ağırbaşlılar artık tatile giderken bir ay önceden rezarvasyon yaptırıyorlar ama içlerinde hala bi çocuk tarafları var. Kadın olanı hala bi çıldırık ama olsun idare edip gidiyolar işte.

Biz bu geceyi yine kendi usulumüzde ev de kutlayacağız, yemeğimizi yiyeceğiz, pastamızı keseceğiz ayyy iyiki evlendik diyeceğiz...
**********************************************************
Dün Saat bir falandı Gamsegamse ile hadi tahtakaleye gidelim dedik. Apar topar çıktık. Çıktık ki buzzzzz. Ay biz naptık böle dedim. Koştur koştur vapurda en sıcak köşeyi kaptık. Tahtakale yeni yıl telaşındaydı. İğne atsan yere düşmüyordu. Bir ara el ele yürüdük. Ben telefonumu almadım. Gamse de eski bir telefona kart taktı. Mazallah yoksa :)). Sadece harcamayı düşündüğümüz kadar para aldık , kredi kartı falan gibi dökümanları dahi ev de bıraktık. Bir de kimlik aldık tabi yanımıza. Artık zırt diye kimlik sormalar var. Soracakları kişileri biliyolar zaten de ne olur ne olmaz dedik. Geçmişten edindiğimiz tecrübelerimiz var ne de olsa. Tahtakalae de her yere girdik çıktık. Şarkhan da biraz fazla vakit geçirdik. Çok şirin şeyler aldık. Hele Gamse her gün kullandığı takılarını asmak için bir kadın figürü aldı ki çok güzel. Siyah dekolte, çok şık gece elbşseli bir kadın orasında burasında çıkıntılar var , oralara takılarını asıyor. Ah fotoğraf makinesinin bilgisayar girişini basıp kırdım, bu gün alınacaktı , eğer aldılarsa resimlerini yüklerim. Yalnız gerçek olan şu ki, kaliteli bir şey alacaksanız bu Tahtakale de de pahalı. Beğendiğim biblo 96 TL idi mesela. Bir liraya da var ama öle işte anlayın. Bi sürü ıvır zıvır aldık geldik. Yolda dedim ki; bunlar acil ihtiyaçtı, almasak olmazdı bu soğukta, Gamse çok güldü bu sözüme. Yine koştur koştur vapurun kaloriderli köşesini kaptık. Biraz da akşam tv karşısı için abur cubur alışverişi yapıp eve geldik.

Eve geldik ama biz ani kararla evden çıktığımız için akşam yemeğimiz yok(((. Naziş zaten artık biliyosunuz Cuma akşamından firar , Zuz a gidiyor. Hemen bir çay suyu koydum, kahvaltı hazırladık. Kavrulmuş kıymaya da bir kaç yumurta kırdım. Bu akşam da böyle olsun dedim. Kocam geldi- Lale biz bu gün öğlede arkadaşlarla yemek yedik, biraz ağırca bi yemekti, akşam hafif yiyelim dedi. Valla - istediğinden bile hafif bir yemek yiyeceksin dedim )).