Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Ay ışığı ve yıldızlar altında

Son iki akşamdır iftarı evde yapmıyorum. İlk akşam Görümcem'de geleneksel iftarımızı yaptık. En sevdiğimiz yemeklerle...Naziş yolda mönüyü sayarken, heveslenme bakarsın bu sefer değişiktir mönü dedim de- halam , iftar daveti için benim tatilden dönmemi beklediğine göre başka bir yemek listesi düşünmüyorum dedi ve haklı çıktı. Minizik minicik etli yaprak sarmalar, nohutlu tavuklu pilav, cevizli ev baklavası baş roldeydiler:))

İkinci yani dün akşam ki iftar; sazlı , sözlü , şarkılı türkülü ve ağaçlar, yıldızlar altında bir iftardı ki tadından yenmedi. Zeya'nın annesi Timsal Hanım'ın davetlisiydik bu kez. Sofraya imzasını beğendi attı. Ben resmen beğendiye gömüldüm:)))Sohbetler en şahanesindendi, gitar eşliğinde şarkılar söyledik, tüm yörelerden söyledik de sonra sınırları aşıp Azeri türkülere bile geldi sıra...Ortaya pasta gelince, Zeya, Lale Ablanın doğum gününde pasta kesmemiştik, bu pasta ona olsun deyince, haydeee birden doğum günü şenliğine dönüştü olay, ve Ebru'dan da doğum günü hediyesi alınca tam oldu...''Benim Çılgın Ailem'' alınacaklar listemde ki bir kitaptı...süper oldu...Hele bir de Gamze ve Aslı'nın Londra'dan bize hediye ettikleri altın ve gümüş madalyaların haberi de gelince, daha doğrusu evlerden çığlıklar gelince gecenin güzelliği katmerlendi.

Planımız iftardan sahuraydı. Sahuru, Zeya'nın adalara karşı terasında ay ışığı altında yaptık.

Üstümüzden yıldızlar kaydı. Ben ilkini göremedim ama gecenin ilerleyen saatlerinde yıldız kaydııı diye çığlığı bastım. Arkasından da dileğimi yetiştirdim:))Biz sohbetin en derinine dalmışken sabah ezanı okunmaya başladı, hava serinledi şallara sarındık, üşümenin keyfini çıkardık.Eve girerken saat 0.05.19'u gösteriyordu...

Şimdi saatler öğleye yaklaşıyor. Rüzgar tülleri havaya savuruyor.Aşağı bahçelerden gülme sesleri geliyor, insan gülüşü en güzel ses bence...Hafta sonu serin geçecekmiş aman da aman müjdeler olsun...