Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

31 Temmuz 2012 Salı

O anlar unutulmasın diye 2

Naziş tatilde, Kocam da iki gün İstanbul dışında olunca Gamsegamse ile gece yarılarına kadar kendimizi dışarılara attık:)) Evde canımız sıkıldı .İlk geceyi Moda'da ikinci geceyi ise Beylerbeyi'nde geçirdik. Hem hafta sonu hem iftar yer bulamayız dedik ama en sevdiğimiz balıkçıda en sevdiğimiz masayı boş bulduk:)


Biz balıklarımızı yedik, çay kısmına geçmiştik ki Banu, Cero ve Fatoş yanımıza geldiler. Gece saat yarıma kadar, bir yerlerde oturduk, Beylerbeyi iskelesinde gezindik falan derken ben dedim ki; "Fikrim geldi fikrim geldi. :)))" Hadi bize gidelim, dolapta buz gibi kavunumuz var, sahura kadar okey çevirelim... Hemen kabul gördü teklifim ve bir taksiye atlayıp bize geldik. Sahura kadar çat çut okeyimizi oynadık, kavunlarımızı yedik.

Dün, Cankuşum geldi bize... Birlikte resimler yaptık, oyun hamuruyla faaliyetler yaptık. Markete gidip alışveriş yaptık. Dönüşte çok yorulduğunu söyledi, ben de artık kucakta gitmek için çok büyüdüğünü söyledim. Ama Cicianne pratik zekasını kullandı ve o sırada yanımızdan geçen mahallenin kadrolu hırdavat toplayıcısı Sadi'nin arabasını ona tahsis etti. Adam eve kadar getirdi Cankuşumu... Yoldan geçenlerin bakışını görmeliydiniz ama Cancan çok eğlendi..

Kuşum akşam giderken bize, yemeklerinizi alıp bizim eve gelin bir daha da geri gelmeyin dedi:)) Ama giyecek falan demedi dikaktinizi çekerim, yemeklerinizi alın.

Canım Ayşegül, Babasının hastalığı sırasında bile bana müthiş bir sürpriz yaptı. Beni güzelliklere boğdu... Turgut Uyar'ın şiirini okumuştum blogunda ve çok beğenmiştim, sonra "kitap okuyan şirin bulma" peşindeydim:)) bana hem kitap okuyan şirini hem Turgut Uyar'ın yayınlanmamış şiirlerinin bile bulunduğu kitabı ve de bu güzelim etamin kuşlu çerçeveyi göndermiş. Paketi açıp da içinden o şirin çıkınca; Gamse, "Anne sen ne güzel insanlar tanıdın. " dedi...

Ve Alf... Bu sıralar her bölümünde çok eğlendiğim Alf'i izliyorum. Çok keyifli... Canınız sıkkın olduğunda bir bölüm attırın valla... Hele uçuşan bir tülde varsa değmesinler keyfinize...

Ve en son izlediğim film... Size hararetle izlemenizi tavsiye edeceğim bir film... Her şey Aydınlandı. Her Şey Aydınlandı aynı adlı kitaptan sinemaya aktarılan 2005 ABD yapımı dramatik komedi. Özgün adı Everything Is Illuminated. Ukrayna manzaraları ve Çingene müziği eşliğinde izleyeceğiniz bir film. Hiç görmediği Büyükbabasını, 1942 yılında Nazilerin elinden kurtaran kadını arayan anı kolleksiyoncusu genç adam, karısı ölünce kör olduğunu sanan başka bir büyükbaba ve zenci hayranı başka bir genç adam ve Sammy Davis J.r adlı bir köpek ve Ukrayna filmin kahramanları...

Bazı insanlar pul, sigara kutusu ya da fincan kolleksiyonu yapar. Jonathan ise ailesinin hatıralarının koleksiyonunu yapıyor; fotoğraflar, takma diş ve bir avuç dolusu eski eşya. Hepsi mühürlü, özel bir poşetin içinde ve duvara asılı.

Jonathan daha fazla bilgi toplamak için dedesini 1942 yılında Nazilerin elinden kurtaran kadını bulmak için Ukranya’ya bir yolculuğa çıkıyor. Filmi izleyin önerime teşekkür edeceksiniz:)
Ha! Filmin cümlesi; Gelecek, geçmişin ışığında aydınlanır...

not:İtalyanca Aşk Başkadır, Aşk Mutfakta Pişer, Aşkı Yarın Yaşayacaksın, Bir Dilek Tut Benim İçin ve Geri Döneceksin gibi popüler romanların yazarı Maeve Binchy, geçirdiği rahatsızıktan dolayı 72 yaşında hayata veda etti.
yolun ışık olsun,bize yaşatttığın o güzelduygular için teşekkür ederiz...

10 yorum:

  1. : ) Asıl ben teşekkür ederim sana herşey için.
    Ve bu yazın için tek kelime; Gamze'yi öpüyorum: )
    Diğer konular uçtu gözümden: )

    YanıtlaSil
  2. yerim ben o cankuşu... sizin filmlerinizi hep not ediyorum bir yere...

    YanıtlaSil
  3. merhaba sevgili lale...balıkçının tam yeri ve adını yazarmısın lütfen...ist a gelirsek uğrayacağımız bir balıkçımız olsun...sevgilerrr

    YanıtlaSil
  4. Sevgli adsız
    Beylerbeyi İskelesinde, Tarihi Beylerbeyi Balıkçısı...Yalnız buradaki balık lokantaları hemen caminin yanında olduğu için içkisizdir bu da dip not olsun. Biliyorsunuz ibadethanelere 50mt mesefadeki yerlerde içkili lokanta kanunen yasak...

    YanıtlaSil
  5. laleeeee can çok şeker o arabanın üzerinde :)O kadar çok film varki sende duyup seyretmeliyim dediğim
    artık unutuyorum da neydi diye :)

    YanıtlaSil
  6. adres için çok tşk ederim sevgili lale....iyi gecelerr

    YanıtlaSil
  7. lale ablacım; dün akşam izledim , kendimden birçok şey buldum. Dedemin annesi Rus yahudisi, Kiev'den ve her zaman aklımdaydı, acaba birileri varmıdır halen.
    Bu bayram, Dedemin kızkardeşini ziyaret ettiğimde , sorup öğrenicem, belki bizde bir iz süreriz. Artık facebook var, google var. ;)

    YanıtlaSil
  8. Zeynepcim, insan köklerini bilmek istiyor çok haklısın, bence mutlaka birileri vardır ...

    Filmde ki o ayçiçek tarlasındaki ev nasıldı? bayıldım ben ona...

    YanıtlaSil
  9. o ev çok güzeldi, ama beni cezbeden evin içinde herşeyin kutulanması. Benim odam gibi. hersey kutunun ıcınde sonum o kadına benzeyebilir. Kutulara dokunuşu, kutuların sesi, içinde ki nesnelerin kutuya çarparken çıkardığı sesler. Evin eski olması ama düzeni. GErçi ben başkalarına ait olan şeyleri biriktirmiyorum ama, İsviçre tatilinde , yaşlıların öldükten sonra eşyalarının satıldığı bit pazarına gidip, eşyalara göz atacağım, beğendiklerimi alıcam, geçen sefer yaptığım gibi. Lale ablacım, bu film beni çook derinden etkiledi çook.

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))