Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Ocak 2012 Pazar

Siyah Beyaz, film gibi biraz

Öyle yıllardı siyah beyazdı , film gibiydi... Sınıfı nasılsa geçerdik, önemli olan biraz da eğlenmekti...
Bayramlar yaklaşınca 15 gün öncesinden bando takımı olarak izinli sayılırdık.Basketbol maçları başlayınca artık yazılılılar sözlüler bize vız gelirdi. Tüm okul için önemli olan tek şey şampiyonluktu. Bizi ortaokulun basketbol takımından beri takip eden hoca , liseye geçince hoop hepimizi birden takıma almıştı. Okulun en uzak yerinde çalışma yapardık. Yemeklerimizi okulun yatılı bölümünün yemekhanesinde yerdik. Yatılı öğrenciler içinde şenlik olurdu maç ve bayram dönemleri.

Bu gün hem basket hem bando takımından arkadaşım Nurgül'ün kızı Sinem bizim resimlerimizi taratıp facebook'a koyunca hepimiz o yıllara gittik.
Ordu Lisesi Bando takımı... Bir dönem okumuş olabilirim ama süperdi süper... 10 KASIM' da Atatürk anıtında nöbet tutarken anneanemin beni dürbünle izleyip, üşüyeceksin orda eve git diye haber göndermesi hehehehhe... Karadeniz coşa coşa bizi ıslatırken sahil yolunda konvoy gibi yürüyerek okula gitmek... Basket maçları...antremanları...Bando çalışmaları, Hepsi artık uzak bir hatıra ama unutulmaz bir hatıra...
Bizim artık İstanbul'a yeniden dönme vaktimiz geldiğinde arkadaşlarımla bizim evin tek toplanmayan odasında veda partisi yaptık. Özel fotoğrafçı gelmişti eve... Ben de az afilli pozlar vermemişim. Akşama kadar bizim evdeydik ama ayrılık vakti geldiğinde Buket Pastanesine gitmiştik. Hiç unutmam pastanede Selçuk Ural'ın güle güle sana yolun açık olsun şarkısı çalmıştı. Ayşegül , bizi yolcu ettikten sonra, kendi bahçelerinin en ücra köşesine saklanıp bağıra bağıra ağlamış. Gece zor bulup çıkartmış oradan Behice Teyze...Beni ise İstanbul'da meğer Deniz, Nermin , Yasemin ve Ordu sahilleri yerine Yenikapı sahilleri beklemekteymiş. Bir kaç ay geçmeden tüm öğrenci kahvelerinde güllü sigaralarımız ve usta okeyciliğimizle boy gösterdik.Sinem bu gün Ordu resimlerini ortaya çıkardı. İstanbul grubu koştu yorum yaptı... Birbirini tanımayan , tek ortak noktaları ben olan iki grup arasında bir köprü kurdu... Ben bir gün bu iki grubu bir araya toplayabilme düşü kuruyorum şimdi...

9 yorum:

  1. Eski arkadaşlar, hele ki okul arkadaşları başka olur.Ders kaynatmalar, yazılı erteletmeler, 1 Nisan şakaları yapıp hocaları çileden çıkartmalar gibi bir dolu hikaye...

    YanıtlaSil
  2. Of of of, bu yazıyı okumak, bu resimlere bakmak nasıl yoğun ve keyifli duygular uyandırdı.
    Topla o iki grubu bir araya Lale' cim. Zor bir iş ama sen başarırsın.
    Güzel haftalar ve sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. eski fotograflar ne guzeller bayiliyorum, ama baktikca icinde onlarca ani barindirdigi icin size daha bir guzel geliyordur eminim ;)

    YanıtlaSil
  4. Siyah-beyaz zamanlar nasıl unutulur ki...mutlu bir gençlikti bana göre,öpüyorum canım.
    umarım ayağın biraz iyidir.
    Asis

    YanıtlaSil
  5. evetliyorum.. mery streep'e benziyorsun.. hatta seni sarışın görmek istedi canım.. =)..
    ve..

    pek hanım hanımcıktık biz o zamanlar..
    hanım hanımcık gitti bazılarımız da ölmeye ..

    demek geldi içimden..
    bizi jenerasyonun ne çok kayıp verdiği düşünülürse gencecik.. öğrencicik yaşlarında..

    atalet..

    YanıtlaSil
  6. Tam arşivlenecek bilgiler bunlar, ne iyi etmişsin yazmakla.

    YanıtlaSil
  7. Lale abla aklımdan "bundan 20-30 yıl sonra benim de fotoğraflarım böyle nostalji yaşatır mı?" diye geçirdim.

    Ben bakmaya doyamadım.

    YanıtlaSil
  8. Lale abla fotografların hepsinde tanıyamadım seni ama son fotografta göre hiç mi hiç değişmemiş yüzün ifaden..eski fotograflar cok guzel cok:))

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))