Ekim yağmuruyla geldi gümbür gümbür...Hoş gelsin,hoşluklarla gelsin...
Ekim ayı bizim için hoş bir ay,çünkü içinde Naziş'in doğum günü var, Cumhuriyet Bayramı var, filmekimi var...
Bugün önce biraz temizlik yaptım sonra görümcegillere:) çaya gittim. İki görümce bi gelin, çay içtik sohbet ettik. Bu ara hepimiz yoğun olduğumuzdan epi bir süredir görüşememiştik...Özlemişiz,konuşacak bi sürü şey birikmiş.Birlikte akşamı ettik.
Yağmur altında kısacık bir yürüyüşten sonra eve geldim.İçeri girer girmez makarna suyu koyup,şöle salçalı ,kıymalı bir spagetti yaptım...
Sonbaharla birlikte diziler de başladı... Bu akşam Çalıkuşu akşamı...Türkan Şoray'lısı, Aydan Şener'lisi derken üçüncü versiyonda çekilmeye başlandı...İlk bölümü sevdik biz, sevmeyenler hala Aydanım da Aydanım, Şenerim'de Şener'im diyenler mevcut ... Artık ,önümüze bakmak gerek ,geçti onun zamanı artık...
Size Yaban Koyunu/Haruki Murakami okuduğumu söylemiş ama hiç söz etmemiştim sanırım... En güzel kitabı bu değil söyleyeyim... Ama filme alınsa mesela severim o filmi... Müzik,kedi,fantastik öğeler Murakami'nin olmassa olmazları biliyorsunuz onlar yine var tabi... Alttan altan çalan müziğin sesini duymadan edemiyorsunuz...Bir kaç tanesini bulup dinledim ve Bing Crosby şarkısı ile de kitaba veda ettik...Kitabı okurken o koyun senin içine kaçsa falan demedim değil:)) Çeviri de biraz problemliydi sanırım belleten belleten dedikçe töğbeee estağfurullahh dedim ,bülten desen nolur sanki...Kısaca konusu,bir reklam ajansı sahibi başkişimiz bir bültende pardon belletende bir dağda otlayan koyunların resmini kullanır ve başı derde girer. Artık o dağı bulmak ve sırtında kahverengi yıldız olan koyunu bulmak zorundadır.Yoksa sonu gelmiştir. En önemli özelliği kulaklarının güzelliği olan sevgilisiyle yolculuğa çıkarlar...
Eğer hiç Murakami kitabı okumadıysanız bence Sahilde Kafka ile başlayın...
Şimdi aklıma bir soru geldi... Kitap okuru olmak yanında bir yazarın da okuru musunuz?...Kitap çıkarsa diye bekler, çıkar çıkmaz kimseler hakkında konuşmaya başlamadan okumak için kitapçıya koşar mısınız? Murakami işte benim öyle yazarlarımdan biridir...
Şimdi gitmek zorundayım,Çalıkuşu başladı...
Çalıkuşu'nu sevdim ben de , mutlu oldum geçtiğimiz hafta izlerken. Bu hafta kaçırdım , maalesef.
YanıtlaSilÇalıkuşunu sevmekle kalmadım, bayıldım hatta. Burak oynuyor, sevmeyeyim de napayım :))
YanıtlaSilNasıl yani iki görümcemi var? Vah vah
YanıtlaSilMakarna bolonez soslu harika sosa soğan koymuyorsun değil mi?
Murakami aslında tam benlik dediğim ama o kadar çok insanın dilinde olduğundan bir türlü ısınamadığım yazar. Bir yazarı çok beğenince tüm çıkan kitaplarını okuyup kendisiyle kıyaslama yapma ve zamanla o yazardan soğuma... denenmiştir
Çalıkuşu sonunu bildiğim pilav gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilmesinden hoşlanmadığım üstelik yeni reyting senaryosunu modernleştirme adına oynamalar, bana göre değil.
Bugün çok olumsuzum dimi. Ama yazını yine akıcı bir şekilde severek okudum. Eline sağlık. İyi bir hafta dilerim sevgiler
Sevgili Defne
YanıtlaSilEvet sosta soğan yok...Bir kitabını okuyup daha sonraki kitaplarında beni hayal kırıklığına uğratan çok yazar vardır. Örneğin Ayşe Kulin:)
Çalıkuşunu sevdik biz:)İnşalah yeni nesil aa Çalıkunun kitabı da çıkmış demzler:))
Ben de çok olumsuzum bugün aslında,Avrupa yakasında bir programım var ve lodos ,yağmur hepsi üstüme geliyor...Ama olumsuzluk dediğimiz bunlar olsun di mi?))
Sevgiler
Ayşe Kulin konusunda aynı fikirdeyiz Lâlecim.
YanıtlaSilNe yazsa okurum dediklerim, Pınar Kür, İnci Aral, Hamdi Koç, Jhumpa Lahiri, bir de Afilli Filintalar ekibi, şimdi aklıma gelen.
Öperim seni, görümcelere de selâm.
Harika yorumlamışsın ki bende yazarı okuma kararı aldım
YanıtlaSil