Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Temmuz 2013 Pazar

O anlar unutulmasın diye- Curcuna Üsküdar 2013

Dün akşam çok geç saatte kocam hadi yürüyüş yapalım dedi...Koru mu,sahil mi dedi?. Ben de deniz kıyısında yürüyelim dedim...Yürüyerek indik sahile,gözlerime inanamadım sanki gökten insan yağmıştı... Deniz kıyısında yürüdük Kız Kulesine kadar denizi göremedim desem inanın,bir insan seli sahil boyunca karşılıklı akıyordu. O benim oturup,kitap okuduğum taraçalarda bir tek boşluk bile yoktu... Hemen yolun karşısına geçtik. Orada bir yerde bari kahve içelim diye ama gecenin onikisiydi inan ey okuyucu ve oralar da tıklım tıklımdı...Bir yere oturduk ama,nargile kokusu,çat çat tavla sesi, okey taşlarının sesi  bizim o gecemizin ambians seçenekleri arasında değildi. Birer çay içtik,kalktık...O sıra baktım sahilin Kız Kulesinden sonraki kısmı  tenhaydı...Hadi deniz kıyısına geçelim dedik ve Harem'e kadar yürüdük. O sırada bir seyyar araba üstüne koyduğu kömürlü semaverde çay satan bir kadınla karşılaştık. O tenha yere,zabıtalardan saklanmak için gelmiş. Yanında kzıları vardı. Onlar da  plastik tabureleri hemen,çay içmek isteyene veriyorlar. Biz çaylarımızı alıp,denize karşı bir banka oturduk. Oturduk ama kayaların altında denize doğru bir kıpraşma vardı,  sonra anladım ki; bir sevişgen çift orayı mesken tutmuş. Kadın hatta arada denize giriyordu... Kocam da bana bakma sakın diyo,ay ben denize bakıyom dedim:))

Üsküdar sahilden manzaralar size




Beş liraya dilek feneri uçuran çocuk  ve Kömürlü seyyar semaver arabası



 Közde kokoreç...Gamse olsa asla atlamazdı:)

Bir daha hafta sonu tövbe dedik,evimize geldik...Naziş zaten İzmir'de Gamsegamse'de kuzenleriyle sahur yaptı,gece üçde geldi eve bizde tv de garip bir şeye takıldık sabahın beşinde uyuduk. Ama ben  bir kaç saat sonra kurulmuş saat gibi zıpladım tabi:)

Before Sunrise,Before Sunset serisinin üçüncüsü Before Midnight vizyona girdi ama  bizim gittiğimiz Spectrum sinemalarında oynamıyor... Sabah mail attım,kınadım onları:)) Gülücük işareti yaptığıma bakmayın,gerçekten de  attım ve geçen sezondan beri onları eksik gördüğümü vizyonun gerisinde kaldıklarını bildirdim...

6 yorum:

  1. Lalem,insanlar gece yaşarmış meğersem.
    yer mi bulamamışlar acaba deniz kenarındakiler.
    demli çay gibisi de yok tabii ki.
    sevgiyle.



    YanıtlaSil
  2. Gece disariya nadiren cikarim (Foca haric)
    Ciktigimda da hep sasiririm,insanlar meger hic evde oturmazlarmis diye)

    YanıtlaSil
  3. yazını okuyunca anladım ki İstanbulu daha hiç özlememişim:)
    O fenerleri parayla mı uçuruyorlarmış..bende nerden çıkıyor merak ediyordum.

    YanıtlaSil
  4. Mehtap,bu ara özleme,sonbahara doğru başla ama özlemeye:)

    YanıtlaSil
  5. haftasonu olduğundan mı yoksa ramazan mı anlamış değilim, sokaklar çokça kalabalık,
    biz de ev ahalisi olarak ev kuşuyuz
    iftardan sonra balkona çıkıp br bakıyorum herkes sokaklara akmış,
    bizde de miskin miskin yatıp yuvarlanmaca :))
    güzel bir hafta diliyorum sana kankim
    bu hamur işleri de beni mahvetti

    YanıtlaSil
  6. Yaklaşık üç haftadır burada çok sıcak haliyle akşamları ama şehrin bazı yerleri Aare nehri kıyısı biraz kalabalık oluyor. Cumartesi akşam bende çıktım var kalabalık ama İstanbulla kıyaslanmaz :) bu aralar okumaya bile üşeniyorum değil yazmak :(( öperim canım.

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))