Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

27 Ocak 2012 Cuma

Acı çikolatalı karlı gün


Dün geceden beri durmadan yağıyor kar... Usul usul elif elif yağıyor.Biz de her fırsatta dışarı çıkıyoruz. Dün akşam Gamsegamse dans kursundayken, hadi O'nu karşılayalım bu saye de yürüyüş yapalım dedik.Ama hem rüzgarlı hem de çok soğuktu, mahallenin kafeteryasında çay molası verdik.Ben eşofmanlarımla çıktığım için öyle tıkma tıkıç hiç kabanımın önünü neyin açamadan oturdum:))Ama ne söylesem az mis gibi demleme çaylar yapıyor. Çay ocağının üstünde belki 10 tane demlik vardı... İnce belli duble bardaklarda içtik çaylarımızı ...Dans çıkışı Gamse arayınca hoho biz Aslı Börekde çay içiyoruz dedik. O gelince kalktık, gözlerimize kar taneleri kaça kaça koşa koşa eve geldik.Hemen yeniden çay suyumuzu koyduk.

Fatmagül'e bile takılmadım dün gece Acı Çikolata'yı okudum. Bu nası bişeydi abi ya, yemek tarifleriyle harmanlanmış bir aşk hikayesi... Yemeklerin kokusuna mı? hikayenin güzelliğine mi? bakayım şaştım. Filmi de var :)Yarın sabah inşallah maşallah herkesler uyurken izleyeceğim.
Kitap 12 bölümden oluşuyor her bölüm ocak ayından başlayarak bir ay adı...alt başlık bir yemek adı ve ilk sayfada malzeme listesi var ve her bölüm yemeğin tarifi ile başlıyor.

Kitabın arka kapağından
Yemek pişirerek, yemek yiyerek, yemekler aracılığıyla aşk ilanı, tinsel ve tensel iletişim gerçekleşebilir mi? Laura Esquivel, "Acı Çikolata" ile, içinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan bu romanla bu iletişimin gerçekleşebileceğini kanıtlıyor. Yüzyıl başlarında Meksika'da devrim, eski kolonyal toplumun son kalıntılarını temizlerken, aile geleneğine göre evlenmesi olanaksız, ama buna karşın Pedro'ya delicesine tutkun Tita, yemek yapmayı aşkının iletişim aracına dönüştürüyor. Laura Esquivel bu olanaksız aşkı yemek ve kocakarı ilaçları tanımlarıyla dile getiriyor ve sarsıcı, büyüleyici bir dille bu aşkın ezgisini yaratıyor; yarım kilo soğan, iki baş sarmısak, bir tutam fesleğen, romanın her satırından fışkıran yakıcı aşkın simgesine dönüşüyor. Yazarın ironik, neşeli ve yumuşak bir dili var; yaşam sevgisi ve tensel aşk bu dil içinde büyülü gerçekliğe bağlanıyor. Hiçbir kadın yazar, kadın dünyasını bu düzeyde dile getiremedi. Kısa zamanda on beş dile çevrilen ve yazarın senaryosuyla sinemaya aktarılan, filmi ülkemizde de büyük ilgiyle karşılanan "Acı Çikolata", başta Meksika ve ABD olmak üzere yayımlandığı her ülkede satış rekorları kırdı. Bir kez okumakla yetinemeyeceğiniz bir roman



Yazar:Laura Esquivel
Çevirmen:Mükerrem Akdeniz

Sayfa Sayısı: 271
Baskı Yılı: 1999
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları


Bu gün kızlar uyurken , makarna haşladım, süzme mercimek çorbası pişirdim, dün akşamdan kuru fasulye, pilav ve görümcemin gönderdiği nevalelerde vardı... Oh be rahatladım... Acıkınca ton balıklı makarnalarını yerken dünyanın en güzel yemeğini yermiş gibi teşekkürlerini sundular.
Yemek derdi olmayınca ben de gün boyu istediğim gibi kitabımı okudum bir ara dışarı çıktık PTT ye gittik, karda dolaştık.

Bu akşamın dizisi Yalan Dünya... Gülse Birsel'in tüm tiplemelerine bayıldım. Orçun ve Nurhayat fenomen olma yolunda zaten... Naziş , Neslihan'a gitti...Korku filmi gecesi yapacaklarmış.

İşte böle böle

12 yorum:

  1. Blogun yeni düzeni çok güzel olmuş, güle güle kullan güzel postlarınla eskisin.
    Kitap çok ilgimi çekti, çok seviyorum böyle kitap alış veriş postlarını, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Ay ben bunu Antalya'nın bir Ağustos sıcağında foşurt terler dökerek okumuş, anlatılan fasulyeye öyle bir imrenmiştim ki o sıcakta kurufasulye pişirip bir tencerenin neredeyse tamamını yemiştim:))

    YanıtlaSil
  3. Haberlerde izledim istanbulun karini..kardesde okadar sevinmiski resmini cekip yollamis ;)bizede yarin yagacakmis ama yagmasa iyi olur ...ah kitap liste uzadi ama bunu okumayi canim cekti anlatimindan ;)seni okuyunca actim yalan dünyayi,hadi biraz bakayim inan gözlerime kürdan takmam lazim kapaniyor :) öptümmm coookca
    asis

    YanıtlaSil
  4. İmrendim,hem kitaba hem de o çaylara :)

    YanıtlaSil
  5. Karda gece yürüyüşleri, çay molaları ne güzel valla, çok hoş...
    Kitabı bakalım nasıl bulacaksınız...
    Kitap okumak için vakit bulmak, oluşturmak benim için de önemli, işler tamam olunca kitaplara yer açılıyor:)

    YanıtlaSil
  6. okuduğum kitapları okuyunca sen ya da leylak dalı seviniyorum nedense.. habire peşinizde dilim dışarda okumaktan olsa gerek =)..

    keyifler olsun..

    atalet..

    YanıtlaSil
  7. Blog çok hoş olmuş. "Acı Çikolata"yı geçenlerde bende ikinci kez okudum. Sevdiğim kitapları filmleri tekrardan hoşlanıyorum.Filmini izlemedim.Bakalım sana aynı tadı verecek mi?

    YanıtlaSil
  8. yeni temanı cok begendik lale ablacım biz de bir suredir blog temasıyla ugrasırken dostları ihmal etmişiz:((
    dun aksam ben de fatmagul ü izlemeye kitabımı okumayı tercih ettim...yalan Dunya yı ben de merakla izliyorum henuz avrupa yakasının verdiği keyfi vermiyor ama gittikçe daha iyi olur diye umuyorum...sevgilerimizle...

    YanıtlaSil
  9. acı çikolata harika bir kitap. Çay ve kar eşliğinde nefis gitmiştir:)

    YanıtlaSil
  10. Sizi seviyorum...sıradan bir hayatın ne kadar da zenginleşebileceğini örnekliyorsunuz...Bravo...

    YanıtlaSil
  11. Sizi seviyorum...sıradan bir hayatın ne kadar da zenginleşebileceğini örnekliyorsunuz...Bravo...

    YanıtlaSil
  12. nasıl canım çekti anlatamam. Selim İleri'ninde oburcuk kitapları var. onlarda çok lezzetli :)

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))