Bizim ev de sabah...saat 0.9.49...Alışık olmadığım kadar sessiz...Kızlar tatil uykusunda...Gece kaç da yattıklarını tahmin bile edemiyorum.Bu gün itibariyle, tatilin ikinci yarısına girdiler. Bitti say diyorlar.
Beyoğlu gezisi sonrası, arkadaşlarıyla takıldılar, gece gündüz.... Fazla görüşemedik yani:)) Dün Cancan'a gittik...Pek ağırladı bizi.... O bağırdı, Ayran havladı, tren geçti evlere şenliktik yani. Uyuyunca Ayran'ı da kendi odasına gönderdik de çayımızı sakin sakin içtik.Berfu ; bize şahane böreklerinden yaptı.O böreği kimse O'nun gibi yapamıyor ama o bütün işin fırında olduğunu söylüyor) böyle de mütavazi yani. Doğumun ay sonuna olduğunu söylüyor ama dolaşırken doğurdum doğuracak gibi duruyor.Cancan iki saatten fazla uyuyup uyandığında bir prens olmuştu:)) Gerçi hemen Ayranla bir arbede yaptılar ama:)Balığımı Ciciannemle yicem dedi...Bi güzel yedi...Tam biz kalkmak üzereyken Cicianne gitme dedi...İçimin yağları eridi...Bir saaten fazla tekrar oturduk. Baktık olmuyo. Annesi ile bizi eve bıraktılar. Yol boyu takılmış plak gibi-Anne sen işe git, para kazan, simit al, çukuta al, pamuk al(pamuk şeker)...ben ciciannede kalıcam, uyucam dedi.Annesi-oğlum, bak karanlık oldu, şimdi işe gidilmez dedi , baba gelecek dedi ama o kapının önünde biz arbadan inerken yaygarayı kopardı. Artık öyle güzel konuşuyor ki, Migrosun önünden geçerken- Naslı migrosa bakma bile diyebiliyor))
Dün akşam ne güzel bir ay vardı.Arabada eve gelirken dikaktimizi çekti.... Tam hilal şeklindeydi. Gamsegamse aya bakın ne güzel diye bağırınca; ben gözün aya takılınca , hemen yüzüğe bakarsan talihin parlak olurmuş dedim, herkes yüzüğüne baktı, Berfu da, ayı hilal şeklinde görünce gülümsemek gerekirmiş dedi, Cancan'da dahil hepimiz hihihihi diye sırıttık:)
Akşam dizi faslı , çay faslı bitince kitap okuma faslına geçtik ailece...Ben Murakami'nin Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu adlı kitabını okuyorum. Kİtapda şişman bir kadının oluşu beni ziyedesiyle memnun etti:))Aynı sahilde Kafka gibi birbirinden ayrı gibi görünüp, birbirine paralel iki ayrı hikaye ile yürüyoruz şimdilik... Yine şaşırtan bir hayal gücü ve olmazssa olmaz müzik. Henüz bir yerlerden bir kedi başını uzatmadı ve bu beni şaşırttı.
Bu günün programında pazar alıverisi, aylık market alışverişi ve sinema var... Geçen akşam tam Gamsegamse ile sinemaya gidelim diye konuşurken, arkadaşları aramış ve gideceğimiz filme Ona da bilet aldıklarını söylemişlerdi...Türkçesi ekilmiştim yani. Naziş de - oy benim Annem ekilmiş mi dedi ve bu gün için birlikte gidelim demişti. Bu film çoktandır gösterime girmesini beklediğimiz''Aşk Tesadüfleri Sever''. İsmi bile ne kadar güzel değil mi? Baş rollerde Mehmet Günsür ve Belçin Bilgin var.Gamse ağlamaktan helak olm uş bir şekilde geldi.Bu kadar hüzünlü bir film olacağını düşünmemiştim doğrusu...Gidelim görelim anlatırım size. Bir de beklediğim bir film daha var, sanırım o da gelecek programda; İncir Reçeli....İncir reçelini çok severim ondan yola çıkarak dedim ki filmini de severim. Bu esprim beğenilmedi hiç ))
Ev yavaş yavaş ayaklanmaya başladı ben artık gideyim... İyi bir hafta olsun...keyifli olsun
Haaa , bu hafta sıcaklık 1o derecenin üstüne çıkacakmış.
günaydın Lalem...
YanıtlaSilkankimmm
YanıtlaSilne güzel özetledin yine ev halini
yapılanları yapılacakları
incir reçeli mi duymadım daha önce filmi
ben de merak ediyorum aşk tesadüfleri severi
bakalım en kısa zamanda gidilecek
iyi haftalar diliyorum sana
öpücükler
Can can a kardeş mi geliyor, ne güzel hayırlısıyla kavuşsun bebeğine. Sizin gibi cicianneyi bırakmaması çok normal :)
YanıtlaSilyeni ay gördüğümde ben de hep gülümseyip güzel dilekler dilerim.
Sevgiler