Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Aralık 2015 Salı

Tavşan kaç tazı tut

Alis Harikalar Diyarındada idi galiba, bir tavşan vardı. Sürekli geç kaldım geç kaldım diyordu. Bazen kendimi aynen öyle hissediyorum. Her şeyi yapmak isteyen ama sonunda hiç bir şeyi yapamayan biri olup çıkacağım...Uzun uzun kitap listeleri oluşturmaya, okunacak kitaplar varken bir de onları alıp önüme yığmaya, filmleri  depolamaya sonra her gün bir film izlemeye bayılıyorum...Gezilecek , görülecek yeni mekanlar araştırıyorum. Ev daima temiz , buz dolabında daima hazırda yemek olsun istiyorum. Kısaca benden hiç bir şey kaçmasın diye bir koştur bir koştur yaşıyorum galiba  :)

Haydi başlayalım ne vaaarr ne yokkkk...

Beni ta başından beri dile kolay 10 yıl bitecek,takip edenler güne yeşil çay ile başlarım o  sanki içimi yıkanıyor gibi hissettiriir bana... Bu sabah da güne içine yasemin çiçekleri attığım çayım ile başladım. Sonra kahvaltı için çayım demlenirken bi koşu kızların odasını topladım, kahvaltımı ederken izleyeceğim filmi seçtim. Bugünkü filmim İsveç Sinemasından; Taşraya Dönüş, oldu...Babalarının doğum günü için bir araya gelen üç kız kardeşin yıllardır devam eden sürtüşmelerinin daha da açığa  çıkmasının hikayesiydi...Beğendim...
Eğer evde yalnızsam bu benim için parti zamanı demektir. :) Dün bütün  gün kendime kıyak yaptım. Noel Filmleri izledim, kitabımı okudum, aromalı aromalı kahveler yapıp, zencefilli kurabiye kutusunun içine daldım.Akşama doğru hemen dolaptan tavuğu çıkardım , haşladım. Suyuna çorba, suyuna nohutlu pilav yaptım...Yanında da tavuğunu servis ettim. Birer kase de yoğurt verdim , oldu  bitti...Yani telaşa gerek yok...

Hafta sonu  sabahları Naziş ile izlemeyi çok sevdiğimiz bir çizgi film var. -Maşa ile Koca Ayı- Maşa, Naziş'in bebekliğine çok benziyor.Sanırım biraz da o yüzden seviyoruz. Ne kadar sevdiğimizi  televizyonun köşesindeki bizim Maşa'dan anlayabilirsiniz :)
Maşa'yı  izledik kahvaltıya kadar, evin geri kalan %50 lil kısmı kalkınca da kahvaltımızı yaptık...Pırrr,  koca ile Gamsegamse kaçtı...Naziş; benim yarın programım var bugün seninle evdeyim dedi. Ama  akşama doğru hadi Capitol'e gidelim dedi. Ben ıııhhhh deyince de rüşvet teklif etti... Hadi sana kahve, kitap ısmarlayayım dedi :) Hayat çok pahalı a dostlar, bi kitap bi kitaptır, gittim tabiki de... Gittik dolaştık, ana kız kahvelerimizi içtik, kitabımızı aldık, gitmişken Migrosdan alışverişimizi de yapıp geldik.

(Rüşvetin belgesi yukardaki foto )

Pazar sabahı ben sabah erkenden uyanıp, çayımı alıp bir hırsız sessizliği ile salona süzüldüm. Battaniye, çay, kitap keyfime koyuldum, hatta ay ne güzel keyif yapıyom beeen diye instagrama neyin fotoğrafını koydum. Bknz aşağıdaki foto ... 
 Ama benim gibi erkenci Banu beni görmüş, Lale Ablaaa, Ercü'de uyanık hadi dışarı çıkalım dedi. Saat henüz yedi buçuk falan biz bunu konuşurken.  Biz sabahım köründe proğramımızı yaptık ve kaçırdığımız sonbahardan bir gün kaptık. O yakmayan ama nerenize vurda orayı çok güzel ısıtan sonbahar güneşimi kaçırmadık.
Şimdiii artık yazının sonlarına geliyoruz inşallah maşallah... Gitmeden iki kitabım var...Birinden daha önce söz etmiş olabilirim ama bu al eline otur oku, bitsin kaldır bir kitap değil... Dursun sehpanızın üstünde hele de kışın hele de İstanbul'da yaşıyorsanız hele hele bir İstanbul aşığı iseniz , hiç değilse İstanbul'a bir kış günü yolunuz düştüyse bu kitabı mutlaka alın...
İstanbul'un Kış Günlüğü/Cengiz Kahraman
İçinde Ahmet Rasim'den kış hikayeleri, İstanbul'dan kış manzaraları, fotoğraflar , İstanbul'un kış kronolojisi, eski kışlara ait haberler, anektodlar ne ararsanız var...
İkincisi Ayfer Tunç'dan Evvel Otel... 2006 da çıkan bir kitabı... Bu kitaptan bitince söz edelim en iyisi valla yaza yaza, yaz gelecek neredeyse anacım ben gideyim artık...


Hadiii gittim... Kendinize iyi bakın, soğuk, insanların enerjisini alan, hayallerinizi anlatırken bile ama ama diye duran insanlardan uzak durun... Havalar soğuk ama insan en çok insanlardan üşüyor yeminle...




20 yorum:

  1. kankimmm
    10 yılı mı deviriyoruz
    ben blogcudaki arşiv yazılarıma ulaşamıyorum en son 2008 var malesef
    2005 te mi başladık 2006 da mı unuttum ben bu işe
    ne güzel devam ettirdij seni de kendimi de kutluyorum
    istikrarlı olmayı seviyorum
    senin gibi geçip de yazının başına yazamıyorum
    hep diğerleriyle aldatıyorum bloğu instagramla whattsupla :((
    okumak bir keyif seni
    kocaman kucakladım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yah kankim diğer sosyal mecralar yaktı blogu. :) Ama ben yine de en çok blogumu seviyorum.
      Çook öptüm

      Sil
  2. Masallah herşeye yetişiyorsunuz bize de nasiplenmek düsüyor.Her zamanki gibi zevkle okudum Türkan

    YanıtlaSil
  3. Ah o ilk parağraf var ya, acaba Lale Hanım beni mi yoksa kendini mi anlatıyor diye bir an şüpheye düştüm. Hiç bir şeye yetişememek ve hepsini aynı anda istemek... Çok zor. Kalıplarıma ve sınırlarıma sığamayınca boşluğa düşüyorum zaman zaman. Aslında arada bir durup nefes almak lazım. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeye yetişebilmek kaygısı da ayrıca yorucu Nurten Hanım...Artık neye ne kadar ywtişebilirsek :)

      Sil
  4. Her şeyi yapasım var ama o her şeye yetecek full time enerjim yok.Akşamdan planlar yapıyorum, sabah kalkınca bütün planlar alt üst olmuş ve ben yalnızca bir ikisini gerçekleştirmiş olarak günü bitiriyorum.Şu sendeki enerjiden bana da göndersene azıcık :) Buraya bir de nazar boncuğu gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülter Hanımcım bakalım arrık nereye yetişebilirsek onu yaparız artık. :)

      Sil
  5. Taşraya Dönüş güzel miydi Lale Abla?İzlenecek güzel bir film arıyorum.Bu arada sen o kadar çok şeye birden yetişiyorsun ki bence zaman endişen olmasın, hayranlıkla okuyorum yazılarını.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gamzecim
      İzlediğim filmleri "Bizim Evin Orta Yeri Sinema" facebook sayfama ekliyorum... Oraya bir göz at istersen...Yukarda Jane Fonda ile Robert Redford fotoğrafına tıkla...
      Ben Taşraya Dönüşü sevdim...

      Sil
    2. Tamamdır, hemen bakıyorum...

      Sil
  6. Uyanık Fadik
    Üste para vereyim de git başımdan bacım

    YanıtlaSil
  7. Ahahahahahahahah :))))))
    Lale Ablacım, Patti kişisine saygı duruşu yapıp gidecektim ama şu "Uyanık Fadik"e yazdığını görünce ipler koptu, gözlerimden yaş geldi gülmekten :))))))
    Seviyorum be seni!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahhaah Ellam , ayol o yapışkan şeker, yapıştı kopmuyo :)

      Sil
  8. Fadime Bacım, diyosun ki kene gibi yapıştım :) Kırım kongo kanamalısı gibisin...İkimize dar gelir buralar nasıl dans edicez heheheh

    YanıtlaSil
  9. Lale ablacım nicee 10 yıllara..hastasıyız :) bir güne ne çok şey sıgdırıyorsun. Her zamam yapacak işlerimiz, bol enerjimiz ve zamanımız olsun inşallah ..sevgiler .

    Mine

    YanıtlaSil
  10. Sizi okurken üzerime bir sükunet, huzur geliyor. Umarım daha uzun yıllar okuruz sizi.. Sevgiler gözde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Gözde
      İnşallah öyle olur, seviyorum bu blogu...Bu blog benim hayatımı çok renklendirdi...Dile kolay 10 yıl bitecek...
      Sevgiler

      Sil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))