Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Ağustos 2015 Pazar

Cunda Hikayesi

Geleneksel Cunda tatilimizi yaptık ve döndük...Hava çok çok sıcaktı ama canım İstanbul bizi yağmur ve rüzgarla karşılayıp ferahlattı...

Kızkardeşim Zuz'u artık hepiniz tanıyor ve Cunda'da bir pansiyon işlettiğini ve dahi evinin de Cunda'da olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. bilmeyenler sayfanın yan tarafındaki Cunda Adali Pansiyon fotosuna tıklayabilir. :)

Bu gidişimizde anladık ki Cunda ve Ayvalık artık bizim için İstanbul'da bir mahalle olmuş...
Restoran işletmecisi tanıdık, plaj işletmecisi artık ooo hoşgeldiniz diye karşılar, garsonuna ismiyle seslenir hale gelmiş hatta ev ziyaretleri bile yapar olmuşuz...

İlk gün kızkardeş beni hemen çalıştırdı, pansiyona erken gel Alman müşteriler var ama İngilizce biliyorlar iletişim sağlarsın ayağına beni çalıştırdı da çalıştırdı. :)
Kardeşim diye demiyorum, kendi elleriyle yaptığı reçelleri, sunumu harika...

Denize Beyaz Balina favorimiz olmakla beraber  Patriça Koyundaki İkinci Köy'deki ( adı İkinci Köy) zeyin ağaçları altındaki Sobe Beach'den Ayvalık'a  gittiğimiz günlerde Lale Adası'ndaki Duba Plajından girdik... Beyaz Balina; denizini ve işletmesini en sevdiğimiz yer olması açısından Sobe Beach ise konumu açısından tercih ettiğimiz bir yer...Patriça Koyun'da terkedilmiş bir Rum Köyünde bulunuyor ve Cunda'dan servisi var... Tabiat parkı içinde olması nedeniyle toprak bir yoldan ulaşım sağlanıyor...Denizde yüzerken kendinizi bir akvaryumda gibi hissediyorsunuz..Hiç görmediğiniz balıklar etrafınızda cirit atıyor... Ayrıca köyü de gezebilirsiniz...
(sobe beach)

(Cunda Patriça Koyu/ Ikinci Köy
Terkedilmiş bir Rum Köyü
Çok hüzünlü...denize girerken onların da burada denize  girdiklerini , o bahçelerde neşeli sofralar kurduklarını acaba şimdi nerelerde olduklarini düşünmeden edemiyor insan...)

Cunda'yı bizim için en güzel yapan şey  dost buluşmalarıydı... kumsallarda, şezlonglarımıza yayılıp yaptığımız sohbetler, gece yarılarına kadar uzayan şen sofralar) tatilimizi bin kat daha güzelleştirdi.Hatta Meltem ve Levent ile Ayvalık Çamlık Kır Bahçe'de upuzun şahane bir kahvaltı yaptık... kuzen Funda ve Füsun Dikiliden geldiler, İstanbul'dan Ayvalık'a taşınan Aylin ve Tayfun daha kolilerini açmadan bizi evlerinde ağırladılar... Gece çok geç oldu kahveye beklemeyelim  dediğimizde  Aylin fincanlarımızı sarıp elimize verdi, gidince bu fincanlarda kahve için diye. :) Funda balıkçıda laptopunu açıp astrolojik haritamıza baktı... kuzenim anatomi hocasıdır ama astrolojide de uzmandır... Yemek sonrası Cunda' nın içi trafiğe kapalı olduğu ve araba da dışarda kaldığı için Zuz'un rehberliğinde tepelere çıkıp daracık sokaklardan aşağı indik... sıcaktan kapı önlerine yayılan Cunda halkına benim geçerken ayaklarınızı çekin diye  bağırmama saatlerce güldük...Melek İngiltere'den geldi Cunda Meze Dünyasında Yusuf Usta'nın şahane mezeleri ile sohbetin dibine vurduk...Pansiyon nöbetine kaldığımız gece nöbeti kırıp Florina Pansiyona Emre ve Mehtap' a kahve içmeye gittik... Karşı pansiyonun sahibi fallarımıza baktı ve şaşılacak şey Funda ile benzer şeyler söyledi... hadi inşallah maşallah. :)   Banu'nun Dünyas'nın Banu'su Altınoluk'dan bize annesi ve kızıyla birlikte kahvaltıya geldi sonra Beyaz Balina ' da birlikte denize girdik...Ayvalıklı dostlar Nükhet ve eşi Tahsin Bey yine bir deniz gününde bizi yalnız bırakmadılar ve bizim de artık  Ayvalıklı olmamız için ikna ettiler. :)



sıcaktan ve sohbetten çok kitap okuyamadım...Bu yazın Cunda kitapları bunlar oldu...

Sıcak gecelerde gece lambam ay oldu... Nerdeyse gözgözeydik...Gittiğimizde karpuz dilimi olmak üzereydi bizi dolunay olarak uğurladı...Fotoyu dolunay olduğu gece yatağımda yatarken çektim...

Yemek yediğimiz restoranlarda Cunda Meze Dünyasında şahane Girit mezeleriyle Yusuf Usta, Ra restoranda ızgara balıkları, koruklu bamyası, ızgara pileli kalamarıyla Ayşegül ve eşi Ragıp hep itina ile ağırladılar bizi...

Artık evimize döndük nasıl özlemişiz .Hemen kahvemizi yaptık, Aylin'in fincanlarına koyduk, Melek'in İngiltere'den getirdiği tereyağlı kurabiyelerimizi de aldık ooohhh  Home sweet home. :)

Peki sizden ne haberler var, görüşmeyeli nasılsınız....

16 yorum:

  1. Aman işte beklediğin Cunda Adası özendirici beni. Bu yaz olmaz da seneye kaçaız belki Adalı Pansiyona :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cunda apayrı bir tatil külrü Özlemcim mutlaka gitmelisiniz....

      Sil
  2. Aman işte beklediğin Cunda Adası özendirici beni. Bu yaz olmaz da seneye kaçaız belki Adalı Pansiyona :)

    YanıtlaSil
  3. Biz de boş durmadık elbet ama söylemiycem bişey haha

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahahj söke söke alırım. :)
      Ayol sen yaz başında zaten bi tur bindirdin. :)🎈☀️🐌🐝🐞

      Sil
  4. Ben ordaydayken bi kere gelmedin ya. Sana bi mürver çiçeği reçeli yediremedim ya... Neyse reçel evde. Bi sabah kahvaltıya gelirsiniz gari..

    YanıtlaSil
  5. Hep ters yönlere hareket ettik Çiğdemim...biz oraya sen buraya şeklinde. :) mürver şurubuna bayılırım reçeli daha da güzeldir eminim....

    YanıtlaSil
  6. oh oh oh sefan olsun kankim
    ne güzel tatil anıları biriktirmişsin
    bahçene farklı rfalı çiçekler ekmişsin yine
    lalenin bahçesinin bu rengarenk halini çok seviyorum
    iyiki varsın
    keyifli ve güzel günler diliyorum sana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Cunda'yı özledim bile. :) ben de sana aynı güzellikleri diliyorum kankimmm

      Sil
  7. Cunda ya gitmek istiyorum tekrar. Gidersem sizin pansiyonda kalıcam

    YanıtlaSil
  8. Lale'cim seninle beraber olmak, sohbetine ortak olmak, Zeki Bey ile tanışmak, Zuhal'in harika pansiyonunda harika kahvaltı...Çok çok çok güzeldi yine tekrarlamak dileğiyle, bu arada Temmuz Çocukları alındı

    YanıtlaSil
  9. Lale'cim seninle beraber olmak, sohbetine ortak olmak, Zeki Bey ile tanışmak, Zuhal'in harika pansiyonunda harika kahvaltı...Çok çok çok güzeldi yine tekrarlamak dileğiyle, bu arada Temmuz Çocukları alındı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Banucum bizim için de çok keyifli bir gündü...Eminim Cunda buluşmaları olarak gelenekselleşecek :)
      Menekşe Toprak atlanmaması gereken bir yazar bence...
      DOĞAN Kitap'ın Duygu Asena'nın anısına düzenlediği, Duygu Asena 'Kadının Hala Adı Yok' Roman Ödülü, 'Ağıtın Sonu' romanıyla Menekşe Toprak'a verildi.
      Umarım seversin Temmuz Çocuklarını...

      Sil
  10. Ig de her fotografına hayran kalmıştım, sımdı de yazıya dokusun çok güzel.
    Keyfin daim olsun Lale abla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül bu tatil denen meret hemen bitiyor,damaktaki tadı ise çok uzun sürüyor. :)

      Sil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))