Bugün sen gideli tam 17 yıl oldu...17 kez sensizim...günde 17 kez aklımdasın... günler geçtikçe yokluğun azalmıyor aksine gittikçe büyüyor ve derinleşiyor...
Bu sabah kahvaltıyı hazırlarken,çocukluk sabahlarımızı nasıl şenliğe dönüştürdüğün geldi aklıma. Her sabah için mutlaka muzipçe bir yaratıcılığın olurdu. Hiç unutmam bir sabah kahvaltıya hiç üşenmeyip,zeytinin çekirdeklerini çıkarıp,içine ekmek içleri doldurmuştun... Annem zeytin dolması yapmış diye löp löp ağzımıza atmıştık da nasıl mutlu olmuştun... Sen, bizim mutluluğumuzla besleniyordun sanki...
Hayattan bu kadar keyif alan bir insan,ondan gitmek için niye bu kadar acele eder hiç anlamadım... Sen ki; uzun yolculuklarda dahi kahve saati gelince ilk uygun yerde durup, hemen arabanın bagajından küçük tüpünü, cezveni çıkarıp o keyfini yapardın...
Denize girdiğimde kızlara,bakın anneaneniz böyle yüzerdi diyorum...Sulak gözlü bu torunların hemen göz yaşları denizin suyuna karışıyor...
O kadar çok şey anlatmak istiyorum ki sana mesela Metin dede oldu, ben kayınvalide oldum,Zuhal pansiyonunda çok sevdiği hayatını yaşayıp her gün başka bir reçel icad ediyor :) Sen gideli dünya daha abuk bir yer oldu.İstanbul'un çok kalabalık,çok gürültülü...Ordu'da artık sokakta her rastladığın kişi tanıdık değil, hatta akşama kadar dolaşsan bir tanıdığa bile rastlamayabilirsin... Bizim hayallerimizi de artık daha küçük evler ve daha küçük kentler süslüyor.
Saç rengini onlarca kez değiştirdiğini bildiğim halde, ben seni hep kızıl saçların, pembe rujun ve mavi farınla hatırlıyorum...Burnumdan; o pembe şişeli,yandan minik pompalı parfümünden sıktığın koku hiç gitmiyor...
Bir gün buzdolabını açsam pembe kaselerde sütlaçlarla dolu olsa,mutfak penceresinden baktığımda lavivert döpyesin ,elinde kızlara getirdiğin paketlerin olduğu çantan ile yokuştan aşağı inerken görsem seni, denizden gelip yazlığın balkona çay masası kursak, arkadaşların gelse tık oynasak,akşamları sahilde yürüsek sen üşüyüp omuzlarına beyaz hırkanı alsan...Metin tavuğun butlarını misafirlere verdiğini görüp, tavuğun kaç budu var anne diye sorsa, Zuhal oohhh miss gibi patates kızartması kokuyor diye girse eve ve gidişin bir rüya olsa...
17 binlerce kez özledim seni....
Offf be Lalem ne diyim sana?
YanıtlaSilYattığı yer nur dolsun ...
Özlemcim teşekkür ederim...
SilOfff be Lalem ne diyim sana?
YanıtlaSilYattığı yer nur dolsun ...
Nasıl anlıyorum seni.. Hele sen de bu kadar güzel ve içten ifade etmişken.. Keşke hep yanımızda kalabilselerdi. Annen, annelerimiz nurlar içinde yatsın.
YanıtlaSilBu arada annemle ve teyzelerimle (60 ların ortası ve sonunda) ne çok tık oynadık bilsen..)
Asumancım keşke olabilseydi keşke....
SilNasıl keyifli bir oyundu...Annemler yazın yazlık balkonunda kışın evlerde arkadaşlarıyla toplanıp oynarlardı...
Gamze'yi nişanladık :) ablasından erken davranı. :)
Çok öpüyorum seni
Bu arada ben buralarda yokken kızlardan biri (hangisi, belki ikisi) evlenmiş galiba. Çok sevindim tebrik ederim :)
YanıtlaSilDinmeyen acınıza saygımı iletebilirim sadece. Allah yattığı yerde ona huzur versin. Sizlere de dayanma gücü... Sevgilerimle.
YanıtlaSilNurten hanım çok teşekkür ederim...
SilCansınız,Lale Hanım.
YanıtlaSilNur içinde yatsınlar.Çok şey yazmak isterdim,gözyaşım engel oldu,sımsıkı sarıldım...
Canım Nehire ,
Silçok teşekkür ederim...
Ah Lalecim öyle hüzünlendim ki. Annenin boşluğu hiç dolmuyor değil mi? Nurlar içinde yatsın.
YanıtlaSilMihribanım boşluk değil sanki vir uçurum var yüreğimde...
SilAma böyle anlatılmazki lale abla..gözlerim doldu benim..eminim sizi, hatta bizim yazdıklarımızı da duyuyor görüyor ve mutlu oluyor anneniz.. sevgiler çok..
YanıtlaSilMine
Sevgili Mine
SilÇok teşekkür ederim...benden de sevgiler
''Gidişleri rüya olsa''da uyanır uyanmaz yanımızda görüversek değil mi?
YanıtlaSilKeşke Fatma hanım keşke...
SilNur içinde yatsın anneniz çok duygulandırdı bu yazı beni :(( Allah diğer sevdiklerinize uzun ve sağlıklı ömür versin.
YanıtlaSil