Dün bütün gün temizlik vardı bizim evde... Her yer ıdılandı bıdılandı, gıpgıcır oldu... En fazla üç gün sürer ya ben yine de seviniyorum işte :)
Bugün evde olunca kuzenlerimin tavsiye ettiği diziye başladım. Çünkü Dawnton Abbey'de sezon bitti. Sanırım bir de yılbaşı bölümü olur. Ben de kendime onun gibi bir dönem dizisi ararken kuzenler ''Mr. Selfridge''yi önerdiler. Yine bir İngiliz dizisi...Bugün ilk bölümünü izledim. Eğlenceli ve sürükleyici buldum.Göz alıcı lüks bir yaşama sahip olan Selfridge'in yükseliş günleri,
renkli hayatı ve hızlı yaşamının kendisini nerelere götürdüğünü konu
alan Lindy Woodhead'in Shopping, Seduction and Mr Selfridge isimli
kitabına dayanılarak hazırlanmış.
İzlemekten başlamışken bugün bir de film izledim. 2012 yılında Zeynep Ozmen Unlu bana yeni yıl hediyesi olarak göndermişti ''İkizler/Tessa De Loo'' adlı
kitabı. Çok beğenmiştim. Blogda kitaptan söz ettiğimde Hollanda'dan
beni takip eden Deniz( acaba hala okuyor mu bilmiyorum),;Bu kitapdan ilk bahsettiğim yazıma yaptığı
yorumda ; bu kitabın filmi de olduğu ve Hollandacayı öğrenen herkese ilk
kez bu kitabın okutulduğunu ve her yıl 5 Mayıs da filmin
televizyonlarda gösrerildiğini yazmıştı. 5 Mayıs; Hollanda'nın Alman
İşgalinden kurtuluşunun yıldönümüymüş.Filmi bulamamış...Ancak
traillerini izlemiştim...Anladığım kadariyle film de kitabı kadar güzeldi.
Ama bugün film elime geçti hatta pat diye kucağıma düştü.Filmi de beğendim,hatta kitabı okumuş olduğum için daha çok severek izledim.
Filmi izledim ama karnım acıktı,bugün işim de yok ya,şöyle keyifli bir şey olsun dedim ve anneannemin bir okul çıkışında ona gittiğimde bana yaptığı balkabağı kayganasından yaptım. Aynı tadı yakaladığıma eminim çünkü damaklarım bunu hissetti...2 dilim bal kabağı(rendelenmiş) beş altı dal yeşil taze soğan, bir
tutatm maydonoz, yarım demet dereotu, 2 yumurta, karabiber, tuz, 4 çorba
kaşığı mısır unu(tepeleme)
Tüm malzemeyi birbirine karıştırın.Elinizle bir kaç kez yoğurur gibi yapın hatta...
Yanmaz tavanıza sıvıyağ koyun ve malzemeyi iyice bastıra bastıra 1cm
kalınlığında olacak şekilde tavaya yerleştirin. Bir dakika falan
kuvvetli ateş ama sonra kısık ateşte,ağzı kapalı altı kızarana kadar
pişirin. Tvanın ortasına elinizle bir delik açın ki, kabağın
sulanmasıyla çıkacak buhar oradan çıksın... Altlı üstlü kızartın.Bir
kapak yardımıyla çevirin... Fırında yapacaksanız, malzemenizin içine
sıvı yağ eklemelisiniz...( ben sızma zeytinyağ ile yaptım)
Hadi yemek dedik yemekten gidelim. Dün akşam temizlik bitip,ev pır pırlayınca bana bi şevk geldi. Şöyle değişik bir çorba olsun, Hem de hava soğudu ya ,sağlık saçsın etrafa dedim.
Dolaptan bir dal pırasa,iki sivri biber,iki domates,iki küçük havuç
aldım. Baktım biraz da dünden kalan tavuk parçası var onu da aldım...
Pırasaları,biberleri ince ince doğradım, domatesleri
de küp küp ama havucu rendeledim. Domates haricindeki sebzeleri
tereyağda soteledim, tavukları ilave ettim.Onunla da sotelemeye devam
edip en son domatesi ekledim biraz da karabiber serptim,tuzunu da koydum
ve üstüne ne kadar çorbam olsun istiyorsam o kadar su ekledim. Su
kaynayınca bir avuç şehriye attım. Pişince üstüne dere otu ilave edip
kapağını kapattım...Yerken limon sıktık.. Sonuç harika ...Çorbanın tarifi ve fotoğrafını facebook sayfama koyduğumda Ataletim canım benim bu minestore dedi. Bir İtalyan çorbasıymış. Hatta pizzadan sonra en çok yedikleri yiyecekmiş. Akşam eve gelen Naziş'de a bu minestore demesin mi?... Demekki yemek uydurmak evrensel bir şey :)
Akşama çorbanız yoksa davranın.
Yemek faslı bittiğine göre gelelim kitap kısmına, önceki akşam Gamsegamse ile Capitole gitmiştik. Ben tabi D&R a bir girmeden girince de bir kitap almadan çıkamadım.Ve ''Kafesteki Kuş Neden şakır Bilirim/Maya Angelou'' aldım.Henüz 75 sayfa okudum.Kitabın başında Müge İplikçi'nin yazdığı 6 sayfalık çok güzel bir önsöz var.
''Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim otobiyografik bir roman: Yazar, şair,
şarkıcı, dansçı, oyun yazarı ve öğretmen Maya Angelou'nun yedi kitaptan
oluşan sıradışı ve ilham verici yaşamöyküsünün ilk cildi. Savunmasız,
şiddet gören küçük bir kızın, ırkçılık ve bağnazlıkla savaşarak güçlü
bir karaktere; onurlu ve göz kamaştırıcı bir genç kadına dönüşmesinin
öyküsü.'' diyor kitap tanıtımında...
Hadi ama ben gideyim artık yetmez mi bu kadar ? :)
diziye ben de bakayım:) İngiliz dönem film ve dizilerini severim. Tavsiye için teşekkürler. filmi yanlış hatırlamıyorsam kanal 24'ün temalı film kuşağında izlemiştim. Beğenmiştim. Uzun zamandır bu kuşağı takip etmediğimi hatırladım:(
YanıtlaSilHavalar soğudu ya, çorba güzel fikir.
Yemek tariflerini önce kendi üstümde deneyeyim sonra eşime de yaparım :) Yazılarınızı okumaktan zevk alıyorum, sanki çok sevdiğim bir tanıdığımla sohbet ediyormuşum gibi geliyor. Sevgilerimi gönderiyorum.
YanıtlaSilOff off çorba tarifi ve kayganaya bayıldım. film ve ktiapları hiç yazmıyorum :)
YanıtlaSilgülümse hande:)
YanıtlaSillale hanım merhaba:)yazılarınızın sonunda ''Hadi ama ben gideyim artık yetmez mi bu kadar ? :)''diyorsunuz ya valla bana yetmiyor desem ayıp olurmu:)
sabah dükkanımı açtığımda çayımı elime alıp gazetelerden önce sizin bloga giriyorum insan güne mutlu başlamak istiyor.
yeni bir yazı varsa şahane:)
bu yorumu tüm yazılarınız için gönderiyorum.hepsine yorum bırakamasam da mutlaka okuyorum.hani bazen sessiz takipçiler ses verin diyorsunuz ya burda olduğumu bilin istedim:)
sevgilerimle:)