Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Ocak 2013 Pazartesi

meze günü,uykusuz gece, geleneksel yemek günü

Dün bu şahane meze sofrasının konuğuyduk. Zeya,Ebrucuk(Yıldızlı Fırça),Zuz,Elçin,Cancan'ın Annesi Berfu  toplaştık,Ecemin evinde ...Begüm ile donatmışlardı masayı  türlü çeşit meze ile...Herşey enfesti benim gönlüm  finaldeki elmalı pastada kaldı hala...Zeya,az kala yatıya kalacaktık demiş de ne doğru demiş. Saatler  bir aradayken nasıl da akıp geçiyor,gülüşler,keyifli sohbetler ne çabuk zamana karışıyor. Neyseki bu buluşmalardan yine binbir planla çıkılır.


(ıspanaklı börek ve elmalı turta masada yok malesef)

Ben çaydan kolaya,koladan şaraba sonra tekrar çaya geçtiğiğm yetmiyomuş gibi eve gelince de bir çay faslı yapınca sabaha kadar pilt pilt baktım. Baktım yatakta debelenmenin bir faydası yok,kalktım salona geçtim. Türkmax'da; Benim ve Roz'un Sonbaharı vardı,onu izledim. Bu filmi kaç kez izlemeye kalkıp ,vaz geçmiştim. Sanırım herşeyin bir zamanı var. Bu filmde benim uykusuz bir gecemin tanığı olacakmış.Film; Hasankeyf'e yapılan İlisu barajı için yapılmış. Sanırım amaç politik bir film yapmakmış ama bu konu biraz arkada kalmış. Hasankey'e bakmaya doyamadım, Filmde gazeteci Metin'in annesinin ağzından söylenen-20-30 yıl işe yarayacak bir baraj için binlerce yıllık tarihi yok ediyorlar sözü içimi cızlattı. Kentsel dönüşüm dalgasına yerinden yurdundan edilen insanlara dikakt çekmek açısından da doğru bir film. Sulukule derken şimdi de Balat'da aynı tezgah dönüyor. Daha dün bunları konuşmuştuk,film üstüne cuk oturdu.



Gece yatmadan önce ''Sözcükler''dergisinden iki hikaye ve bir kaç şiir okudum. Sonra yattım,sonrasını biliyorsunuz işte...Geri kalkış ve film izlemece...Hatta izlediğim film bitince bir tane de yarım film izledim. Onu hatırlamıyorum,sanırım Arjantin'de geçiyordu.

Bugün evdeydim, yemektir,ev toplamacadır,falandır filandır. Geleneksel Türk mutfağının nadide yemeklerini pşirdim. Kapuska ile başladım, misket köfte ile final yaptım. Dünden  makarna vardı o da fesleğenli , sarımsaklı ve de domatesli sos ile yeniden sunuma geçti:)



Bu kada




5 yorum:

  1. Ohh ellerine sağlık daha ne olsun Lale Abla, döktürmüşsün yine. :)
    İyi haftalar.

    YanıtlaSil
  2. çok güldüm pilt pilt demek:)Afiyetler olsun ne güzel sofraymış.Kapuskaya da bayılırım.

    YanıtlaSil
  3. Vllahi senin gibi bir "mutfak akrobatı" beğenince daha bir hoşunma gitti. Elmalı turtadan tekrar yapılacak.Eve gönderemedim,dert oldu.
    Darısı diğer keyifli buluşmalarımıza Lâle'm.

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel dolu dolu başlamış haftan. Güzelliklerle geçsin gittin...

    YanıtlaSil
  5. Sofra harika görünüyor :)
    Şu geleneksel buluşmaların birinde ben de olacağım ne zaman bilmem ama içime doğdu :)
    Mıımmmm kapuska ne zamandır yemedik yapmalı en kısa zamanda.
    Öpüyorum seni :)

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))