Önce bu resmin hikayesi ile başlamalıyım.
Daha önce resmi koyamadım çünkü makinenin bağlantı kordonunu bulamamıştım :))).
Bir kaç gün önce kapı çaldı, ankesörden postaaa sesini duydum açtım. Merdivenlerden çıkan postacıyı görmeden daha kokusu geliyor, missss gibi lavanta. Hayırdır, inşalah dedim. Can'da bizdeydi. Paketi sabırsızlıkla açtık ve içinden bu zarif mi zarif kartla bu etamin üzerine işlemeli lavanta kesesi çıktı. Çocuklacocuktan yeni yıl hediyesi. Kızlar beni yine mahcup ettiniz, sayenizde miss gibi bir yıl geçireceğim.
not: Başlık , Aziz Nesin Usta^nın Memleketin Birinde Hoptirinam adlı kitabın isminden esinlendi. Buradan hem kitabı hatırlayalım hem Usta'yı saygıyla analım....
**********************************************
Gelelim yazmadığım günlerde neler yaptım. Ohooo bi sürü şey yaptım bi sürü. Pazartesi saat 11.30 çıktığım evimden salı günü akşam saat 17 de giriş yaptım:))
Pazartesi Yengem ve Dayım İskenderun'dan geldiler. Kuzenimin yemin törenine gitmişlerdi. Ordu^ya dönmeden bir de İstanbul'a geçelim demişler. Sabah biz de , sabah kahvelerimizi içtikten sonra doğru Eminönü'ne geçtik, Dayım , Yengem ve Ben. Orada saatçilere falan uğradık Dayım için, sonra biraz Mısır Çarşısı oradan da Taksim'e çıktık. Sonra Eniştemi ziyaret ettik. Kuzen Gülden, Fatma da oradaydı, Oya da geldi. Eniştem, Dayımı görünce acaip duygulandı, Dayım da neredeyse ağlayacaktı.Akşam yedi buçuğa kadar falan orada kaldık , oradan da Oya^ya geçtik akşam yemeği için. Ben dönecektim ama oyunu bozma dediler, ev halkı da biz idare ederiz deyince ben de devam ettim onlarla. Oya da balık ziyafeti vardı. Dışarda pişti geldi. Ay bizim orada da olsa bu pişiriciler dedim. Her çeşit balığı ızgara yapıp , paketleyip getirdiler hemen.Balıklar gelene kadar Oya ile ben salata yaptık. Başka bir sürü şey hazırlamıştı bizim yanımıza gelene kadar ayrıca. yani biz ailece pek cevvalizdir:))) Gece geç saatlere kadar oturduk. Sonra ben Oya'nın kitaplığından, İnci Aral'ın, İçimden Kuşlar Göçüyorunu aldım, odama çekildim. Son hatırladığım bu. Gözümü açtığımda Yengem ve Oya karşımda oturuyorlardı. Çok mu geç kaldım dedim, saat sabahın yedi buçuğuymuş daha. Ülen uyandınzsa aşağıda otursanız , kahvaltı filan hazırlasanız ya. Oyanın eşi Kadir işe gitmiş, Dayım aşağı kattan bağırıyor ben acıktım diye... Neyse kalktım kahvaltı hazırladık daha doğrusu Yengem hazırladı biz Oya ile ekmek almaya fırına gittik.
Kahvaltıdan sonra aynı ekip çıktık yine Oya^da bizimle birlikte tabii:))) Eyüp Sultan'a gittik. Biz üç bağyan:)) bayanlar bölümüne girip dua ettik, çıktığımızda Dayım bir görevliyle konuşuyor ama pek samimi. Meğer daha önce bizim fındık işlerini yapan birinin oğluymuş. Dayımı tanıyıp gelmiş. Bize mihmandarlık yaptı bazı yerlerde çekim yapmamız için izin aldı. Özel tuvalet açtı, hehehehe en çok da bu makbule geçti. Camii ve türbeyi gezip dualarımızı yaptıktan sonra Haliç vapuruna binmek için iskeleye geldik. Akşamdan benim bilican aile mensupları telefon açıp, Eyüp İskelesinin tamirde olduğunu söylemişlerdi. Ben yola çıkmamayayım. Hemen internet üzerinden geçeceğim yolları kontrol ediyorlar ki bir arıza çıkarmayayım, e tanıyorlar mallarını :))). Biz de eski haliç köprüsünü yürüyerek Sütlüce iskelesine geçtik ve çok zevkli bir Haliç yolculuğuyla Üsküdar'a gelmeye vakıf olduk. Dayımlar Fener Yoluna ben eve devam ettim. Geldiğimde kocam evdeydi çaaay dedim, düştüm. Akşam ne kitap ne tv, sızmışım, evimi çok özlemişimmm.
Sabah Berfu^nun telefonu ile uyandım. Dün işe gidip , iş çıkışı da kocasıyla Avatar izlemeye sinemaya gidip eve gelişleri gece yarısını bulunca; Cancan , Babaanneyi nakavt etmiş. O yüzden bize geldi:))) şimdi çorbasını içti ve uyudu.
Benden bu günlük bu kadar...
Not: yarın önce bir Beyoğlu Faslı yapıcam sonra Zuz da yemekteyiz ve büyük bir ihtimalle eve yine ertesi gün dönücem. Şimdilik Dayımla Yengemle gezmelerdeyiz...Bu ara beni mazur göreceğinizi umuyorum...
ohhhh...
YanıtlaSilgözünüz aydın, allah kavuştursun, allah içinize sindirsin, ay daha neler diliyeyim bilemedim ben:)))
veee üstüne cancan ha?:))))
bence harika günler geçirmişsin...
bu günlerin tadı ağzında daim olsun...
sevgilerimle
Lavantalarını güle güle kullan :)ne kadar çok şey yaşanmış yine yok anacım bu avrupa da hayat yok robot gibi yaşıyoruz işte hiç aksiyon yok ;)mazur gördük gördük..boool keyifler sana.
YanıtlaSilMisler gibi geçsin seneniz Lale Abla'cım, lütfen mahcubiyet falan demeyin, üzülürüz, biz sizi çok seviyoruz.
YanıtlaSilAilecek gezilerinize bayıldım, özellikle sabah kahvaltı için sizi uyandırmaları pek hoş olmuş, bir de Eüp sultan tuvalete çok güldüm.
Sevgiler
Soru biiirrr
YanıtlaSilİskenderun dan ne getirdiler??:))
Yaa bir selam bazen ne çok işe yarıyor dimi.Oda insan evladıymış ama..
sağlıcakla bol bol gezin mis kokulu lavantalar eşliğinde yazdığın yazıları okuyalım bizde.
mis kokulu balık ve istanbul kokusu ile:))
Ohh, lavanta kokusu bana kadar geldi sanki...
YanıtlaSilÇok gezen mi çok bilir, yoksa gezenlerin anlattığını satır satır okuyan mı? :)
Lavanta kesen harika:)
YanıtlaSilNe güzel gözün aydın, hem hasret gider hem İstanbul'u gez, ama döndüğünde mutlaka anlat İstanbul'u, kendini çok yorma, öpüyorum.
kankimmm,
YanıtlaSilseni özlemişim
hiç tadım yok bu aralar,
üzüntülüyüz baba hala yoğun bakımda
dua ediyoruz atlatması için
çokk öpüyorum seni
Lale Abla, süper günler geçirmişsiniz, çok özendim , çook...bir de öyle tatlı anlatıyorsunuz ki, ben de sizinle siz ne yapıyorsanız aynısından yapıyorum...sevgilerimle..
YanıtlaSil