Eski en eski blog okuyucularımın alışık olduğu yazılarımdan biriyle karşınızdayım. Yani daldan dala atlamaca:)
Yemek tarifleri, filmler, kitaplar, nereye gidelim, ne yiyelimler başlıyo anacım)))
Hadi önce tarifler.Bizim evde son zamanların en gözde yiyeceği, fırında, kış sebzeleri ile yaptığım mücver. İster yanına yoğurtla isterseniz çay yanında. Hatta kızlar okula götürüyorlar.
Malzeme: 1adet havuç,kabak, kereviz ve yine bir adet büyük ama önceden haşlanmış patates,kerevizin yeşil kısımlarını incecik kıyın sakın atmayın.yarım demet maydonoz, dereotu, taze yeşil soğan, iki çorba kaşığı un, 2 adet yumurta, tuz, karabiber,2 çorba kaşığı zeytinyağ ve aklınıza gelen tüm sevdiğiniz baharatları da ilave edin malzeme listenize...Mesela zerdeçal,kimyon gibi.
Tüm sebzeleri rendeleyin,patatesi iyice ezin. Un, yumurta ve baharatlarla iyice karıştırın ve pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiye kaşık kaşık döküp 200 derecede pişirin.Bazen patates yerine bir küçük karnabaharı haşlayıp iyice eziyorum. Öyle de çok güzel oluyor.
Şimdi sıra yapa yapa evdekileri neredeyse bıktıracağım elmalı pastada...Tarifi instagramda o kadar çok sayfada gördüm ki sonunda dayanamadım yaptım:)
Malzeme: 3 büyük elma,3 adet yumurta, 1 tatlı kaşıgı tarçın, yarım çay bardağı kuş üzümü,1 su bardağı yogurt,1 su bardağı şeker, bir su bardağı sıvı yağ, iki su bardağı un, kabartma tozu, vanilya...
ilk yapacağınız ve bu tarifin en önemli noktası olan şey yoğurt,şeker ve yağı birlikte çırpın ve içinden bir su bardağı kadarını alıp,ayırın.
Geri kalan malzemeyi kalan, karışımla birlikte çırpın kare bir fırın kabına koyun, elmaları dilim dilim kekin üzerine dizin, kuş üzümlerini ve tarçını da üstüne serpip 180 derecede pişirin.(kuş üzümlerini önceden ılık suda ıslatın)
Fırından çıkan kekinizin üstüne daha önce ayırdığınız karışımı bir fırça ile ya da bir kaşık yardımı ile yayın. Bu işte altın vuruş oluyor. Lezzet tarifsiz.
Bu ara televizyonlardaki tüm programlar tatile girip de tekrar programlarına başlayınca ne kadar güzel oldu. Hem daha çok kitap okudum hem de Netflix de şahane filmler,diziler izledim.
Las Chicas Del Cable,bunlardan biri. Bir telefon şirketinde çalışan dört kadının hikayesi. Askları, hırsları, yaşam mücadeleleri... Ben beğendim.
Oscar adayı alan ve bu senenin Altın Küre ödüllerinde de bir sürü ödülü kaldıran Green Book ise kesinlikle kaçırmamanız gereken bir film. Yani benim izlemezseniz küserim kategorime girenlerden.
Ünlü bir siyahi müzisyen, kendisine konserleri boyunca şoförlük yapabilecek olan bir beyazı Tony'i işe alır. Yol boyunca onlara Amerika'daki siyahilerin konaklayabilecekleri,yemek yiyebilecekleri yerleri gösteren yeşil rehber adlı kitapçık yol gösterecektir. Rehberin ilk sayfasında ''Gücenmeden yolculuk et'' yazıyordu. Muhteşem salonlarında dinleyip, ayakta alkışladıkları müzisyene aynı salonda bile yemek yedirmez, tuvaleti kullanmasına izin vermez, soyunma odası olarak temizlik malzemelerinin deposunu kullandırırlar.Yolculuk sonunda hem şoför hem müzisyen inanılmaz değişirler. Yer yer çok güldüm, yer yer çok kızdım ama sonunda da ağladım.
Roma filmi içinse ne desem az. Bir hikaye bu kadar mı naif anlatılır.
Meksiko'nun Roma mahallesinde bir malikanede hizmetçilik yapan Cleo'nun evdeki dört çocuk, ev sahibesi ve kendi özel yaşamının hikayesi. Ekonomik şartları farklı olsa da evin sahibesi kadınla aynı dertleri yaşarlar ve bu onları çok iyi dost yapar, ama aralarındaki çizgi de hep durur.
Altta gördüğünüz fotoğraf ise Edebiyat Haber de yayınlanan kitap tavsiyelerimin haber fotosu:)
Bugünlerde İstanbul çok soğuk ve yağışlı ve yapılacak en iyi programlarda evde yapılanlar. Film izlemek, kitap okumak, DigiTürk 452 de eski Fransızca şarkılar dinlemek.
Benim elimde de valla çok şahane bir kitap var. İnstagramda da aynı kelimelerle tarif etmişim:)
Hikaye de daha yazın gittiğimiz Gürcistan'da geçiyor. Ballı lokma tatlısı gibi,ekmek kadayifınin üstündeki kaymak,pastanın üstündeki çilek,fırından gelen taze ekmek kokusu gibi bir şey.
Ayının kırk türküsü varmiş,kırkı da ahlat üzerine...
Benim de tüm güzellemelerim de yiyecekler üstüne tövbe estağfurullah.
Kitabım yıllardır devam eden, yeni yılın ilk kitabını birbirimize hediye etme etkinliğinde Leylak Dalı'nın hediyesi.
Hadi bir de mekan tavsiyesi verip gideyim. Hem İstanbul'da yaşayanlar hem de yolu İstanbul'a düşecekler için olsun.
Şerefiye Sarnıcı,bir mücehver gibi...Kendinizi bundan esirgemeyin. Giriş ücretsiz.
İşte böle böle...