Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Ocak 2011 Salı

SALI SALLANIR



İki gündür yağmur var İstanbul'da...Bir şehre yağmur bu kadar mı yakışır...sessiz sessiz yağıyor...Yok öyle tıp tıp camlara vuran cinsinden değil, usuldan susuldan ...kibar kibar yağıyor.

Dün film ve okuma günüydü...Gündüz film akşam okuma...tüm ısrarlara rağmen , salonu Ezelcilere bırakıp odamda kitabıma gömüldüm... Yılbaşıydı falandı filandı derken; Kolera Günlerinde Aşk , çok kaldı elimde... Aşkın belirtilerinin koleraya benzediğini biliyormuydunuz...

Nihayet Newyork'da Beş Minareyi izledim... Söylenenlerin aksine Mustafa Sandal'ı başarılı buldum... Haluk Bilginer ise her zaman ki gibi muhteşem ama film bir Beyaz Melek bir Güneşi Gördüm değil...Mahsun Kırmızıgül beni hem çok şaşırtan , hem nereden nereye dedirten insanlardan olmuştur... Başında öyle arabesk takılması belki de oyunun bir parçasıydı bilemiyorum, o zamanlar öyle yapmasa şimdi bu filmleri yapacak imkanı bulamazdı belkide...




Günün programı..Akşam kızlarla Capitol buluşması ve sinema...
Günün yemeği:Kuru biber dolması
Günün aksiyonu: çekmece örtülerinin yenilenmesi
Günün fırsatı: Kuzguncuk'da yeni açılan kitap Cafe'yi keşif (belki)


DÜZENLEME:
ÇOK SEVGİLİ
Şuşu'nun Öyküsü...çok teşekkür ederim kendi yaratıcılığınızı benim içinde kullandığınız için, hayat boyu saklayacağım bir kart oldu...
Mavianne: Canım kankii, zevkle takacağım kolyemi... laf aramızda hep kıskanırdım kuzenimin balık kolyesini:)
Bir adam bir kadın: taaa Singapurlardan ses vermişsiniz çok ama çok teşekkür ederim
Sevgi Terazisi: Kartın beni ta nerelere Ordu'ya çocukluğuma götürdü , hemen bu kartın denemelerini yapacağım ben de...

Asuman Yelen: Asumancın dileklerin, dileklerim olsun ... kartın gibi pırıl pırıl olsun 2011

Yaşamın Kıyısından: Sevgili Nur, çok zevkli, el emeği kartın için ve güzel dileklerin için çok teşekkür ederim sana da...
Yılın bu dördüncü gününde yeniden yılbaşı coşkusu yaşattığınız için hepinize bin teşekkür

2 Ocak 2011 Pazar

yılın ilk yazısı

O kadar hızlı başladı ki 2011, o yüzden yılın ilk yazısı da rötarlı geldi... Yeni yıla Naziş'in arkadaşı Neslihanların evinde gireceğimizi yazmıştım son yazımda... Çok eğlenceli bir gece oldu... hem eğlenceli hem leziz, hem maceralı...Sipariş edilen hindi dolması servis edilmeye hazırlanırken bir de baktık ki yani utanmasa canlı gönderilecekmiş neyse yapan firma çok eski ve iyi bir firma olunca hemen meseleye el koydular ve bizi mağdur etmediler...Gecenin yıldızları kızlardı... Dört kız bize çok eğlenceli bir gece yaşattılar... Neslihan'ın Ankara havası ile yaptığı show ve Gamse ile Candan'ın apachi dansı gecenin en eğlenceli dakikalarıydı... Naziş bu bölümlerde fotoğrafçı olmayı tercih etti.Kocamın doğum günü pastasını üflemesi ve pasta servisinden sonra evimize geldik...





Ben gece yorulduk geç yattık, artık yarın öğleye kadar uyuruz dedim ama sabah bir baktım Gamse yatakta kitap okuyor...Naziş zaten Neslihanlarda kalmıştı... Hadi ben sizinle güççük bir kahvaltı yapayım,Gamse'nin programı varmış zaten, Beyoğlu tayfasıyla da kahvaltıma devam edeyim dedim.-Kocam- Lalei Bağlarbaşından Taksim'e telefrik yapılıyomuş dedi...Ben de aa dedim...ama 60 sene sonra falanmış dedi....Gamsegamse de benim Annem o teleefriğe binmeden bu dünyadan gitmez dedi hehehehe.
Neyse hava çok güzeldi, pırıl pırıldı ama göz bebeklerim bile üşüdü deseniz inanın valla güneş gözlüğü taktım... Kuzen tayfasıyla yine her zamanki yeme içme gülme konuşma Gülden'in beni ara ara fıtık etme halleri falan ...Taksim -Beyoğlu akşamdan kalmaydıi her yer yine çok kalabalıktı... Motorda karşımda oturan gençler çok sevişgendi bence mahsuru yoktu ama yanımdaki teyze sanki, sorumlusu benmişim gibi beni dürtükleye dürtükleye mahvetti...Kızcağız meğer doktormuş o ara hastası aradı da ara verdiler.

Eve gelirken kurabiye fırınına uğradım, eğer yolunuz Üsküdar'a düşerse Kadıköy dolmuş durağının arkasındaki bu fırına girin...özellikle dereotlu peynirli poğaçasından mutlaka alın...Her kurabiye dört kişilik ben her çeşitten alır dörde bölerim mesela...Akşam Yahşı Cazibe izlerken çayımıza eşlik ettiler.

Gece kitabımı okudum sonra Tarihin Arka Odasını izledim...İzlerken uyumuşum ...Sabah daha yataktan kalkmamıştım ki Nevin Abla aradı( Nevin Abla benden dört yaş büyük, Kocamında çocukluk arkadaşı ama sonra ben daha samimi oldum, Kocam abla dememe uyuz oluyor ama biz halimizden memnunuz) İstanbul'a gelmiş, evdemisin dedi ...koooş dedim...koştu geldi Necla ile ...Necla ile maceralarımız kitap doldurur... Çocuklarımız aynı yaştatdır, Gamse'nin Samet'in kafasını oyuncak kamyonla delmişliği falan vardır o derece yani... Kızları Ceyda aylardır İstanbul dışında film çekimindeymiş, Samet de öyle telefon açtıklarında Anneleri bizde olduklarını söyleyince bi koşu onlarda geldiler... Sonra benim Koca sonra Necla'nın Kocası Sadi geldi...Nevin Abla benim ne kadar iliğim , söküğüm, tamirat işim varsa yaptı... Samet bozulan klavyemi tamir etti...Mutfak ha babam de babam çalıştı bu günde böyle sona erdi.

Artık okuma vakti geldi çattı...

31 Aralık 2010 Cuma

yılın en son yazısı


leylak Dalı
Asiss-Butterfly,
Selma Er
Define Adası
lezzetli somunlar
Nazpek
Hepsüslü
Macera Kitabım
Sabunlarım
İlknurca
kelebekana
Hüznüntadı
Sanatnotları
Elifinelizi
Buğdaytanesi
Karakitap
NihanSarı
Zeynepözmen

Hepinize yeni yıl kartlarınız ve güzel dillekleriniz için teşekkür ederim...

30 Aralık 2010 Perşembe

yılın son yazısı

Dün gece saat tam üç de pıt diye gözüm açıldı...sanki doingg diye birşey oldu...Sanki iki gündür uyumuşum da uykumu almış gibiydim aynı. O saatte magazin programı izledim....yav bizim küçük Osman bölüm başına 10 binTL alıyomuş...Zuhal Olcay ile taş fırın Haluk sevgiliymiş hehe bu kadar magazin yeter sonra ROZANNE izledim,ebat olarak mı ne kendime yakın bulduğumdan seviyorum onları...sonra sonra bizim koğuşun kalk zili çaldı...Gittim yeşil çayımı yaptım FIRTINA yı izledim...yıllar öncede severek izlerdim,şimdi karga şeyini yemeden oynayan tekrarlarını da aynı zevkle izliyorum...


Hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde , diye bir türkü tutturabilirdiniz bu gün İstanbulda...Acaip soğuktu.Benim okeycilerle buluşmaya giderken nasıl o kadar hızlı yürüdüğüme şaştım kaldım...Fato masasını yılbaşı gecesi masası gibi donatmış herkesin servisinin yanına hediyesini koymuştu...Valla iyi idi hoş idi yedik içtik güldük oynadık...


Yarın akşam yeni yılı, Naziş"in teeee Anadolu Lisesinden arkadaşı Neslihanların evinde karşılayacağız...Neslihan ve Nazlı"nın yolları bir tek üiversite yıllarında ayrıldı...Naziş Ege üniv.e Neslihan ODTÜ"ye doğru yol aldı,Neslinin kardeşi Candan da Gamse ile hem yaşıt hem meslektaş..Bu ikisinin .ilk tanıştıığımız gün kolkola girip ortadan kaybolma gibi bir egzantiriklikleri de var...O yüzden yarın akşam bizi neyin beklediğini tahmin edemiyorum

Hepinize mutlu yıllar tüm dilekleriniz gönlünüzce olsun

29 Aralık 2010 Çarşamba

ÇARŞAMBANIN "Ç " si

Dünkü yorumlarnız için hepinize ayrı ayrı çok ama çok teşekkür ederim.O kadar içten yorumlar yazmıştınız ki ayrı birer hediye oldu bizim için.Blog arkadaşlarım dışında beni sessiz sesiz izleyen ama dün yorum yazıp ses veren ;Atina'dan Derya ve Ayvalık'tan Necla Geyik'e de yine ayrıca teşekkür ederim.Bal kadar tatlı kahve gibi keyifli arkadaşım ise inanılmaz bir renk tat kattı bu günümüze bu tat ileriki günlerde yaşanıp anlatılacak...

Biz dün aynı eski günlerde ki gibi plansız programsız bir gün geçirdik...Gönlümüzün çektiği bir yerde yemek yedik, vitrinlere baka baka dolaştık kritik yaptık, günün mana ve ehemniyetine uygun bir romantik komedi film seçip sinemaya gittik eve gelince bir kutlaşmada ev de yaptık...İzlediğimiz film ''Başımıza Gelenler''...Çok hoş bir romantik komediydi ...tavsiye ederim.


Geçen hafta yapıp da yazamadığım, kayda geçmesini istediğim şeylerden biri, Ebrucuk'da yaptığımız dördüncü geleneksel erken yılbaşı partisiydi.... Çok ama çok eğlenceliydi,,,Zeyanın getirdiği şimdi adını hatırlayamadığım oyun ve kaflarımızdaki kırmızı taçlarımızla çok eğlendik.

Cancan'lar yeni evlerine taşındılar ve taşındıkları gün biz Cancan'la gece yarılarına kadar uzanan bir gün yaşadık...Yeni evine giderken o uykudaydı ama eve girerken gece yarısı trenine bay bay tren demeyi ihmal etmemiş:))


Bir Erenköy pazarı daha yaptım ve Viskoncu İbo'dan bir kadife eşofman altı daha aldım...kesinlikle diz yapmayan, dikişsiz eşofmanları favorim oldu...

Kitabım ''Kolera Günlerinde Aşk'' yavaş gidiyor, çünkü uykum çok çabuk geliyor bu sıralarda...Ama sırada bekleyen kitaplarım için çok sabırsızım...

Her gün aldığım yeni yııl kartları günüme ayrı bir tat katıyor...LEYLAK DALI çok farklı bir şey yaşamamıza neden oldu bu yıl...Kartlarımı yılın son günü toplu gösterime sunacağım...hepsi öyle güzelki kimi el emeği , kimi özenle seçilmiş, Türkiye'nin dört bir yanından gelen kartlar.


Bu günlük bu kadar olsun şimdilik ....

Günün yemeği-hamsi tava
Günün filmi-AKDENİZ
Günün kahvesi-karamelli
Günün çayı-yasemin
Günün işi-çamaşır katlama

28 Aralık 2010 Salı

çıktık açık alınla 29 yılda her savaştan

Fındıkzade de ki evin penceresinin dili olsa da anlatsa sana,yolunu ne çok beklediğimi...İstiklal caddesinde bir yerlere takılıp kalmışmıdır o gençlik kahkahalarımız...Kumburgaz...Gümüşyaka sahillerindeki ayak izlerimiz silinmişmidir çoktan...Bilecik"de ki gelincik tarlaları hatırlar mı O asker ç0cuğun nişanlısı için bir günlüğüne kaçmayı göze alıp gelincikler arasından ana yola çıkmayı göze alışını...Öyle çok gezerdik ki 0 karartma gecelerinde Annemin ödü patlardı biz eve gelene kadar...adaklar adardı kadıncağız evlendiğiniz gün aç köpekleri doyrucam diye...iyi ki bu günkü kadar teknolojik bir zaman değilmiş o zaman da gönlümüzce gezebilmişiz,evden çıktıktan sonra nerede olduğumuzu bir tek bizim biliyor oluşumuzun cazibesi dayanılmazdı...

Bu gün tam 29 yıl olmuş...hava da aynı 0 günkü gibi soğuk ama kalbim de aynı o günkü gibi...
0kulu o gün iyi ki kırmışım iyi ki 0 gün sizin okulda boykot varmış, iyi ki ama iyi ki evlenmişiz yeşil parkalı çocuk.

24 Aralık 2010 Cuma

Çok Can'lı çok heyecanlı





Sözün özü biz bu gün bunları yaptık... Yılbaşı ağacı süsledik... Bing Bang öğrendik...evi çok ama çok karıştırdık, darma duman ettik...